-20-

535 41 8
                                    

Benim için hayat; küçük bir çocuğun hevesle tuttuğu uçurtma ipinde saklı. O çocukta saklı. İçindeki umutta.

Maalesef ki gerçek hayat benim bu tanımıma tıpatıp benzemiyor. Aslında hiç benzemiyor.

Ben hiçbir zaman parmakla gösterilen o kız olmadım. Ben hep umursamazca belli belirsiz çene ucuyla gösterilen şu kız oldum.

Tüm bunları sağlayan insanın yanındaydım şu an. Koltuğa oturmuş boş boş karşıya bakıyorduk. İkimiz de susmuş, düşüncelerimizi konuşturuyorduk.

Dün geceyi hiç unutmayacaktım. Tenini, dudaklarını, gözlerini. Hepsi benimleydi artık. Bir şeyi merak ediyordum. Dün geceye dâir beklediğim pişmanlığım nerdeydi?

En tuhaf olanıysa bana yapmadığını bırakmayan Emir'e karşılık verdiğim için bir kızarma veya utanma olayı olmamasıydı. "İlk öpücüğüm senin gibi bir pisliğe gitti!" diye polemiklere bile girmemiştim; ki zaten ona karşılık veren bendim. Öte yandan da ben öyle bir kız değildim. İlk öpücük saçmalıklarını geçeli uzun zaman oldu.

Geçmişten sıyrılıp şimdiki zamana geri döndüm. Hâlâ aynıydık. Bu iş cidden sıkıcı olmaya başlamıştı. Ama yine de sesimi çıkarmadım.

Eve gelir gelmez odama çıkıp uzun bir banyo yaptıktan sonra uyumuştum. Okula gidecek durumda olmadığım için Simay ve Kaan'a kısa bir mesaj atmıştım.

Gözüm duvardaki saate kaydı. 13:32. Artık birimizin konuşması gerekiyordu.

"Daha ne kadar böyle kalıcaz?"

Sesimle dalmış olduğu düşüncelerinden sıyrıldı ve yüzüme bakmadan derin bir nefes alarak söze başladı.

"Sana söz vermiştim," yandan kısa bir bakış attı. "İstediğini sorabilirsin."

Bunu beklediğim için cevabım çoktan hazırdı.

"Ben sormuyorum. Bu yaptıklarının nedenini sen kendin anlatıcaksın."

Bu cevabım onu diken üstünde bırakmaya yetmişti. Yerinde bir-iki kıpırdandı ve konuşmaya başladı.

"Ben, seni ilk gördüğüm zamanı hatırlıyorum. Hiç takmamıştım, liseye yeni başlayan bir Çömez'din işte. Fakat sonra bizim sınıfa girip sınıf defterini alman." Kafasını sallayarak güldü. "O zamanlar herkes gibi sen de bana merak duyuyordun, belki de hoşlanıyordun. Şimdiki halinle karşılaştırınca gerçekten çok gülünç duruyor. Herneyse. Kendinden emin hallerin ve dik kafalılığın o kadar eğlenceli bir hâl alıyordu ki seninle uğraşmaya yeminliymişim gibi sana takılıp durdum. İlk gün koridorda sana söylediğim şeyi hatırlıyor musun?"

Hatırlamaz mıyım, nasıl da korkmuştum o zaman. Belli belirsiz kafa sallayarak sorusuna cevap verdim.

"O söylediklerim tamamen yalandı. Sadece seninle oynamak istiyordum. Ardından zaman girdi araya. Zamanla sana alıştım. Seninle uğraşmaya devam ettim. Fakat bunu okuldaki kimseye belli etmedim. Sizinkiler hariç. Zaten onların konuşmayacağını biliyordum. Sana zarar geliceğini az çok tahmin edebiliyorlardı."

"Ne zararı?"

Güldü. "Eğer okulda bir çömezle adım çıksaydı itibarım sarsılırdı ve sinirlerim bozulurdu. Sonucunda da sen zarar görürdün."

"Sonucunda zaten bir zarar gördüm, Emir."

"Tamam, bak gerçekten şu an anlatırken bile çok büyük bir zorluk çekiyorum. Bırak da sözümü tutayım."

Pekala. Arkama yaslandım ve ona bakarak usulca kafamı salladım.

