☀️34.BÖLÜM☀️

6 1 0
                                    

☀️O benim tanıdığım en güzel aldatmacaydı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

☀️O benim tanıdığım en güzel aldatmacaydı.☀️

   Bu hayatta her şeye güvenebilecek olan insanoğlu, belki de en çok hayata güvenmemelidir. Çünkü hayat, bir insanının tanışabileceği en büyük aldatıcıdır. Öyleki insana karbondioksitle nefes aldırıp insanı susuz yaşatır; sevdikleri tarafından acı çektirip düşmanları tarafında sevgi görmesini sağlar. Bu yüzdendir ki insan, hayata dair her şeyi unutsa bile hayatın kendisinin aldatıcı olduğunu unutmamalıdır. Aksi takdirde bu aldatmacada zarar gören ilk şey insanın kendisi olur.

Kafamdaki düşüncelerin arasında boğulurken mavi elbisemin askısını düzelttim ve karşımdaki boy aynasında son kez kendimi süzdüm. En son annemle ve Yağmur'la alışverişe çıktığımızda düğün için ne aldıysam onu giymiştim üzerime. Elbisemle uyumlu bir ayakkabı giyip yine ona uygun bir makyaj ve saç modeliyle tamamlamıştım kombinimi. Annem ve Yağmur da aynı şeyi yapmış, en son ne aldılarsa onu giymeye karar vermişlerdi. Zaten son olanlardan sonra da kimsenin yeniden hazırlık yapmak gibi bir niyeti yoktu.

Altay'la son konuşmamadan sonra, bir hafta içerisinde tüm hazırlıklar tamamlanmıştı. Bu sırada da ben iyice kendimi toparlamış, iyileşmiştim. Şimdi ise o gün gelmişti. Annem ve Altay dakikalar sonra evlenmiş olacaklardı.

Tam odadan çıkacaktım ki makyaj masamın üzerinde duran kadife kutuya çarptı gözüm. Hemen kadife kutuyu açtım ve içinde şeffaf, mavi bir taştan olan kolyeyi parmaklarımın arasına aldım. Yeniden aynanın karşısına geçtim ve bu zarif kolyeyi boynuma taktım. Bu sabah uyandığımda Yağmur kendi elleriyle hediye etmişti bana bu kolyeyi. Bu yüzden elimden geldiğince dikkat edecektim bu hediyeye.

Tamen hazır olduğuma kanaat getirdiğimde Altay'ın evinde bana verdiği odadan dışarı çıktım. Topuklu ayakkabılarım yerde tok bir ses bırakırken merdivenlerden inmeye başladım. Bir düğün coşkusunun havasını değil de bir cenaze havasının sessizliğini taşıyan bu evde, tüm dikkatlerin odağı olduğumda samimi bir şekilde gülümsedim. Annemin ve Yağmur'un hiçbir şeyden şüphelenmesini istemiyordum. Bu yüzden bu gün elimden geldiğince iyi rol yapmalıydım.

Süslenmiş salonda, şu an sadece Altay ve Çınar vardı. Muhtemelen Yağmur, annemin son hazırlıklarını tamamlamasına yardım ediyordu. Bunu fırsat bilerek Altay'a ''Her şeyi ayarladın mı?'' diye sordum. Tefeci olan Altay mı, sen misin, belli değil!

''Ayarladım.'' dedi Altay. Siyah sade bir smokin giymişti. Kel kafası ise her zamanki gibiydi.

Başımla onayladım onu. ''Peki, ne zaman tatile gidecekler?'' dedim.

Elinin birini pantolonunun cebine soktu ve sırtını arkasındaki duvara yasladı.''Yarından sonra gidecekler. İşlerimden dolayı balayına gidemeyeceğimi söyleyeceğim. Tatil yerini özellikle Yağmur'un uzun zamandır gitmek istediği yer olarak ayarladım. Böylece o da bu fırsatı değerlendirmekten kaçınmayacaktır.''dedi.

GÜNEŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin