1

57 4 0
                                    


Titrek nefeslerim, kızarmış gözlerim ve tırnaklarımı batırmaktan yara ettiğim avuç içlerim.

Kahvaltının ortasında gelen mektup günümü mahvetmiş, ortak salondan hızlı adımlarla ayrılmıştım. Bu günün geleceğini biliyordum fakat bu kadar etkilenmeyi beklemiyordum. Ne ara geldiğimi kestiremediğim iksir sınıfına girdim ve en arkadaki sıralardan birine oturdum.

Çantamdan kitabımı çıkradım ve okumaya çalıştım. Normalde kitaplar benim tek çıkış yolum olurdu. Kafamı dağıtıp keyifli vakit geçirdiğim tek zaman kitap okuduğum zamanlardı fakat bir türlü odaklanamıyordum. Sinirle kitabı çantama geri tıktım ve derin nefesler eşliğinde yüzümü sıraya yasladım. Kendimi astronomi kulesinden aşağı atmak istiyordum.

Omzumun sertçe dürtülmesiyle elimle beni dürten eli kovaladım. "Rahat bırak Snape." O olduğunu biliyordum. Beni ondan başka kimse umursamazdı. Yanıma oturdu. "Bir anda kalkıp gittin senin için endişelendim." Alayla güldüm. "Sen benim için endişelenir miydin? Gözlerim yaşardı." Dikkate almadı. "Mektupta bu kadar önemli ne yazıyordu?" Başımı kaldırdım.

"Aile meselesi." İksir kitabını çıkarttı ve sayfaları karıştırdı. "Baban yani?" Sıkıntıyla nefes verdim. "O heriften nefret ediyorum. Beni kızı olarak değil de bir mal olarak görüyor." Ne diyeceğinini bilemeden sustu. Ben de sustum. Zaten ne derse desin işime yaramayacaktı. Kısa süre içinde sınıfa giren öğrenciler dersin başlamak üzere olduğunun habercisiydi.

Çantama uzandım ve bu sefer iksir kitabımı çıkarttım. "Harika fikir Aylak. Ama bunun için bir sonraki Hogsmeade'i beklememiz gerekiyor." Kulağımda yankılanan ses yüzümü buruşturmama neden olmuştu. "Haklısın Pati, yeteri kadar malzememiz kalmadı." Diğerine nazaran daha kısıktı. "Yine bir şey planlıyorlar." Dedi yanımdaki siyahlara bürünmüş çocuk.

"Ve bunu ulu orta konuşacak kadar aptallar." Dedim dörtlüyü izleyerek. Arka arkaya oturmuşlardı, her zamanki gibi. Sirius yana dönmüş heyecanla arkadaşlarına aklına gelen şakayı anlatıyordu. Remus elindeki çikolatayı kemiriyor, James arkadaşının bu hâline gülüyordu. Bazen onlar kadar dertsiz olmak istiyordum. Onlar gibi şakalaşarak gülmek ve eğlenmek istiyordum. Ama yapamazdım.

Profesör Davies yeşil cüppesini havalandırarak sınıfa girdi ve kürsüsüne geçti. Profesörün gelmesiyle sınıf sessizleşti ve dikkatli bir şekilde yeşil gözlü kadına odaklandı, dört kişi hariç. Keskin bakışlar sınıfta gezindi. Dudaklarını yalayarak konuşma başlattı. "Geçen dersimizde anlattığım iksiri hatırlayan var mı?"

İki el kalktı. Ben ve Evans. Profesör ikimiz arasında gezdirdi bakışlarını. Fakat kızıl cadıyı seçti. "Dinliyorum Bayan Evans." Kız memnun bir ifadeyle konuşlaya başladı. "Biberli iksir nezle ve grip gibi basit hastalıklar için kullanılır ayrıca içen kişilerin saçlarından duman çıktığı da gözlemlenmiştir." Profesör gururla gülümsedi. "Gryffindor'a beş puan."

Kollarımı birbirine doladım.

"Bu gün bu iksiri yapacağız. Herkes ikişerli gurup oluştursun." Birkaç kişi ayaklandı. Fakat profesör eliyle işaret ederek dikkatleri üstüne çekti. "Bu gün bir değişiklik yapmaya karar verdim. Herkes farklı binalardan öğrencilerle eşleşecek. Aynı binalar eşleşmeyecek." Sınıftan isyan mırıltıları yükseldi. Bir Gryffindor ve Slytherin öğrencisini aynı guruba koymak mı?

Snape ile bakıştık. Benim aksime pek de bozulmuşa benzemiyordu. Dağru ya, Evans.

Gözlerimle onay verdikten sonra yanımdan kalktı. Açıkçası onları kıskanmıyor değildim. Severus tek arkadaşımdı. İkimiz de dışlananlardık ve bu süreçte birbirimize destek çıkıyorduk. Ama bir yandan da onun için mutluydum. Benim aksime başka bir arkadaş edinmişti.

Şirin Akel (Harry Potter Au)Onde histórias criam vida. Descubra agora