☀️2.BÖLÜM☀️

102 14 93
                                    

☀️ İki gözünden de ikişer damla yaş düştü

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

☀️ İki gözünden de ikişer damla yaş düştü. Biri annesine, biri babasına, biri kendisine, biri de hiç var olmamış ailesine... ☀️

 Sabah alarmımın çalmasıyla uyandım. Ya da uyanamadım. Bugün ilk iş günümdü. Okullar iki ay sonra başlayacağı için ve ben işe saat dörtte başlayacağım için sürüne sürüne yatağımdan kalktım ve banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Sonra hemen odama gidip hazırlanmaya başladım. Daha doğrusu başlayamadım. Çünkü hala uyku sersemiydim. Bu haldeyken yapabileceğim tek şey boş boş etrafa bakınmaktı.

Yaklaşık yarım saat kadar ne giyeceğimi düşündükten sonra, hiçbir şey giymemeye karar verdim çünkü daha gitmeme çok vardı. O yüzden pijamalarımla kaldım. Mutfağa gittiğimde annem çoktan masayı hazırlamıştı. Hemen annemin yanağına bir öpücük kondurdum ve yerime oturup kahvaltımı yapmaya başladım. Sabah sabah hala uyku sersemi olduğum için annemle kahvaltı boyunca hiç konuşmadık. İstesem de konuşamazdım zaten. Çünkü şu an adımı sorsalar cevap veremeyecek kadar çalışmıyordu beynim.

Sonunda kahvaltımı bitirdiğimde tam dişlerimi fırçalamak için kalkacaktım ki annem işaret parmağını havaya kaldırıp bir dakika işareti yaptı ve ayağa kalktı. Başımı kaldırıp ona baktım. Ne oluyordu? Mutfak kilerlerinden birine gitti ve bir bardak su ile bir pirinç tabağıyla masaya geri geldi. Yüzüme bakıp beklemeye başladığında bende ona boş boş baktım. 'Ne istiyorsun kadın!?' demek istesem de sustum ve bir şey söylemesini bekledim. Sürekli gözleriyle pirinçleri ve suyu gösterip duruyordu. Tam olarak benden ne istiyordu? Hala bir şey anlamadığımı fark ettiğinde 'Ne oldu?' dercesine kafamı iki yana salladığımda dayanamadı ve ''Kızım yesene şu pirinci!''

Yüzümü buruşturdum. Bu kadın niye bana pirinç yedirmeye çalışıyordu? ''Anne sabah sabah niye pirinç yiyeyim ya. Hem bu pişmemiş ki...'' elimi pirinç tabağına daldırdım ve pirinçleri annemin gözlerinin içine sokmak istercesine salladım. ''Bak, yani pirinç diyorum pilav değil. Gördün mü pişmemiş bu.''

Annem 'Bu çocuk benim çocuğum olamaz.' dercesine yüzüme baktı. ''Kızım sen salak mısın? Yoksa gerçekten anlamadın mı?''

Hayır, bundan tam olarak ne almam gerekiyordu? Pilav mı yapayım? Annemin yüzüne boş boş baktığımda devam etti. ''Okunmuş pirinç ve su!.. Hadi ye artık şu pirinci, sonra da suyu iç!''

İstemsizce 'Haaaa...' diye bir nida döküldü ağzımdan. ''Öyle desene anne ya. Ben de diyorum, niye bana sabah sabah pirinç yedirmeye çalışıyor.'' tam yiyecektim ki cık cıkladım ve yüzümü buruşturup 'Senden bunu beklemezdim.' bakışımı attım. ''İnsan bari pilav yapıp verir. Yoğurtlayıp yerdim. Pişmemiş pirinç yenir mi ya!''

Annem yine kızgın boğa misali burnundan solumaya başlayınca hemen birazcık okunmuş pirinç yedim ve peşinden de suyu içtim. Sonra hemen masadan kalktım ve banyoya gidip dişlerimi fırçaladım. Banyodan çıktığımda, annemin birden hortlak gibi karşıma çıkmasını beklemediğimden, o an ki korkuyla sırtımı kapıya çarptım. Annem beni okuyup üflerken ben ise yüzümü buruşturmuş, sırtımdaki acının geçmesini bekliyordum. Tam yanından geçip gidecektim ki bir eliyle beni durdurdu ve duasını okumaya devam etti. Sıkıntıyla ofladığımda, annem bir eliyle dua ederken diğer eliyle de 'Anneye oflanmaz!' dercesine popoma vurdu.

GÜNEŞWhere stories live. Discover now