13 🐿️

1K 178 243
                                    

"Ne saçmalıyorsun!?"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Ne saçmalıyorsun!?"

Panikle elimi Jisung'ın elinden çekip Hyunjin'e döndüm. Sinirle bize yaklaşıp beni arkasına alarak Jisung ile karşı karşıya durdu.

"Bu kız senin oyuncağın değil! Git dediğinde gitsin, gel dediğinde gelsin... Ne pislik bir herifsin lan sen!"

"Sen bunun dışında kal. Shin-yeol ile benim aramda-"

"Shin-yeol ile sen diye bir şey yok! Öyle kafana göre istediğini yapamazsın, dünya senin etrafında dönmüyor Han Jisung. Rahat bırak onu..." elimden tuttuğu gibi sürüklemeye başladı. Ona ayak uydururken dönüp Jisung'a son kez baktım. Sert tuttuğu yüz ifadesi ile bize baktığından, bu konunun burada kapanmadığını anlamıştım.

Hyunjin beni terastan çıkarıp merdivene giden koridora sürükledi ve asansörün önünde durup elimi bıraktı. Sinirle bana döndüğünde kaşlarımı çattım.

"Niye bana öyle bakıyorsun?"

"Ondan etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalışıyorum."

Hayretle dudaklarımı araladım, "Beni ne zannediyorsun sen?"

"Jisung hayatındaki tek değerli kişiydi Shin-yeol, şimdi kendi isteğiyle sana gelmişken... Kabul etmenden korkuyorum."

Derin bir nefes aldım. Her şey sinir bozucu, çok sinir bozucu.

"Bak Hyunjin; eğer Jisung'ı kabul edersem bu beni ilgilendirir. Kararımı da gelip sana söylemek de yine benim elimde. Ama ben, sabrımın son damlasını bile harcadığım çocuğu tek bir cümlesi ile yeniden hayatıma alacak kadar enayi değilim. Ancak öyle bir durumda gelip bana ne kadar geri zekalı olduğum için hesap sorabilirsin."

Sessiz kalmaktan başka bir şey yapamadı.

"Anlaşıldı mı?"

Kafasını aşağı yukarı salladığında iç çekerek merdivenlere ilerledim. Belki şimdi yapamamıştım ama daha sonra Jisung'a söyleyecek iki lafım vardı. Hyunjin'in de dediği gibi beni bir oyuncak zannettiği için ona kızgındım. Ve söylediği şey ile de asla mutlu olmamıştım.

𓆟𓆝𓆞

Ertesi gün hep birlikte kahvaltı yapmak için otelin açık büfe restoranına gitmiştik. Yan yana oturan Hikaru ile Ningning'e doğru ilerledim tepsimi aldıktan sonra. Ningning'in yanına oturdum, benim yanıma ise Jisu oturmuştu. Şaşkınlıkla ona baktım, gülümsedi. Ben de gülümsedikten sonra önüme döndüm.

"Çocuklar, hazır herkes buradayken bir uyarı yapayım: gece saatlerinde fazla gürültü yaptığınıza dair diğer müşteriler şikayette bulunuyormuş. Bir otelde olduğumuzu hatırlayın ve daha erken uyumaya dikkat edin lütfen. Zaten yarın akşam Seoul'e döneceğiz, son iki günümüzü rahat geçirelim olur mu?"

Bay Jeon'un konuşması ile herkes onu onayladı ama hepimiz de bal gibi biliyoruz ki bu laflar bir kulaktan girer diğer kulaktan çıkar...

Jisu iç çekti, "Gürültüler beni bile rahatsız ediyor, müşteriler n'apsın? Haklılar."

Brave and Nerd | Han JisungWhere stories live. Discover now