☀️7.BÖLÜM☀️

23 8 1
                                    

☀️ Neden onun mavilerinin etkisini başka mavilerde hissedemiyordum? ☀️

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

☀️ Neden onun mavilerinin etkisini başka mavilerde hissedemiyordum? ☀️

 Çınar arabayı hızlı kullanarak beni iş saatine kadar kafeye getirmişti. Bir ara arabayı o kadar hızlı kullanmıştı ki neredeyse kusacaktım. Neyse ki yetişmiştim.

Bu kafenin özelliği yedi yirmi dört açık olması ve canlı müzik olmasıydı. Her gün özel olarak birkaç şarkı belirleniyordu. Garsonlar aracılığıyla bu şarkılar müşterilere sunuluyordu. En çok tercih edilen ilk beş şarkı o gün söyleniyordu. Biz bu beş şarkıyı söylemek dışında garsonluk da yapacaktık. Garsonluk da nereden çıktı?

İlk başta anlaşmamız bu şekilde yapılmamış olsa da zamanla görev tanımımız değişmişti ve biz burda da garsonluk yapar olmuştuk. Her türlü borç ödemek için burada çalıştığım için ne yaptığımın bir önemi yoktu. Tek istediğim bir an önce çalışıp bu borçtan kurtulmaktı.

Her neyse...Bizim şarkı söylediğimiz aralık en fazla yarım saat sürüyordu. Geriye kalan saatlerde ise garsonluk yapıyorduk. Garsonluk senin kaderin. Zaten bizim dışımızda gelen müşteriler de şarkı söylüyorlardı.

Kendime ait küçük bir odam vardı burada. Yalan söyleme oda sadece sana ait değil. Enstrüman çalanlarla ortak kullanıyorsunuz. Bu kadar küçük ayrıntılara takılmamak gerekti. Çoktan üzerimi değiştirmiştim. Havalar artık soğumaya başlamıştı. O yüzden daha önceden getirdiğim beyaz boğazlı kazağımı ve siyah eteğimi giymiştim. Sarı saçlarımı da hafif dalgalandırıp sıkı bir at kuyruğu yapmıştım. senin saçların kumral değil miydi? Bilmiyordum. Bazen kumral bazen sarıydı. Kafasına göre değişiyordu işte. Hafif bir de makyaj yapmıştım. Şimdi ise oturmuş şarkıların belirlenmesini bekliyordum.

Sıkıntıdan ofladığımda içeriye elinde tabletle Tolga geldi. Tolga da burada hem enstrüman çalıp hem de şarkı söylüyordu. Onun dışında Yağmur, Sertap ve Can vardı. Onlar da enstrüman çalıyordu. Sertap ve Can'ı pek tanımasam da iyi birisi gibi gözüküyorlardı. Tolga esmer, mavi gözlü bir çocuktu. He çocuk! Küçülsün de cebime girsin! Kazık kadar adam! Yine iç sesime bir tepki vermedim.

O sırada çoktan Tolga yanıma oturmuştu. Gözlerimi tablete çevirdiğimde bugünün belirlenen şarkılarına baktım. Ben daha çok duygusal şarkılar söylerken Tolga daha çok rap söylüyordu. Ama bazen beraber de şarkı söylüyorduk. Diğer üç şarkı rap olduğu için ben bugün sadece iki şarkı söyleyecektim. Kendi şarkılarımdan birisine baktığımda uzun zamandır dinlemediğim bir şarkı olduğunu fark ettim. ''Her şey senle'' hemen telefonda şarkının sözlerine bakarken bir yandan da sesimi ayarlıyordum. Zaten orada şarkının sözleri olacaktı ama pratik yapmaktan zarar gelmezdi.

Önümdeki sözlere odaklanmış bir şekilde şarkıyı söylemiştim. Birden gelen alkış sesiyle yerimde sıçrarken korkuyla derin bir nefes vermiştim. Gözlerimi Tolga'ya çevirdiğimde mavi gözleri parıldayarak bana bakıyordu. Dikkatle gözlerine baktım. Neden bana onun -Çınar'ın- mavi gözlerinin hissettirdiği gibi hissettirmiyordu? İkisinin gözleri de mavi değil miydi? Kaşlarımı çatmış bunu düşünürken adeta dalarcasına Can girdi odaya. ''Hadi gelin! Birazdan başlamamız gerekiyor!'' dediğinde onu onayladık ve sahnenin bulunduğu yere gittik.

GÜNEŞWhere stories live. Discover now