1

37 9 19
                                    

Yeni bir fice hoşgeldiniz. Aklıma geldiği için yapmak istedim. Bence çok güzel olucak. Umarım sizde beğenirsiniz. Neyse başlayalım.

**
Taehyung:
Siyah ve sıkıcı hayatıma hoşgeldiniz. Herşeyden vazgeçtim. Hayallerimden, mutluluğumdan, arkadaşlarımdan..herşeyden. Küçüklüğümü yaşayamadım. Sorunlarım yüzünden oldu. Mutlu olmaya çalışarken daha çok üzülüyordum. Hayat, etrafımdakıler beni üzmeye çalışıyorlarmış gibi.

Asla mutlu olamayacağıma kabullendim. O yüzden şimdi 19 yaşıma gelmiş, sigara ve alkol içiyorum. Sinirlenince söylediğim sözleri görmüyor, duymuyorum. Ama sonra anlayınca insanları kırdığımı anlıyorum. Benim için normal olan bir söz başkası için kaba oluyordu.

Ben Kim Taehyung sıkıcı liseliyim.

**
"Kızlarr!! Okula yeni çoçuk gelmiş. Çok yakışıklıı!" Ders daha başlamamıştı. Sıramda oturup kafamı çantama koymuştum. Uyumuyordum, gözlerimi dinlendiriyordum. Yalnız olmak, kimseyle konuşmamak, bu benim için çok güzeldi. Sessizlik benim istediğim hayattı. Hayır asosyal olduğunu düşünmüyorum ama seviyordum bunu.

"Erkek olduğuna emin misin? Kız gibi güzel"

"Evet erkek. Yanii toka takmayı seviyo-"

"Biraz sessiz olur musunuz?" Sesimi yükselttiğimde bana döndüler. Kaldırdığım kafamı geri koydum. "Üzgünüz bayım. Burası okul yatak odası değil" dediğinde burnumdan sert nefes saldım ve birşey demedim. Bela açmayı sevmiyordum. Kavgadan uzak birisiyim.

Zil çaldığı gibi kafamı kaldırıp yorgun ruhumla gözlerimi ovuşturdum. Çantamı yanımdakı sandalyeye koyup defter kalem çıkardım. Hoca içeri girdiği gibi bizi selamladı. Okula karşı önyargılı değildim. Çalıştığım kadar çalışıyordum. Bizim sınıftakılar biraz kıt beyinli o yüzden onların yanında zeki birisi gibi gözüküyordum.

**
Teneffüs olduğu gibi herkes koridora koştu. Ben koridora genelde çıkmam. Sadece lavaboya giderken çıkıyordum o da çok nadir hallarda. Defterimi kapatıp ayağa kalktım. Sessizce sınıftam çıktım. Ellerim ceplerimde başım eğik gidiyordum.

Birisi bana çarptığında geriye tökezledim. Etrafdakılar elleriyle ağzını kapatmıştılar. Dişlerimi sıktım. Başımı kaldırıp baktığımda bir çoçukla karşılaştım. Çocuk mu bebeksi yüzü vardı.

Koştuğu için kendisi bana çarpmıştı. İtici gözlerimle ona baktığımda ağzı açık bakıyordu. "Afedersi-" onun sözünü dinlemeden konuştum. "Önüne baksana. Gittiğin yere bak." Dedim ve onu dinlemeden yürümeye devam ettim. Arkamdan bakarak kalmıştı.

"Egoistin teki boşver" diyenler bile oldu. Duyduklarımı boşverip lavaboya ilerledim. Kimse yoktu. Böylesi daha iyiydi. Ellerimi yıkadıktan sonra ordan çıktım.

Sınıfa giderken herkesin bir yere yığıştığını görünce kaşlarım çatıldı. Hocanın sesiyle yanlarına gittim. "Müdürün doğum günü onun için pasta aldık. Hemde kocaman. Herkese yetecek kadar. Tüm okul yemek masasına" dediğinde herkes koştu. Hocaya yaklaştım ve dudaklarımı konuşmak adına araladım.

"Hocam, ben gitmesem olur mu?" Dediğimde hocam buna alıştığı için ellerini kalçasında tutarak konuştu. "En azından bugün git Taehyung. Tüm okul derken sende gitmelisin" dediğin iç çektim. Galiba bu sefer gitmem gerek.

**
Tepsimi aldığım gibi masaya yönelecekken birisi bana çarptı. Az kalsın döküyordum. Yine şu çoçuktu. "Ya senin sorunun ne!?" Dediğimde eğilip özür diledi. "Üzgünüm ben görmedi-" yanından geçip gittim. Herkesten uzak yalnız oturdum. Yiyip gidecektim.

Pastamdan bir lokma alıp ağzıma attım. Tüm odağım pastaydı. Kimseyi görmüyor, duymuyordum. Başımın üstünde birisi durdu. Başımı kaldırmadım. Öksürdüğünde yine takmadım onu. "Afedersin" dediğinde pastamı yemeğe devam ettim.

"Jungkook, benimle otur işte" duyduğum sesle yanımdakı kişi anladığım kadar reddetmişti. "Oturabilir miyim?" Dediğinde içeceğimden bir yudum aldım. "Bendn günah gitti" diyip yanıma oturdu. Tepsisini koyduğu gibi kendi pastasını yiyerek bana baktı.

