2.BÖLÜM

137 9 26
                                    

Medya:  Aral, Peril, Ekin ve Peril'in arkadaşı

Asansörden indiğimde kaçıncı katta olduğumun farkında bile değildim. İlerideki çıkış kapısını görünce giriş katına geldiğimizi fark etmiştim. Aral Akın üst kata çıkmayacak mıydı, neden asansörden inmişti?

Tek derdim keşke bu olsaydı şu an.

Sinirden saçımı başımı yolma isteğimi bir kenara bıraktım ve oflayarak Aral Akın'ın bahsettiği dosyaları nereden bulabileceğimi araştırmaya başladım. Üç saatin bir saniyesini bile boşa harcamamalıydım şu an.

Boşa harcasam da harcamasam da yetişmeyecekti zaten.

Etrafta bakınırken Aral'ın asistanı Peril görüş alanıma girdi. Bu kız ikidir ne zaman birine ihtiyacım olsa hızır gibi imdadıma yetişiyordu. Masasında falan oturuyor olması gerekmez miydi? Benim bildiğim sekreterler masalarında oturur evrak işleriyle falan uğraşırdı ya da can sıkıntısından tırnak törpülerlerdi.

Benim bildiğim dediğimde dizilerden, filmlerden bildiğimdi bu arada.

"Her yerde sizi arıyordum. Aral Bey odasında sizi bekliyor." dedi Peril.

Aral ile az önce asansörde ayak üstü hallettik biz o mevzuyu maalesef.

"Aral Bey size söylemedi mi? 280 tane dosya varmış ve bu dosyaları muhasebe bölümündeki bilgisayarları kullanarak sisteme aktarmam gerekiyormuş. Eğer üç saat içerisinde dosyaları sisteme aktarabilirsem beni işe alacakmış." dedim.

Peril sessiz bir kahkaha attığında ona tek kaşımı kaldırarak sert bir ifadeyle 'gülünecek ne var' bakışımı yolladım. Bu bakışımdan sonra yüzündeki gülümsemesi silinerek dudaklarını konuşmak için oynattı.

"Aral Bey sizinle dalga geçmiş olabilir mi? Hiçbir çalışanımıza bu şekilde davrandığını görmedim çünkü. Üstelik işe yeni başlayacak biriyse. "

Dalga geçtiğini düşünerek iki kez ciddi olup olmadığını sormuştum oldukça ciddi gözüküyordu. Ve ayrıca neden hiç tanımadığı biriyle dalga geçsindi ki?

"Ciddiydi." demekle yetindim sadece.

'Peril dakikalarımdan gidiyor sus artık' diye çığlık atacaktım birazdan. Daha ne kadar uzatacaktı?

Peril ciddi olduğumu fark edince kendisi de ciddileşip "Pekala. 280 tane dosyayı üç saat içerisinde sisteme geçirmeniz imkansız fakat gerçekten bunu yapmak istiyor musunuz? Yorulmanıza değmeyebilir." dedi.

Peril, inanır mısın başka bir yolunu bulabilsem iki dakika durmam burada. Ama seçim şansım yok.

Ver artık şu dosyaları!

"Henüz beni tanımıyorsunuz. Bana sisteme geçireceğim dosyaların yerini söylerseniz bir an önce işe koyulmak istiyorum." dedim kendimden emin bir şekilde.

Bu özgüvenin kaynağı neredendi bilmiyordum.

Peril, başka bir şey demeden dosyaların arşiv odasında olduğunu söyledikten sonra bir şeye ihtiyacım olursa diye numarasını bana vererek yanımdan ayrıldı.

Ben de bir yandan Polat'ı arıyor bir yandan da arşiv odasına ulaşmaya çalışıyordum. Bana yardım edebilecek tek kişinin Polat olduğunu düşünüyordum. Bu dosyaları sisteme kısa sürede yüklemenin mutlaka bir hilesi hurdası olmalıydı.

"Alo?"

"Polat acil sana işim düştü." dedim Polat telefonu açar açmaz.

"Noldu? Kaptın mı işi?" diye sordu heyecanla.

DÜĞÜMWhere stories live. Discover now