❁0.5❁

347 20 37
                                    

Yorum gelmezse ölecekmişim doktorum öyle söyledi.
Oy sınırı: 10

********

Gizli Salondan çıkmıştık, şimdi ise krallığın bahçesinin arka tarafına yani göl kenarına gidiyorduk.

Gökyüzü hafiften kızıllaşmaya başlamıştı. Rüzgar sert bir biçimde esiyordu. Bilakis bu rüzgar üşütmüyordu.

Göl görüş alanıma girdiğinde adımlarımı hızlandırdım. Diana'nın bana seslenmesiyle ona doğru döndüm.

"Kızım bi' dur göl kaçmıyor ya," demişti ancak ben ona odaklanmak yerine arkasında ki bölgeye odaklanmıştım.

Gözlerimi kısıp biraz daha dikkatli bakmamla sekiz adamın, benim boylarımda kızıl saçlı olduğunu gördüğüm bir kızı sıkıştırdıklarını gördüm.

Anında Michael'e dönmüştüm. Bakışlarımda her ne gördüyse direkt o tarafa doğru dönmüştü.

Michael'in oraya dönmesiyle Robert'ta o tarafa dönmüştü. Tabii Robert fevri davranarak o tarafa doğru koşmuş ve bir tane adama kafa atmıştı.

Robert'ın adamların arasına dalmasıyla Michael'de ona katılmıştı. Hemen ardından Hector, David ve Lowell de onlara katılmıştı.

Jessica ve Diana Kızıl saçlı kızın yanına gittiklerinde ben de yanlarına gidecektim ki Hector'un arkasındaki adamı görerek yolumu değiştirdim.

Adamın ensesinden tutup kendime çektikten sonra gülümsedim. Adam daha ne olduğunu anlayamadan kafamı burnuna gömdüm.

Yerinde sendelediğinde dizlerine sert bir tekme attım. Adam inleyerek dizlerinin üstüne düştüğünde bu sefer boynuna tekmemi attım.

Arkamdan birinin yaklaştığını hissettiğimde o tarafa dönemeden biri indirmişti adamı. Arkamı döndüğümde David'i gördüm. Göz kırparak Robert'ın arkasını kolladı.

Adama tekrar döndüğümde hâlâ nefes almaya çalıştığını gördüm. Hadi ama boynuna o kadar sert vurmamıştım.

Ah, böyle yaparak kurtulabileceğini sanıyorsa yanılıyordu. Durmaya niyetim yoktu. Bakışlarım kızların bulunduğu tarafa döndüğünde Jessica'nın yanlarına gelen bir adamı indirdiğini gördüm.

Gülümseyerek kendi kurbanımın kolunu tutarak arkasına doğru büktüm. Diğer eliyle engellemeye çalışınca o kolunu da tuttum.

Ama bu sefer bükmek yerine doğrudan kırdım. Adam bağırarak kurtulmaya çalışınca güldüm.

"Kendine gel bir kere elime düşen bir daha kurtulamaz. Ha bu arada, sen sormadan söyleyeyim. Evet, psikopatım." diyerek kurbanımı biraz daha çıldırttım.

Şu anda aşırı zevk almam normal miydi? Sanırım değildi. Ama bunu takacak biri de değilim. O yüzden biraz daha uğraşmaktan zarar gelmezdi.

Adamın hafifçe iterek yere uzanmasını sağladım, hemen ardından kırdığım kolunu uzunlamasına yere koyarak tek ayağımla üstüne bastım.

Hector ve diğerleri diğer adamların işini bitirmiş ve bana dönmüştü. Kızlar da bana baktığında kızıl saçlı kız da bana bakmıştı.

Onlara göz devirip koluna bastığım ayağımı çektim. Bu hareketimle derin bir nefes almıştı ki, psikopatça sırıtıp ayağımı boynuna yaslayarak aldığı nefesi ona zehir ettim.

Yerde bulduğum bir dalı alarak gözüne yaklaştırdım. Tam oymaya hazırlanıyordum ki Hector belimden yakalayarak engel oldu.

Kafasını sallayarak Lowell'e işaret vermişti. Lowell de onu onaylayarak yerde bulduğu bir taşla adamın kafasına vurarak onu bayılttı.

❁ᴇʟᴇᴍᴇɴᴛʟᴇʀɪɴ ᴋıᴢı❁ 𝐁𝐱𝐆𝐱𝐁Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin