"Bu defa ben seninle ilgilenmek istiyorum."
"Zevk duyarım ben de seni hazırlayayım öyleyse" diyerek çapkın bir gülüş attı. Jisung anlamasa bile onayladı. Jisung eline aldığı penisin ucunu ağzına aldı. Başta sadece ucunu aldığı penisi yavaş yavaş tamamına yakınını ağzına aldı. Minho hissettiği sıcak ağız ile derin inlemesini bırakıp kafasını geriye atsa da kendini toparlayıp eline aldığı kayganlaştırıcının kapağını açıp ağsa eline dökmüştü. Kayganlaştırıcıyı yavaş yavaş parmaklarına yayarken Jisung kafasını kaldırmış ona bakıyordu. Minho, bir insan hem seksi hem de sevimli nasıl olur diye düşündü. Sağ elini Jisung'un kalça arasına yolladı. Jisung değilinde hissettiği baskı ile ağzındaki penise dişlerini sürttü.
"Hım demek yaramazlık yapıyoruz."
Jisung'tan kalçalarını sallayarak aldığı cevap ile kahkaha attı. Birden Jisung iyice derine girmesi ile gözleri kaydı. Minho kendini toparlayıp ilk parmağını jisung değiline yolladı yavaş yavaş genişletti sonra ikinci derken makas hareketlerine başladı. Jisung iyice yaklaştığını anlayınca Jİsung'u durdurup kafasını kaldırdı. Bu kadar yeter bende seninle ilgilenmek istiyorum dedi. Bir süre öpüştüler ama jisung onu tekrar yatağa itti. Minho onun bu hırçın haline bayılmıştı. Jisung yavaş yavaş Minho'nun kucağına geldi. Yeterinde sertleşen penisi kalçalarına hizalandırdı ve eliyle destekledi. Yavaşça yavaş Minho'nun penisini içine aldı. Penisin tamamımını içine alınca gözlerini kapatıp dudaklarını ısırdı.
"Ah Minho"
"Söyle bebeğim"
"Bu çok çok güzel"
"Asıl güzel olan ne biliyor musun?"
"Hımm ne?" Jisung yavaş yavaş kalçasını kaldırıp indirmeye başlamıştı.
"Sensin."
Jisung gittikçe hızını arttırmıştı. Minho'nun kucağında zıplıyordu. Minho iste arkasına yaslanmış Jisung'un vücudunu okşayarak anın tadını çıkarıyordu. Bir süre sonra iyice hızlanan Jisung "Minho" diyerek derin bir inleme bırakmıştı. Minho ise ona yardımcı olmak için hafif doğrulmuş, Jisung'un kalçalarını tutup onu aynı konumda zıplatmaya başlamıştı. Hızları artıkça Jisung'un sesi yükseliyor ve iyice zevke geliyordu. Minho ise dudakları ile Jisung'un üst vücudunda gezintiye çıkmıştı. Jisung prostatına aldığı baskı ile iyice sınıra gelmiş kendini sıkmaya başlamıştı. Minho'da Jisung'un sıkıştırdığı penisi ile iyice sınıra gelmiştir. Birkaç gelgit sonrası ikisi de güçlü bir şekilde boşalmıştı. Jisung Minho'nun boynuna sarılmış, o şekilde Minho hala içindeyken onunla birlikte yatakla buluşmuştu.
"Baldırların çok sıkıymış gerçekten" dedi Jisung. Bu söylediği ile Minho'dan güzel bir kahkaha almıştı.
"Senin de kalçaların çok sıkı" demişti. Jisung kalçalarını sallamıştı fakat bu pek mantıklı bir hareket olmamış, içindeki az önce uyuyan aslanı yeniden uyandırmıştı. Minho onu ters çevirip bu defa daha yavaş bir şekilde ikinci tura başlamıştı.
Neyse ki Felix evde değildi yoksa bu gece uyuması pek mümkün değildi..
