Alaturka mı? Klozet mi?

126 20 10
                                    

"Bak kanka alaturka tuvalet daha iyi. Klozet ne ya ıyyy."

"Hayır gerizekalı klozet daha iyi."

"Kıçımın kenarı sanki eskiden klozet vardı."

"Aptal yıllar önce klozet zaten icat edilmişti. Hatta sen yanlışlıkla dünyaya gelmeden önce bile klozet vardı."

"Allah aşkına sesinizi kesin sabahtan beri başımda vır vır konuşuyorsunuz bi' rahat bırakın ya!" Yavaşta gözlerimi açtığımda etrafımdakilere baktım. Baş ucundaki sandalyede Chan oturuyordu.
Felix ve Jeongin yere oturmuş telefondan bir şeylere bakıyorlardı. Changbin havaya boş kroşeler atıyordu. Ve Hyunjin ve Seungmin ayak ucumda yüksek sesle saçma bir konu hakkında tartışıyordu. Hyunjin sesimi duyar duymaz başıma dikilip "Minho sen söyle, klozet mi daha iyi yoksa alaturka mı?" Yüzümü buruşturarak Hyunjin'e baktım. Alaylı bir sesle "Poşete sıçıp karşı daireye fırlatmak daha iyi."dedim. Chan sözlerimden sonra bir kaç kere yalandan öksürmüş ve kaş göz işareti yapmıştı. İçimden napıyor bu diye geçirdim. Changbin etrafa kroşe savurmayı bırakıp yanıma geldi ve "Nasıl oldun?" diye sordu.

Derin bir nefes alıp "Başımda da sızı var ama Hwasa yüzünden sikim daha çok ağrıyor hatta sızısı daha da artmış." Sözümüm bitmesiyle beraber tuhaf bir öksürme sesi geldi. Ardından ise Chan sessiz bir küfür savurmuştu. Sesin geldiği tarafa başımı çevirdiğimde camın önünde oturan elindeki suyu öksürmeden içmeye çalışan kişiyi gördüm. Jisung hoca...

"Ananı sikim..." Sessizce mırıldandığım küfürle beraber yataktan kollarımla destek alıp doğrulmaya çalıştım ama ayağımı kendime çektiğimde sebebini anlamadığım bir bilek ağrısıyla ayağımı kendime çekmeyi bıraktım. Elim ayağım birbirine girmişti resmen. Jisung hoca suyu içip elindeki bardağı yanında ki masaya koydu. Chan mırıldanarak "Gerizekalı Minho" demişti. Boğazımı temizleyerek "Afedersin hocam burada olduğunuzu bilmiyordum, açıklayabilirim."dedim. Bana döndüğünde gözlerini büyükçe açmış ve yanaklarını şişirmiş bir şekildeydi. Sincaba benziyordu.

Derince bir nefes alıp söze girdim. "Hocam şöyle ki öyle dememin sebebi aslında beden dersimizin ilk saatinde ben Hwasa arkadaşımdan basketbol topu istemiştim işte o da okulun gülle atma takımında ya el alışkanlığı yüzünden topu hızlıca attı bence yakalarım sanıp öne doğru koşunca top si- ay pardon yani şeyime geldi o yüzden öyle bir şey demiş bulundum yani yoksa düşündüğünüz gibi Hwasa'yla ilişkimiz falan yok. Gerçi niye öyle düşünesiniz ki? Öyle işte anlattığım gibi oldu olay yani yanlış anlamayın sakın." Tek nefeste her şeyi söylediğim için nefesim kesilmişti. Jisung hoca gözlerini kırpıştırarak anlattıklarımı düzgünce anlamaya çalışıyordu. Sebepsizce gerilmiştim ve üzerimdeki gerginliği atmak için gülümseyeyim derken yanlışlıkla pick me kızlar gibi kahkaha atmıştım. Şaka yapmıyorum gerçekten de ağzımdan "eheheh" diye bir ses çıkmıştı.

Jisung hoca bir şey söylemeyince daha da gerilmiştim. "Hocam?" Seslenmemle bana bakıp sadece "Hı?" demişti. "Olayı anladınız değil mi?" diye sorduğumda hiç bir şey demeden başıyla onaylamıştı beni. Chan konuyu değiştirerek "Ayağın iyi mi?" diye sordu. Şimdi Chan söyleyince hatırlamıştım ayağımı. Kaşlarımı çatarak "Harbi lan az önce ayak bileğim çok acıdı niye? Bir şey mi oldu?"diye sordum. Sorumla beraber Changbin kendini tutarak sessizce gülmemeye çalışıyordu. Hyunjin ise Felix'in arkasına saklanmıştı. Chan dişlerini dudağına geçirerek gülmemeye dikkat ederek konuşmaya başladı. "Bir şey yok ya sadece bir kaza geçirmişsin baygınken o kadar."dedi. Kaşlarımı daha da çatarak "Nasıl bir kaza geçirdim anlatsanıza." dedim. Changbin gülmesini durdurmaya çalışarak anlatmaya başladı.

*Flashback*

"Çocuklar hadi arkadaşınızı tutunda revire taşıyalım."dedi gri saçlı genç. Bir öğretmen olarak öğrencisine yardım etmeliydi sonuçta. "Hocam ben ayaklarından tutayım Seungmin'de kollarından tutsun siz de bizi yönlendirseniz olur mu?"diye sordu kaslı çocuk. Gri saçlı genç başını sallayarak cevapladı öğrencisini. "Ben ne yapayım?" soruyu soran kişi uzun saçlı oğlandı. Jisung ona bakıp biraz düşündükten sonra "Sende revire koş oradaki görevliye durumu haber ver." diye cevap verdi. Uzun saçlı oğlan başını sallayıp koşarak revire çıktı. Diğerleriyse Minho'yu taşımaya başladılar.

KİMYACI // MİNSUNGWhere stories live. Discover now