Asırların içerisinde daha kaç kez öldürecekti kendisini? Kaç yüzyıl daha acı çekecekti? Bir yandan ölesiye nefret ettiği, öte yandan da, yüzyıllarca ondan başkasını sevemeyeceği tek adam uğruna...
İmrenerek baktığı tüm o görkemli hayatın, aslında t...
Farklı ülkelerdeki krallıklar, Alagos'un bu eksikliğini bildiklerinden her doğan çocukları için şölenler düzenleyerek, Alagos'u davet ediyordular. Kendilerince bu tür davetler Alagos adına bir yenilgi sayılıyor ve bu eksikliğini ona hisettiriyordular. Kral ise bu davetlerin kendisi ile dalga geçmeleri adına düzenlendiğini biliyordu. Bir varise sahip olmayışı fikri, Alagos'un beynini kemirip duruyordu. Öyle ya o ölürse tüm krallık ve iktidar, düşmanlarının eline geçecek ve Alagos'un adı sonsuza kadar silinecekti.
Alagos bir gece büyük bir şölen düzenler ve tüm aristokratları davet eder. Asilzadeler genç ve güzel kızlarını süsleyip tüm cazibeleriyle krala sunmak adına sergiliyerek gözler önüne seriyordular. Soylular arasındaki bu rekabet türlü entrikalarla kıyasıya bir yarış haline gelmişti. Ülkenin en zengin soylusu olan Dobran'da çok güzel iki kıza sahipti. Elbette yarışın en başında o ve ihtiraslı karısı yer alıyordu. Karısı sürekli olarak iki kızınıda kralın yakın markajında tutuyor ve dikkat çekmelerini istiyordu. Alagos tahtında oturmuş şöleni izlerken Dobran'ın eşi, kızlarından biri olan Pürisina'yı kendisiyle tanıştırır. Sürekli olarak krala ailesinin ne kadar doğurgan olduğundan bahsedip durdu. Krala bir erkek evlat vermek en zirveye yerleşmek demek olacaktı.
Pürisina krala doğru yaklaştı ve seksi bakışlarıyla önünde diz çöktü. İnanılmaz güzel ve ihtiraslı bir genç kızdı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Alagos kocaman tahtından ilgisiz gözlerle süzdükten hemen sonra hizmetkarlarına seslenerek:
"Onu hazırlayın!"
Pürisina ve ailesi bu durumdan fazlasıyla memnun kalmıştı. Kralın dikkatini çekmiş ve onu etkilediğini düşünüyordu. Pürisina'yı en güzel süslerle bezeyerek her yanı kürklerle kaplı olan odaya aldılar. Hizmetli kadınlar Pürisina'nın neler yapması gerektiğini bir bir anlattıktan sonra onu yalnız bırakıp odasından çıktılar. Yanan ateşin karşısında heyecan içinde kralı beklemeye başlayan Pürisina çoktan hayaller kurmaya başlamıştı bile. Kral Alagos heybetli ve çatık kaşlarıyla odaya girdi ve Pürisina'ya bakarak sert mizacıyla:
"Umarım bana bir erkek verirsin. Şayet bunu yaparsan, o gün geldiğinde hayal dahi edemiyeceğin ganimetler sereceğim ayaklarına"
Pürisina hiç konuşmadan önünde diz çöktü ve başını dahi kaldırmadan:
"Benim tek hazinem sizsiniz efendim"
Alagos umursamaz bir halde soyunmaya başladı. Pürisina İse o gece Kral Alagosa tüm dişiliğini ispatlamak uğruna elinden geleni yapmıştı. Gecenin şehveti bitince, Pürisina kralın göğsüne başını dayadığı sırada Alagos onu geri iterek:
"Giyin ve çık! Yarın yine geleceksin!"
Pürisina'nın yüzüne dahi bakmamıştı. Bu durum onu biraz hayal kırıklığına uğratmıştı. Yine de kolay kolay pes edecek biri değildi. Zincirlerle kaplı o kalbe ulaşmanın mutlaka bir yolu olmalıydı.