Sabah kalktıklarında saat öğren on ikiyi gösteriyordu. İlk uyanan Minho olmuştu. Banyoya girmiş dolaptan kullandığı havluyu almıştı. Duşunu alıp beline havluyu sardı. Diş fırçası kutusuna baktığında Jisung'un geçen gün ona verdiği fırça yerinde duruyordu. Gülümsedi ve fırçayı alıp dişlerini fırçaladı. Odaya döndüğünde Jisung hala uyuyordu hatta bir miktar horluyordu. Üşüttüğü için horladığını bildiğinden dün Jisung'un makineye attığı kıyafetleri arasından baksırını aldı. Altına Jisung'ın eşofmanlarından aldı ve giydi. Mutfağa geçip Jisung'un önlüklerinden birini taktı, tam biskolata erkekleri gibi olmuştu. İkisine iyi gelecek bir çorba hazırladı. Yine kahvaltı için bir şeyler hazırlamaya başladı. Bir yumurta rulosu hazırlamaya başladı.
Jisung ayaklarını sürüyerek mutfağa geldi. Saçları dağılmış gözlerini hala açamamıştı. Minho'nun arkasından sarılıp yanağını Minho'nun çıplak sırtına yaslayıp beline sardığı kollarını sıktı. Minho onun bu haline gülümseyerek rulosunu pişirmeye devam etti. Jisung mutfak önlüğünden soktuğu ellerini Minho'nun karın kaslarında gezdiriyordu.
"Yaramazlık yapma ve uyu, kıvırcık"
"Hem uyusam hem oynasam olmaz mı?"
"Olmaz gıdıklanıyorum rulolarım düzgün olmuyor."
Jisung anında kollarını çekip göğsünde bağlayıp Minho'nun karşısına geçti. "Ben mi yumurta rulosu mu?"
"Muntazam şekilde yaptığım ruloları yanaklarına doldurarak yiyen sen."
"Tamam teslim oluyorum seninle yarışamam." diyerek ellerini kaldırdı. "Ne pişirdin böyleee?" derken gelen hapşırma ile Minho eline kağıt havlu alıp, Jisung'un burnunu sildi.
"Bu yağmurda hastalanan minik sincap için onu bir günde iyileştirecek bir çorba yaptım?"
"Gerçekten mi?" Jisung çok mutlu olmuştu. Eski eşi yemek konusunda pek iyi değildi. Yemekleri hep Jisung hazırlardı. Jisung hasta olduğunda ise genelde dışarıdan bir şeyler sipariş ederlerdi. Uzun süre sonra hasta çorbası yiyecekti. En son annesi vefat etmeden önce yemişti.
"şşş ne oldu bebeğim?"
"En son annem ölmeden önce hasta çorbası yemiştim, o aklıma geldi." Jisung Minho'ya dürüst olmuştu.
"Oo rakibim çok güçlüymüş" dedi.
"Mis gibi kokuyor ama tadını çok merak ettim." Jisung bebek moduna girmişti. Minho normalde böyle bebeksi tavırlardan hoşlanmazdı ama Jisung sarıp sarmalamak istiyordu.
"Ne zaman hazır olur?"
"Birazdan hazır olur"
"Öyleyse ben bir elimi yüzümü yıkayıp geliyorum sana da tişört getireyim mi salon soğuk gibi sanki?"
"Hiç fena olmaz." Jisung hala yumurta ruloları ile uğraşan Minho'nun sırtına bir öpücük koyup aynı yere burnunun ucunu hafifçe sürtüp gitti. Minho hızlanan kalbi ile telaşlandı. İşte şimdi anlamıştı. Jisung' a kaşı olan bütün o duygularının ne anlama geldiğini...
~~~~~~~~~
YOU ARE READING
No Strings Attached/ Minsung
FanfictionJisung yıllar sonra döndüğü Kore'de kendisi gibi hayatında aşkı istemeyen Minho ile yolları birleşir. İkilinin ilişkisi ilk başta sadece çıkar üzerine bedensel bir ilişki olsa da zamanla araya duygular girer. Fakat bir anlaşmaları vardır. Bağlanmak...
Duygular (M)
Start from the beginning
