ʙᴇşɪɴᴄɪ ʙöʟüᴍ - 24

14 3 0
                                    

Küçük maymun kelebeğini çıkarır mıydı gökyüzüne, yoksa batar gider miydi onunla en derinlere.

Visal

~

Kırılan bir cam bile işi bitti diye çöpe atılırken; Kırılan bir kalp nasıl tamir edilebilirdi?

Ki kalp denen o varlık, camdan bile hassastı.

Camın cam yoldaşı yoktu tabi, çöpe gitti kırılır kırılmaz. Tıpki bir atın ayağı kırıldığı zaman kafasına sıkılması gibi. Her şey bir kırığa, bir yaraya bakardı.

Ama insanın ki öyle olmuyordu işte. Kırıldığı zaman işi bitmiyordu, mesele bundan sonra başlıyordu asıl. Ya batacaktı o kırıklarla en derine ya da çıkacaktı bulutların ta ötesine.

Bunu ya bir yoldaşı yapacaktı ya da kendi kırılmışlığında ölüp gidecekti.

Peki benim akıbetim neydi?

Elimi tutan beni çıkarır mıydı gökyüzüne yoksa batacak mıydım kimsesizler gibi en derine...?

Hâlâ arkamda adımları benimkine nazaran daha yavaş olan Emirhan, hızlı yürümemem için dakikalardır yaşlı nineler gibi ağır aksak yürüyordu. Hızlı adımlar atmak isterken onun engeline takılmak ve bununla başa çıkamamak bozuk olan moralimi daha da bozarken derin bi nefes verdim.

Buğularla puslanmış gözlerim etrafta dolanırken sert bir şekilde yutkunup yılmışçasına yavaşlattım adımlarımı. Her zaman huzur bulduğuma inandığım o yere gelmiştim.

Kumsala, suya, kuma, sonsuz maviliğin gece karanlığındaki versiyonuna.

Burada durabilirdim, artık yürümeyeceğime göre o da elimi bırakabilirdi.

Yavaşlayan adımlarım onuda yavaşlatırken, elimi çektim. Şükür bu sefer bırakmıştı. O arkamda kalmaya devam ederken ben adımlarımı, kumsalın ortalarında gözüme kestirdiğim iki sandalyeli masaya doğru gittim.

Etrafta yanan sokak lambaları vardı fakat yine de tüm kumsalı aydınlatmaya yetmiyordu. Bu yüzden yer yer ay ışığıyla doğal bir şekilde parlıyordu kumsal.

Bitkin adımlarım kumları savura savura giderken aklımda tek bir şey vardı artık.

Annem...

Bu geceki kalp döküntülerinin başrolü; o kadının ağzında öyle iğrenç lafların dolaşabilmesine sebep olan annem!

Kişi öldüğü zaman yardıma koşan annem!
Bugün birkez daha öldüğümde, suskunluğuyla beni çıkılmaz bir ruhsuzluğa iten annem...

Hedefime vardığımda sırtım masaya yaslanacak şekilde sandalyenin üstüne oturup bağdaş kurdum. Neredeyse 6-7 metre uzağımda olan göl, derin bir sessizlikteydi bu akşam. Dalgaların sesi bile karanlıktan çekinir gibi usul ve yavaştı.

Gözlerim her zaman ki karanlığına esirken, kulaklarım kıyıya vuran küçük dalgaların sesiyle boyandı.  Akmaması için çabaladığım gözyaşları; gözlerimi kapatıp derin bir nefes almamla henüz kurumamış yanaklarımda yol aldı. Göz altlarımın yandığını hissediyordum yine ve yeniden.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 22, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

ᴠɪsᴀʟ | ᴛᴇxᴛɪɴɢWhere stories live. Discover now