7.bölüm - İki Aşık

Start from the beginning
                                    

"Hadi gidin abinizin odasına. Konuşun biraz bakalım derdi neymiş. Utanmıştır bizim yanımızda konuşmaya." diyerek ayağa kalktı Ahmet Bey. Mutfağa eşinin yanına gidip eşine yardım etmeye başladı. Kübra ve Abdullah ise ayağa kalkmış ve lavaboya gidip sırayla ellerini yıkamıştı, ardından abilerinin odasına gitmişlerdi.

"Gelebilir miyiz, abi?" diyerek kapıyı çalmıştı Kübra.

"Gelin." Abisinin sesini duyduğu an kapıyı açmış ve yanına gidip hemen abisine sarılmıştı. Abdullah ise abisinin odasındaki koltuğa oturmuş ve abisine sarılmış kız kardeşine bakmaya başladı. Onun konuşmasına ihtiyaç yoktu. Kız kardeşi her şeyi sorar ve öğrenirdi, o ise şaka yapardı.

"Abi, bak orada konuşmadık pek ama söyle hadi bize. Nasıl hissediyorsun Meryem'e karşı? Bize dürüst ol." Kübra'nın dediklerinden sonra bıyık altından gülmüştü Abdullah.

"Yoksa bak benim arkadaşlarım var evlenmek isteyenler. Meryem de iyi kızdır Kübra'dan duyduğuma göre. Evlenecek birisi bulunur yani. Sen doğru düzgün karar verde ben arkadaşlarıma ona göre söyleyeyim." Abdullah'ın dedikleri ile sinirlenmişti Ali.

"Hangi arkadaşların onlar? Söyle ben giderim onlarla konuşmaya. Bak o zaman nasıl evlenmek istiyorlar yumruğumla." Abdullah kahkaha atmıştı.

"Tamamdır, sen bu kızı seviyorsun. Kübra iş halloldu." Kübra da gülümsemiş ve abisinden ayrılıp yatağına oturmuştu.

"Seviyorum değilde hayalimde ki kız yani. Güzel kalbi var zaten. Ama hadi diyelim ben evlenmek istedim, o benimle evlenmek isteyecek mi sanki?"

"Tabi sende haklısın, abi. Meryem ne yapsın senin gibi bir erkeği?" Abdullah'ın konuşması Ali'yi daha da sinirlendiriyordu.

"Oğlum, sen benimle dalga mı geçiyorsun? Sinirlendirme beni!"

"Tamam, aslanım, sakin ol. Seni test ediyorum. Kıskançlık varsa direkt seviyorsundur zaten."

"Abdullah abi? Sen nasıl bir anda bu kadar şey bilmeye başladın? Aşk doktoru olmuşsun?" Kübra'nın dedikleri ile aklına yine Zehra gelmişti. Gülümsemesi solmuş ve genç kız hakkında son düşündükleri aklına gelmişti. Kaşları tekrar çatıldı. Kübra ile çabuk konuşmalıydı.

"Sende aşıksın sanki ha, Abdullah? Ne bu tavırlar?"

"Vallahi ben dürüst olacağım, abi. Sevdiğim bir kız var. Çünkü bu hallerimin başka bir açıklaması olamaz. Vazgeçmeyi falan düşündüm ama yok, yapamam." Abdullah'ın dediği ile Ali ve Kübra da şaşırmıştı. Abdullah'ın dürüst birisi olduğunu biliyorlardı ama bu kadar açık sözlü olmasını beklemiyorlardı.

"Kim peki bu kız?" Kübra'nın sorusu ile gülümsedi Abdullah. Kızın gözleri aklına geldiğinde ister istemez kalbi sıcacık oluyordu.

"Zehra." dedi bir anda. Kübra donup kalmıştı.

"Arkadaşım olan Zehra mı? Zehra Çetin?" Kübra'nın sorularına kafasını salladı Abdullah.

"İkinizde benim arkadaşlarıma aşıksınız yani! Görümce mi oluyorum ben?! Hemde baldız! Ya ben kimin nikah şahidi olacağım şimdi? Kız tarafı mı olacağım erkek tarafı mı?" Kübra'nın heyecanlı şekilde söylediklerine şok olmuş şekilde izliyordu Abdullah ve Ali. Daha ortada doğru düzgün bir şey yoktu ama kız kardeşleri evlilik hayalleri kuruyordu. Yine de Abdullah rahatlamıştı. Kübra böyle konuşuyorsa mutlaka Zehra'nın sevdiğini yoktu.

"Arkadaşlarımı üzerseniz abi falan dinlemem ha!"

"Kızım, bi' sakinleş. Bu ne heyecan, bu nasıl bir hayal dünyası? Daha onların bizim hisslerimizden haberi bile yok."

Hasbelkader Where stories live. Discover now