"Bir planım vardı. Seni kendime aşık edip sana kölem gibi davranıcaktım. Fakat bu planımdan hemen önce beklemediğim bir şey oldu. Bana küfrettin, Deniz. Normal bir zamanda kafaya bile takmazdım. Ama bulunduğumuz yer ve zaman o kadar tuhaftı ki, bu kendimi basit ve küçük düşürülmüş biri gibi hissetmeme sebep oldu. O gün evine gelmemin sebebi de buydu. Beni hafife almaman gerektiğini göstermek. İstesem tam orada ailene karşı sebepsiz yere seni küçük düşürebilirdim. Ama yapmadım. Bunun senin için sadece bir uyarı olmasını istemiştim fakat tüm bunların yanında bir de başka bir olay oldu."

Bir süre durdu. Ardından nefesini düzene sokarak devam etti.

"Sana hem ders vermek, hem de kendime aşık edip küçük düşürmek istedim. O akşam sahilde sana huzuru dinlemeyi öğrettiğim zamanı hatırlıyorsundur herhalde. İşte o akşam kilit noktaydı. O akşam seni kendime bağlıyacaktım. Tamamen. Fakat seni evine bırakırken bana artık beni hayatından çıkarmak istediğini söyledin ve sinirlerimin katsayısı arttı. Daha fazla beklemem gerektiğini anladım ve olayı gerçekleştirmeden söylentiyi yaydım."

"Sana şunu söyleyebilirim; o akşam sahilde tamamiyle bendim. Hatta bir ara planı bile unutmuştum."

"Sonra, İzmir'e gittiğini duydum. Bilge'den." Suratını buruşturdu, "Ona nasıl arkadaşım dediğini anlayabilmiş değilim. Kıza "Senin Çömez nerelerde" dediğimde güldü ve İzmir'e gittiğini söyledi. O an kızın suratındaki bakışları gördüm. Şundan eminim ki yanımda dolaşan bir kaç orospudan farkı yoktu."

Duygusuzca belli belirsiz gülümsedim.

"Gittiğin yeri öğrenince kendimi aşağılık biri gibi hissettiğim duygusunu da alarak belki biraz olsun vicdanım rahatlar diye yanına geldim. Deniz, buraya gelirken şundan emindim ki ayağını bile yıkama hayalleri içerisindeydim."

"Kaldığın evi bulmak zor olsa da sonunda evin içine kadar girdim. O akşam beklediğim gibi değildi ama olsun. Senin evinde kalmayı da başarabilmiştim."

En sonunda uzunca bir derin nefes aldı ve bir kaç gözlerini kırptı.

"Seninle kaldığımda şunun bir farkına vardım, önceki gibi sıkıntım yoktu. Gün geçtikçe değiştim. Fakat bu değişikliğimin normal olmadığına ve bir süre sonra zaten İstanbul'a geri döneceğim düşüncesine kendimi inandırdıktan sonra o gece bara gittim. Ve bir an İzmir'de olduğumu unutmuştum. Senin evini kendi evim sandım ve o kaltakla birlikte eve geldim. Ciddiyim, sana yemin ederim ki doğruyu söylüyorum. Kafam o kadar doluydu ki. Oysa sarhoş bile değildim. O anki ruh halim o kadar berbattı ki, Deniz."

"Ardından sen geldin, beni gördün. Evden çıkıp gittiğinde peşinden gidebilirdim ancak gitmedim. Çünkü kendime bir şeyi kanıtlamaya çalışıyordum. Eğer peşinden gelirsem doğrulanmış olurdu."

Onu durdurdum ve merak ettiğim bir şeyi sordum. "Neyi?"

Bakışlarını kaçırdı. "Sen bir kaç gün eve gelmeyince bu şeye anlam veremedim başta. Ama sonra bu şeyin gerçek olduğu farkına vardım ve,"

Birkaç saniye nefesini düzene soktu. Sabırsızca yerimde kıpırdandım. Öğrendiklerim bende şok etkisi yaratmıştı ve Emir'in aşağılık bir insan olduğuna inanmıştım.

"Deniz, İzmir'den gitmiyorum. Senden ayrı kalmak istemiyorum. Burda seninle yaşamak istiyorum."

"..Bana, tüm bu karaktersizliğime rağmen seni sevmeme izin verir misin?"

ÇÖMEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin