Limos 1

190 21 2
                                    

"Hey," diyerek bir giriş yapmak istedi genç adam. Elindeki karton bardaktaki kokteyli aşırı gürültülü müzik eşliğinde karşısındaki gerçek üstü güzelliğe uzatırken. Yalan yok, onu ilk gördüğünde kız olduğunu düşünmüştü fakat yaklaştığında erkek oluşu gayet belirgindi. Buna rağmen partideki diğer tüm sinekler gibi bala doğru çekilmekten alamamıştı kendini. Karşısındaki genç adam, muazzam güzeldi.

Kıvır kıvır, altın sarıya çalan parlak ve omuzlarına dökülen saçları vardı. Baldan daha tatlı, yakından bakıldığında kehribarın en açık tonunda büyüleyici büyük gözleri, beyaz ve sanki güzelliğini bulutlardan araklamış ışıltılı bir teni vardı. Vücut hatlarını cömertce sergileyen dar kıyafetlerinin içinde sanki bardaki diğer herkesi gölgede bırakmaya çalışır gibi öylece dikiliyordu.

"Hey," diye aynı şekilde bir gülümsemeyle aldığı karşılık onu daha da cesaretlendirirken hala elinde duran bardağı işaret etti alması için.

"Henüz 18 yaşına yeni girdim." dedi nazikçe güzel çocuk reddederek. Bileğindeki bilekliği ikisinin ortasına getirerek gösterdikten sonra dudak bükerek "Burda 21 yaşın altındakilere içki vermediklerini bilseydim doğum günüm için buraya gelmezdim."

"Maalesef öyle bir kural var değil mi?" diyerek elindeki fazladan bardağı da kendi içti . "Adın ne bu arada?"

"Gaia." diye cevapladı genç çocuk fakat karşısında ona anlamsızca bakıldığını görerek "Ailem mitoloji sever bu yüzden.. Evet, biraz tuhaf."

"Hayır, farklı." dedi onunla flört etmek için elinden geleni yapan diğer yakışıklı. "Benim adım Mert bu arada. Anlamı ne?"

Gaia, çabasuzca gülerek "Dünya," dedi. Yavaş yavaş yudumlayarak neredeyse bitirdiği mandalina suyundan bir yudum daha aldı. Pipet dudakları arasında geziyordu gergince.

"Hmm, İyi ki doğdun Gaia." dedi Mert onun gözlerinin içine bakarak derin olması için kendini zorladığı sesiyle. "Adını doğru telaffuz ediyorum değil mi?"

Gaia elindeki meyve suyunu bıraktı ve Merte bir adım yaklaştı cevap vermeden önce. İnce parmakları erotik bir gerilimle ki bunu bilerek yapmıştı, Mertin kolunda gezdirdi.

"Adımı daha farklı duymak istiyorum, güzel dudaklarından." dedi çocuğu kalpten götürmek ister gibi uzun kirpiklerinin arasından dudaklarına bakarak. Diğer eliyle hafifçe Metin dudaklarına değip çekmişti parmaklarını. "Sana." duraksayıp dudaklarında gezdirdiği ince parmağı biraz içeri iterek geri çekti. "Sesinin kısıldığını duyana dek, adımı fısıldatmak istiyorum. Uygun bir yere geçelim mi?"

Mert karşısındaki derin güzelliğin ona sunduğu teklifini reddecek kadar salak değildi. Üstelik bu iradeye sahip olduğunu sanmıyordu. Onu ilk gördüğü andan itibaren bardaki bir çok kadın ve erkek gibi ona sahip olmak istiyordu. Çocuğun, garip, şehvet uyandıran bir tarafı vardı masum bakışlarının aksine.

Defalarca birileriyle yatmıştı. Ama hiçbiri kalbini, bu kadar hızlı attırmamıştı. Üstelik henüz sex bile yapmış değillerdi. Sikini böyle sertleştirmemişti de diyebilirdi. Ona bakarak bile boşalabileceğini hissediyordu. Zavallıca..

Gaia'nın onu ne ara tuvaletin daracık kabinine soktuğunu bile fark etmemişti. Avına saldıran bir kaplan gibi dudaklarına saldıran genç adamla tereddütsüzce ona karşılık verdi. Çocuk acemi duruyordu ama dudakları işini biliyordu.

Gaia'nın dudakları Mertin boynunda yarın oldukça acı çekmesine neden olacak izler bırakmaya geçtiğinde Mert bir kaç kere adını fısıldadı. Buna alışık değildi. Sex sırasında romantik bulduğu bir şeydi ama o an düşünmüyordu. Onun sarı saçlarına parmaklarını dolanmış, çocuğun kendisini sömürmesine izin veriyordu.

Gaia, uzanıp onun kemerini çözerken bir yandan kumaşın üzerinden kendi için dikilen uzvu kontrol ediyordu.

"Hmm, büyükmüş." dedi sırıtarak. Mert uzanıp öptü ıslak sırıtan kan kırmızısı dudaklarını. Aletine daha sıkı bastırılan elle dişlerini sıkarak inledi ve başını geri yasladı. "Adımı söyle." dedi Gaia bu kez vahşice sırıtarak.

"Gaia, siktir." dedi Mert. "Çıkar artık şunu."

"Bana emir verme." dedi masum olduğunu sandığı ama hiç de masum olmadığını net bir şekilde anladığı genç adam.

Gaia usulca indirdiği pantalonun önünde Merte ters bakışlar atarak eğildi. Siyah baksırında bozuk para büyüklüğünde ıslaklık bırakan ve acı çektiği her halinden belli bir şekilde seğiren uzun aleti görmek isteyerek baksırın kenarlarına parmaklarını geçirdi hevesle. Fakat hevesinin kursağında kalması saniyeler sürmüştü.

"Gaia Limos H."

Bu anı bozan şey, tuvaletin loş fayanslarında gürültüyle yankılanan şiddetli sesin sahibiydi. Ses, oldukça öfkeli ve birazdan tüm binayı başlarına yıkacak kadar güçlü çıkmıştı.

Mert şaşkınca olduğu yerde titrerken, Gaia etkilenmemiş bir şekilde yanaklarını sıkıntıyla şişirmiş ve Mertin neredeyse ağzına almak üzere olduğu sikine hüzünlü bakışlar atıyordu. Çünkü bir eğlencesi daha yarım bırakılmıştı.

"Saçlarımı bırak." dedi Mert'e. Hala onun saçlarını sıkıca tuttuğunu fark etmeyen adam bu komutla hızlıca elini çözmüştü.

"Bu kim? Neler oluyor?"

Sorgulamakta haklıydı Mert. Ama Gaia onu cevaplamadan elinin tersiyle ıslak dudaklarını hırsla kurulayıp kabinden çıkmıştı.

"Beş dakika," dedi Gaia dışarıdaki adamla konuşarak. Mert pantalonunu şaşkınca toplarken o da tereddütle kalbinden çıkıp dışarıdaki adamın ölüm saçan bakışları altından ona bakmıştı. Sersemlediği için neler döndüğünü daha yavaş algılıyordu.

"Beş dakika geç gelsen ne olurdu?" diye çemkirdi Gaia.

"Savaş çıkabilirdi. Dua et ki nişanlının casusları burda olmasın."

Mert şokla sarışına bakarken incinmiş hissetmesine engel olamadı. Bir an için kendini seçilmiş kişi filan sanmıştı. Ama öğreniyordu ki 18 yaşında olduğunu sandığı ve nişanlı biriyle sevişmek üzereydi.

" Abi, "dedi Gaia göz devirerek." Şundan bahsedip durma. Beni bir kez bile görmeye gelmemiş hayali biri o. "

Abisi, Gaia'dan çektiği gözlerini Merte tekrar çevirdiğinde genç adam yerinde titredi." Ne bekliyorsun? Yüzünün şeklini değiştirmeden kaybol. "

Mert ona hiddetle bağıran ve dev gibi olduğu için oldukça ürktüğü adamın lafını ikiletmeyi düşünmedi bile. Evet, hevesi kursağında kalmış, kalkmış bir sikle ayrılmak istemiyordu ama adam onu tek yumrukla öldürebilecek kadar büyüktü. Bu yüzden risk almayarak arkasına bile bakmadan kaçtı.

***


Gerçek Canavarlar- GayWhere stories live. Discover now