17.bölüm - "Baba."

Start from the beginning
                                    

"Ötüken gülüşlüm." dedi ve Elif'in gamzelerini öptü. Bir gün gülüşünden de öpecekti ama şu an o kadarını yapamazdı. Elif rahatsız olabilirdi.

Elif ise eşinin ona karşı hitap şeklini duyduğu an donup kalmıştı. Üstüne üstün gamzelerinden öpünce heyecandan başı dönmüştü ama hemen kendine gelmişti. Ötüken gülüşlüm... Ne kadar güzel hitap şekliydi.

"Mustafa." dedi kızaran yanakları ile Elif. Mustafa eşinin ona seslenişi ile tekrardan derin nefes aldı ve dayanamadı. Eşinin yanaklarına öpücük kondurdu. Karşısında bembeyaz gelinlik, kızarmış yanaklar ve güzel yüzü ile duran eşine nasıl karşı koyabilirdi ki zaten?

"Abdestin var mı?" diye sordu Mustafa. Elif hemen başını salladı.

"İkindi namazını gelinlik ile kılabilir misin peki?" diye sordu hemen. Gelinlik çok kabarık değildi ama yine de eşine sorması gerektiğini düşündü.

"Kılarım. Sen takım elbise ile kılabilecek misin?"

"Sen gelinlik ile kılabiliyorsan ben de takım elbise ile kılarım herhalde. Sonra da akşam iki rekat nafile namazı kılarız." Mustafa'nın kurduğu son cümle ile Elif'in yanakları daha da kızardı.

"Tamam." dedi sadece ve eşi ile beraber ikinci kata, odalarına çıktılar. Mustafa eşinin ve kendisinin tüm eşyalarını bir kaç gün önceden göndermişti. Seccadeleri de buradaydı. Mustafa önde, Elif ise ondan biraz arkada namaz kılmaya başladı. İkindi namazını kılmış ve ardından seccadelerini katlayarak çekmecenin üzerine koymuşlardı.


"O zaman ben takım elbiseyi çıkartıyorum. Banyoda kıyafetimi giyeceğim. Sende gelinliğini çıkarıp dolaptan elbiselerinden birini giyebilirsin. Tüm kıyafetlerin dün getirildi." dedi Mustafa ve dolaptan kendi kıyafetlerini alarak banyoya gitti. Evlenmiş olmaları hala garip hissettiyordu. Mustafa eşi ile beraber ilk defa namaz kılmıştı, sevdiği kız ile birlikte kıldığı namaz çok ayrı hissettirmişti.

Elif yatağa oturmuş yere bakarak düşünüyordu. Gerçekten bu kadar heyecanlı hissetmesi normal miydi? Sadece birlikte namaz kılmışlardı ama bu o kadar güzel hissettirmişti ki. Elif gülümseyerek ayağa kalkmış ve gelinliği çıkarmıştı. Dolaptan rahat elbise alıp giymişti. Tesettürünü de çıkarıp dolaba koyduğunda bir şey farketti. Mustafa onun saçlarını görecekti. Yıllardır saçlarını mehrem olan insanlar dışında kimse görmemişti ve bugün Mustafa Elif'in saçlarını görecekti. Ama en güzel duygu ise artık Mustafa'nın da namehrem olmamasıydı. Mustafa onun helaliydi. Dizlerinin biraz altında olan bir elbise giymiş ve saçlarını açık bırakmıştı. Saatlerdir saçları sıkı şekilde toplanmıştı ve bu yüzden başı çok ağrıyordu. Özellikle saç uçları.

Hasbelkader Where stories live. Discover now