"Bana bakma." Dedim pastamı yiyerek. "Ah peki, özür dilerim" diyip önüne döndü. Biraz geçti yeniden konuşmaya başladı. "Adın ne? Ben Jeon Jungkook" dediğinde son kalan pastamı da yedikten sonra ayağa kalktım. "Hey?" Arkamdan dedi ama ben tepsiyi bıraktığım gibi çıkışa ilerledim.

Birazdan ders başlayacaktı. O zamana kadar gidip dinlenicem. Sınıfıma doğru ilerledim. Biraz uzundu, bende düşüncelerimle birlikte yürüyordum.

**
"Taehyung"

"Taehyung uyan"

"Taehyu-"

Gözlerimç kırpıştırarak araladığımda gördüğüm yüzle hemen geri çekildim. "Ne işin var senin burda!?" Korkudan geri çekildi. Şaşkınlıkla bakan insanları takmadan konuştu. "Sadece seninle tanışmak istiyorum" dediğinde onu süzdüm. Galiba sınıftakılardan öğrenmişti adımı.

"Adın Taehyung, dimi?" Dediğinde kaşlarımı çattım. "Tanışmak istemiyorum, git burdan." Dedim ve çantamdan diğer defterimi çıkardım. Ders başlayacaktı. "Ama Taehyu-" zil çaldığı gibi kapıya baktı. Hoca içeri girince bana döndü. "Diğer teneffüste görüşürüz Taehyung" dedi ve koşarak sınıftan çıktı.

Hoca bile onun bu haline gülmüştü. "Bu çocuk çok fena" dedi ardından. "Neyse derse başlayalım"

**
Son teneffüstü. Jungkook söylediği gibi gelmişti. Eminim herkes gibiydi o da. İnsanlar böyle. Seninle birşey için arkadaş olmaya çalışır. Arkadaşlığa inanmıyordum. Jungkook gelmiş yanıma oturmuştu.. Tanrım biri şunu götürsün burdan. Susmak bilmiyordu.

"Keşke bu sınıfta olsaydım.." iç çektiğinde hemen söze atıldım. "İyi ki değilsin." Dediğimse güldü. "Okula yeni geldim. Seninle arkada-" ona bakmadan konuştum. "Arkadaşlığa inanmıyorum. İstemiyorum." Dediğimde yüzü asıldı. "Tamam arkadaş olmayalım. Ama konuş benimle. Senin hakkında öğrenmek istediğim çok şey var. Mesela sevdiğim içecek?"

"Eline ne geçer?" Ona döndüğümde ağzı açık bakıyordu bana. "Ne? Kötü niyetli değilim ki. Sadece konuşalım istiyorum" dediğinde ofladım. "Jungkook lütfen git sınıfına. Çok yoruyorsun beni." Çantamı masaya koyup kafamı yasladım. Gözlerimi kapattığımda dudaklarını büzdü.

**
Eve gittiğim gibi çantamı yere atıp yatağa atladım. Yüzüstü uzanıyorken annem geldi. "Taehyung, teyzen taşındı. Bize geliyor, sen onu çok seversin" dediğinde mırıldandım. "Uykucu seni kalk hadi" dediğinde oflaya puflaya yataktan kalktım. Odamdan çıktığım gibi salona geçtim.

Bir kaç dakika sonra da zil çalmıştı. "Açar mısın ben geliyorum şimdi" dediğinde başımı salladım istemsiz. Kapıyı açtığım gibi gördüğüm bedenle kaşlarım çatıldı. Annem yanıma geldiğinde sesimi yükselttim. "Senin ne işin var burda!?" Dediğimde annem koluma vurdu. "Oğlum ne diyorsun yahu" oğlum mu bana oğlum demiyordu noluyorr.

Teyzem içeri girdiği gibi bana sarıldı. Ben sarılmadım. "Özlemişim küçğk kahramanı" dediğinde gözlerim ondaydı. Jungkook. Geri çekildiğinde Jungkook içeriye girdi. "Benim oğlum Jungkook" dediğinde kalakaldım. "Şaka mı bu" dedim kendi kendime. "Oha buna çok sevindim. Tanrım ne kadar mutluyum bilemezsi-" yanlarından uzaklaştığım gibi odama girdim.

"İyi mi o?" Teyzemin sesiyle annem hemen cevapladı. "O hep böyle boşverin"

**
Yatağımda telefonumla ilgileniyordum. Kapı açıldığında kimin geldiğine bile bakmadım. Umrumda değildi hiçbir şey.

Yanıma geldiğinde onu gördüğüm için sinirlenmeden edemedim. "Yine mi sen!" Oturur pozisyona geçtiğim gibi ellerini önünde tutmuş başını aşağı eğmişti. Saçında tavşan şeklinde bir toka vardı.

"Hem bu ne? Kız mısın sen" dediğimde sessizce bana baktı. "Birşey söylesene amk" dediğimde iç çekti. "Sadece..neden kabasın..?" Kısık çıkmıştı sesi. "Sanane? Ben olan buyum. Sevmiyorsan dolanma etrafımda." Dediğimde gözleri doldu. "Şimdi odamdan çık hemen." Dediğim gibi gözünü silip odamdan çıktı.

**
Bölüm sonu. Umarım beğendiniz. Benim için bile zor Taehyung'u kaba yapmak. Jungkook'a kıyamıyorum. Neyse gelecek bölümde görüşürüz muahh.

-ZeynepXx

PAİNT•TAEKOOKWhere stories live. Discover now