BÖLÜM 7; YENİ BİR YUVA

3 1 0
                                    

    Hala sokakta dolaşıyorduk meraktan değil, ev bulmalıydık. Her yere baktık ama hiç uyguna bir ev yoktu. Yanımızda fazla iridium yoktu. Bu yüzden idareli kullanmalıydık. Ev bulamayınca biz de bir iş bulmaya karar verdik. Nasıl olsa iş bulunca para otomatik olarak gelecekti. Bu yüzden iş bulmaya karar verdik. Yaklaşık bir-iki saat kadar iş aradadık ama bulamadık. Akşam olmak üzereydi aç değildik fakat nerede kalacaktık. Yeterince paramız yoktu ve alışlmadık bir şekilde hala umutluyduk. evet hala umut varmış gibi hissediyorduk. Yuuki ile Elenora çok iyi anlaşıyordu. Sanki birbirlerini yıllardır tanıyorlardı. Umudumuzun karşılığını almışa benziyorduk. Yaşlı bir kadın yanımıza yaklaştı ve kalıcak bir yerimizin olup olmadığını sordu. Bu çok ani bir hareketti. Hani bilmediğin insanlar ve onları evine kalmaya davet ediyorsun... Bizimde kalıcak bir yerimiz olmadığı için doğal olarak yok dedik. Bize evinde kalmamızı teklif edine hemen kabul ettik. Çok yaşlı değildi, ellilerinde gibiydi. Uzun siyah birbirine karışmış saçları vardı. Eski püsü yeşil bir elbise giyiyordu. Elleri buruş buruştu. Tıpkı bir cadıya benziyordu. Ama cadıların kıtasından bu kıtaya giriş yasak bu yüzden cadı olması imkansızdı. Gözlerine baktım. Bu kıtada yaşayanların gözü bayağı çekik olur. Kadınınki ise hiç çekik değildi. İçime bir kurt düştü. Dİğerlerini yanıma çağırıp kadındaki tuhaf şeyleri anlattım. Yuuki bana biraz hak verdi. Burada kimsenin elleri veya yüzü buruşmazdı, yaşlansalar bile! Fakat Elenora bizi dinlemedi ve herkesin aynı doğmadığını söylerdi. O da en az benim kadar haklıydı.

    Kadının teklifini kabul ettik. Ejderhalarımızı alıp kadının peşine takıldık. Yolda ejderhalarımız huysuzlanmaya başladı. Kadın bizi beklemek için durdu. Biz ise ejderhaları sakinleştirmeye çalışıyorduk. Ejderhalar bir adım dahi atmıyorlardı. Ne olmuştu. En sonunda inat etmeyi bırakıp peşimizden gelmeye başladılar. Yuuki ve Elenora'ya baktım. Yüzlerinde ilk defa endişeli bir ifade vardı. Belkide kendimizi tehlikenin içine atıyoruz da haberimiz yok. Kadının evi çok eski sayılmaz bir kaç yıllık gibi gözüküyor. Ejderhalar için bir ahırı vardı. Ejderhaları oraya bağladık ve içeriye girdik. Evin içerisi doksanlardan kalma bir ev gibiydi. Kahve rengi ön plandaydı. Koltuklar ve eşyalarda doksanlardan kalma gibi görünüyorlardı. Kadın bizi misafir odasına götürdü. Buranın ayrı bir havası vardı içerisi tıpkı şimdiki moda gibi tasarlanmıştı. Gayet güzeldi birisi koltukta,birisi yatakta ve birisi de yerde yatacaktı. Bana uyardı ama Yuuki ve Elenora'yı bilmem...

  Gece saat bilmem kaç ama uyuyamıyordum. Yer yatağında ben yatayım dedim, demez olaymışım! Dönüp duruyorum yatakta. Aniden ahırdan ejderhaların sesi yükseldi yine huysuzlanıyorlardır diye bakmadım hiç...   

Evren'in GünlüğüDonde viven las historias. Descúbrelo ahora