Uzun bekleme sonrasında sonunda zil çalmıştı. Hizmetçi kapıyı açmaya gittiğinde babamla birlikte karşılamak için ayaklanmiştık. Kapıya doğru Babamın arkasından ilerledim.
Ve kimi göreyim. O an şok olmuş olmalıydım. Gerçekten ciddi anlamda Gözlerimi kocaman açtım.
Babam bana bakınca şüphelenmesin diye normal halime döndüm.
Kim mi? Bu Lee Minho!?
Hayır yani burada ne işi vardı şuan? Bu bir rüya olmalıydı Hayır, bir kabus.
O da beni görünce şaşırmıştı ama ben kadar belli etmemişti.
İçeri geçtik ve salonda biraz oturduktan sonra yemek yemek için masaya oturduk.
Şaşkınlığım hâlâ gitmemişti.
Bir anda annesi konuşunca kendime geldim.
(Adı seojong)
S: Tatlım boynuna ne oldu umarım iyidir?
Tam ben konusacakken babam cevap vermişti ve bende babama bakmıştım. Önemli birsey değil. Sadece bir kaza. Merak etme.
S: Pekii
Yemek boyunca minho neredeyse bana bakmisti. Ben doyduğumu hissedince konuşmalarının bitmesini bekledim.
M: Aa şey lavabonuzu kullanabilir miyim acaba?
B: Tabiki. Sormana gerek bile yok. Ahh haerin yerini göster kızım.
Göz devirerek tamam demiştim ve yukarı çıkmaya başlamıştık.
Saçmalık.
M: Birsey mi dedin?
Hayır , lavabo burda.
Tam Gidecekken elimden tuttu ve beni kendisiyle beraber içeri aldı.
Ya ne yaptığını sanıyorsun?
M: Onu bosverde şimdi, boynun gerçekten bir kaza mı?
Seni ne ilgilendiriyor? Sanane.
Klozet kapağına oturmuş benimle konuşuyordu.
Gerçekten sinirimi çok fazla bozuyorsun.
M: Benimle iyi geçinsen senin için daha iyi olur. Malum artık üvey abinim.
Hayır değilsin! Bu sadece iş için olan bisey.
M: Vay baban sana böyle diyerek kandırdımı?
Saçmalama.
Cebinden bir tane sigara çıkarıp yakmisti.
M: İster misin?
Delirdin mi babam eğer öğrenirse beni öldürür!
M: Ahh elime kozun geçti. Bana ters çıkma.
Hayır, cidden saçmalık sen ve ben nasıl? Nasıl üvey kardeş olabiliriz? Deliricem!
M: Bu kadar takmana gerek yok
Ona sinirli bir bakış atıp oradan çıktım. Salak şey. Ben bunu kabullenemeyecegim sanırım.
BU DELILIK!!
•••
Gece bir şekilde bitmişti. Biraz babamla tartıştıktan sonra odama çıkmıştım.
Yarın buraya taşınacaklarmış. Hayır yani evimiz yeterince büyük olabilir. Ama ben o minhoyu aynı evde göremeye dayanamam.
Telefonumu elime aldığımda birsuru bildirim geldiğini gördüm. Ama umursamadan sabah bakarım diye telefonumu kapatıp uyudum.
~~~~~~
Sabah kalktığımda neredeyse okula geç kalacağımı görüp hemen kalktım. Nasıl hazırlanıp kahvaltı yaptığımı hatırlamıyorum ama şuan yoldayız.
Okul çok sıkıcı bir hal almaya başladı.
Saçın;
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Mj: Haerin-ahh mesajlarıma neden cevap vermedin? Merak ettim.
Bana mesaj mı attın?
Wy: Ben de attım demek ki görmemişsin..
Ha evet görmedim.
Mj: Haerin! Boynuna ne oldu??
Kızlar boynuma yaklaşıp iyi miyim diye bakmışlardı.
Merak etmeyin önemli birsey değil sonra anlatırım.
Mj: Peki sen bilirsin.
Wy: Yorgun gözüküyorsun gece uyumadın mı?
Evet. Aslında biraz geç yattım. Sabah geç kalıyordum...
Wy: Ahh anladım.
Mj: Haerin Hm?
Mj: Liz beni aradı ve seninle görüşmek istediğini söyledi...
Öyle mi? Ben istemiyorum.
Mj: Sen bilirsin söyleyeyim dedim..
...
Okul hızlı geçmişti ve neredeyse bitmek üzereydi. Lavabodan çıkmıştım koridorda yürürken aniden önüme tanımadığım bir kız çıktı ve bana omuz atmıştı.
Hey! Ne yapıyorsun önüne baksana kör müsün?!?!
Kusura bakma:)
Diyip bana gülümsemişti arkasından bağırmama rağmen bakmamıştı bile.
Hey! Buda neydi şimdi?!?!
Hersey de beni bulur zaten.....
°°°°°°°°°°
Arkadaşlar bu bölüm bu kadardı sizce nasıl ilerliyor? Ne olacak? Merak ettiklerinizi yorumlara yazmanız yeterli. Oy vermeyi unutmayın. Ha bir de sizce karakterlerin tanıtımını fotoğraflarlayapmalı miyim???
