29.Bölüm: GELECEĞİN ÇAĞRISI

En başından başla
                                    

Yumuk suratı aklıma gelince gülümsemeden edemedim.

Gece kulesinin terası oval şekilde ve üstü açıktı. Arkamdaki masanın üzerinde çalışmam için bir bardak su, tutuşturulmak üzere birkaç kuru çalıyla kâğıt parçası, bir avuç da toprak duruyordu. Saatlerce başında dikildiğim masadan sıkılıp kafamı dağıtmak üzere manzarayı seyre dalmıştım.

Aryen sessizce yanıma sokulup kollarını arkamdan doladığında bir an irkildim. Karnımın üzerinde birleştirdiği elleriyle bedenimi kendine yasladığında inci rengindeki geceliğimin ipek kumaşı Aryen'in çıplak teniyle ısındı.

"Güzelim." Uykuluydu sesi, yeni uyandığı belliydi.

Aryen'i görebilmek için başımı hafifçe yana yatırdığımda yüzünü boynuma gömüp derin bir nefes çekti içine.

"Yine uyumamışsın." Hayıflansa da sesi yumuşacık bir zarafetle okşadı. "Senin için endişeleniyorum."

"Güçlerim konusunda benim de endişelerim var." Ellerimi karnımın üzerinde duran Aryen'in elleriyle buluşturdum. "O günden beri asla kullanamadım. Taşların ruhunu hissedemiyorum da... sanki yeniden uykuya çekilmişler gibi."

"Belki de elementler bile uyuyup dinlenmen gerektiğini söylemeye çalışıyorlardır." Kollarının arasından çıkmadan dönüp yüzüne baktım.

"Maysa hâlâ nefes alıyor," diyerek uğursuzluk getiren ismini tiksinir gibi sarf ettim. "Onu ortadan kaldırmak istiyorum. Kim bilir daha kaç masum bebeğin kanına girdi ve devam ediyor."

"Hâlsiz düşeceksin," diye üstelediğinde başımı iki yana sallayarak reddettim.

"İyiyim ben." İnandırıcı görünmek için gülümsedim ama yorgun hissediyordum. Bıraksalar günlerce uyuyabilirdim.

Ellerimi Aryen'in göğsüne yerleştirdiğimde dudaklarıma ılık bir öpücük bahşetti. Diyara geldiğim gün cehennemim dediğim, kalbine hançer saplamak için fırsat kolladığım adamın kollarında cıvıldıyordum şimdi, ne garip... Bir öpücüğüyle başımı döndürüyor, yorgunluğumu alıp götürüyordu.

"Gerçekten iyiyim." Aryen'in kuşkucu bakışlarındaki ifade bir türlü gitmedi. "Saraya döndüğümde bir duş alıp kendime gelirim, hiçbir şeyim kalmaz."

"Orada kalmanı istemiyorum daha fazla."

"Ben de istemiyorum ama..."

"Buna bir son vereceğim," diyerek lafımı kesti.

Şaşkınlıkla kuşanan gözlerim Aryen'in gözlerinde asılı kaldı. Yorgunluktan yarı kapalı duran gözkapaklarım birden açılıverdi.

"Nasıl?" diye sorarken sesim tiz bir cıyaklama gibiydi. Daha fazla bela istemiyordum. "Ne yapacaksın?"

"Kâbus Sarayı'nı yeniden yaşanabilir hâle getireceğim." Kirpiklerinin arasına karışan saçını geriye çekerken gülümsedi. "Geldiğimden beri halkımın ve hanedanımın peşinde oyalanıp durdum; çünkü ailemle yeniden krallığımı kurmak istiyordum." Gözlerindeki hüzün benimkilere yansıdı. "Ama artık sen varsın. Ailem, halkım, leydim... Bu adımı seninle birlikte atabilirim."

Duyduklarımın şaşkınlığıyla afalladım. Dünyaları bahşetmiş gibi ışıldayan gözlerle Aryen'e bakarken gülüşlerimi bastırmak için ellerimi ağzıma bastırdım.

Aryen uzanıp ellerimi tuttu ve gözlerimin içine bakarak konuştu.

"Leydi Rena..." dedi duruşunu düzelterek. "Benimle krallığımızı yeniden kurmaya var mısın?"

YOZLAŞMIŞ HARABELERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin