ORUOBOROS

5.BÖLÜM: HAZAN VAKTİ

Okumaya başladığınız tarihi buraya bırakabilirsiniz.

Keyifli okumalar.

BÖLÜM ŞARKISI: HAZAN VAKTİ

"Ah çok teşekkür ederim çok incesiniz." diyerek karşılık verdiğinde asansör kapısı açıldı.

İçeri giren kişi ile havanın ağırlaştığını hissettim.

Tok adım sesleri odanın içinden dalga dalga dağılırken bizde ayağa kalktık.

" Hoş geldin hayatım. Bizde seni bekliyorduk."

Annemin sesi odadaki keskin sessizliği delip geçerken babam bakışlarını karşısındaki adama dikmiş sanki neler olduğunu anlama çalışır bir tavır takınmıştı.

Hepimizin ayağa kalkması ile Okan denen adam elini uzatmıştı. Okan'ın eli havada iken babam eline ters bir bakış atıp elin sıkarak masaya yerleşti. Ortamdaki gerilim elle tutulur hale gelmişti. Nedenini bilmediğim yada açıklayamadığım bakışmaların eşliğinde garson sipariş aldı.

" Eee daha daha nasılsınız Levent Bey." sesinde yatan alaycı tını ile gözlerimi onun üzerine diktim. Bakışlarımdan rahatsızlık duymak şöyle dursun kafasını çevirip bakmamıştı bile." İyiyim Okan Bey siz nasılsınız ? Hiç haberimiz yoktu yazılım alanında bir sektörde olduğunuz."

Babamın sözleri ima kırıntıları ile doluydu.

Okan yerinde dikleşip "Aslında amacım sıfır noktasından alıp kendi ellerimle yetiştirmek istiyorum. Bilirsin ki en kolay şekil ham iken yapılır. Kuracağım alan da ki kişiler sadece bana özel olmalı."

"Anlıyorum Okan Bey. Beria tanıştığınızdan hiç bahsetmediniz. Şaşırdım doğrusu."

" Bizim tanışmamız birazda babamdan kaynaklandı. Beria'nın sizin kızınız olması şaşırtıcı bir tesadüftü. Ama yine de güzel bir tesadüf değil mi? "dediği sıra siparişler geldi. Önüme konulan içkiden bir yudum aldım. Bazlarına ne kadar tuhaf gelse de reşit olduğumdan bu yana ailem alkol ve sigarama karışmazlardı.

Bu gece de olduğu gibi...

" Babanız yurt dışında değil mi uzun süredir." demesinin ardından kaşlarım çatılmıştı. Halbuki üç gün öncesine kadar Tevfik hoca ile konuşmamış mıydı?

Okan yüzünü benden tarafa çevirip yüzümdeki ifadeyi okumaya çalışırken buna izin vermeyip ifadesiz yüz ifademi korudum.

" Kısa süreli de olsa Türkiye'ye uğrar bir kaç gün kalır. Hatta geçen güne kadar buradaydı fakat geri döndü. Dönmeden de benimle Beria hakkında kısa bir konuşma yaptı. Bende bu fırsatı kaçırmadım istemedim."Dudaklarına götürdüğü kendi kadehinin üzerinden gözleri ile uydurduğu senaryonun geçerliliğini tartıyordu.

" Bugün buraya aslında bir anlaşma imzalamak için geldim. Beria'nın eğitim masraflarını karşılayıp staj ve iş güvencesini sağlamak ve ona burs vermek istiyorum. Hem sizinle de bunca senelik bir hukukumuz var."

" Kızımın eğitimi benim için her zaman ön plandadır. Beria'nın eğitim sürecindeki eğitim masrafları çoktan ödendi. Okuldaki eğitimi bittikten sonrada onu yurtdışına yerleştirmeyi düşünüyorum."Babam art arda imzalamamak için gerekçeler sunsa da bunların boş çırpınışlar olduğunu biliyordu.Bunca yıllık hukukumuz var derken babamı manipüle ettiğinin farkındayım fakat garip olan şu ki babamda bunun farkında olmasına rağmen adam akıllı bir direniş göstermemesi idi.

" Emin olun onu en iyi şekilde yetiştireceğim. Eğer yurt dışında bir yerde mesleğini icra etmek istiyorsa elimden geleni yaparım."

" Neden Beria üzerinde bu kadar ısrarcısınız. Halbuki Beria daha yeni okulunu bitirmiş bir lise öğrencisi. Ondan beklentiniz nedir tam olarak?" dediğinde sesler uğuldamaya başlamıştı. Ne kadar bir süredir alkol kullanıyor olsam da bünyem kaldırmıyordu.Bunu bu gece bir kez daha anlamıştım.