10.Bölüm

20 1 0
                                    

Addison Pearl     
    Sarayın önüne geldiğimizde herkes bizim önümüzde eğilmişti.Sessizliği bir kızın
—Anne bak!Kutsal Aslan!
demesi böldü.Herkes şaşkınlıkla Mahperi'ye bakarken Mahperi kükredi,Shadow uludu,Athena ise ötmeye başladı.Elfler dikkatle David'i attan indirince David Lena'nın atının yanına geçip Lena'yı zarifçe attan indirdi.Mahperi kafasını ilgi görmek isteyen bir kedi gibi Lena'nın eline sürtünce Lena gülümseyip Mahperi'nin kafasını okşadı.O sırada David bir konuşma yapmaya başlamıştı ama onu dinlemiyordum.Dikkatle attan indiğimde Alex'i hava elementiyle aşağı indirdim.Alex uyku mahmurluğu ile mırıldanırken Elf halkı elf olmayan birinin krallığa giriş yapmasıyla silahlarını çektiler.Alex kendi kendine söylenerek ayıldığında çevresindeki silahları görmesiyle
—Hass!Neler oluyor?
diye bağırdı.Sinirle zihnimden
—Kapa çeneni yoksa onların seni deşmesine izin veririz!
diye bağırdım.David yeni hatırlamış gibi
—Ah doğru bu pislik vardı.Muhafızlar,onu zindana atın!
dediğinde muhafızlar vakit kaybetmeden Alex'i alıp saraya girdiler.Herkes David ve Lena'yı kutlarken onların yanlarına gittim,sonra zihnimden
—Toprak taşını almamız lazım çocuklar.
dedim.Lena başıyla beni onayladı.
—Haklısın Addie,şimdi dinlenelim,şafak vakti yola çıkarız.
dediğinde David'le onu onayladık ve saraya girdik.Saray koridorunda ilerlerken David
—Alex'le ne yapacağız?Onu sonsuza dek burda tutamayız ya?
dediğinde bıkkınlıkla nefes verip
—B-bil-lmiy-yor-rum.
dedim.Sonra zihnimden
—Baksana o kadar başına muhafız diktim yine gelmiş.Çocuk bumerang gibi gönderdiğim gibi geri geliyor.
dedim.Lena
—Alex bu kadar zeki değil Addie,bu işte bir iş var.Birinden yardım alıyor.
dediğinde düşündüm.Lena çok haklıydı.Sonra devam etti
—Açık konuşmak gerekirse Alex tam bir mal,yani koskoca Elementka muhafızlarından bile kurtulabilmişse eğer burda büyü karışıyor demektir.
dedi.David başıyla Lena'yı onaylayıp
—Haklısın aşkım,onunla konuşmamı ister misiniz?
dediğinde zihnimden
—Gerek yok,o durumla ben ilgilenirim.Hem yumuşadığı tek yer benim yanım gibi gözüküyor.
dediğimde David
—Çok dikkatli ol fıstık,onun ne yapacağı belli olmaz.
dediğinde gülümseyip iyi geceler dedim ve zindanlara yürümeye başladım.

    Zindanlara gidecekken aklıma oranın ne kadar soğuk olduğu geldi.Önünden geçtiğim mutfağa giriş yaptım.İçeride birkaç elf kız gülüşürken beni görmeleriyle dikleşip önümde eğildiler.Bir elf
—Çok özür dileriz efendim,sizin geldiğinizi görmemiştik.Bir arzunuz var mıdır?
dediğinde ona gülümseyip zihnimden
—Sıcak neyiniz var?
diye sordum.Kız
—Bolca yasemin çayımız kaldı efendim.Biraz da bahçelerimizdeki domateslerden yapılmış domates çorbası.
dediğinde gülümseyip
—Harika,bana çorbayı bir kaseye koyup,yasemin çayından biraz verebilir misin?Bir tane fincan olsun.
dediğimde kadın
—Nasıl arzu ederseniz efendim.
dedi ve elf kızlar hızla istediklerimi hazırlamaya başladılar.O sırada kısa bir taburenin üstüne çıkmış,5-6 yaşlarında minik bir oğlan elfin kitap okumaya çalıştığını gördüğümde gülümseyip
—Y-yar-rdım i-is-ster-r m-mis-sin?
diye sordum.Oğlan bana dönüp beni süzdü,sonra
—Siz kimsiniz abla?
dediğinde elf kızlardan biri
—Nyord!Kraliçeyle öyle konuşamazsın,çok ayıp!Kusura bakmayın efendim,kardeşim olur kendisi,bazen biraz meraklıdır.
dediğinde kıza gülümseyip
—S-sık-kın-ntı d-değ-ğil.
dedim.Nyord'un yanına ilerleyip okuduğu kitaba baktım.Zihnimden
—Savaş sanatı ha?Savaşmayı sever misin?
dediğimde gözleri ışıkla doldu ve
—Çok severim!Babamın böyle kocaman kılıçları vardı.
diyip elleriyle büyüklüğünü göstermeye çalışınca ona kıkırdayıp
—Sana bir sır vereyim mi?
diye sordum zihnimden.Nyord heyecanla başını salladı,sonra zihnimden
—Ben de birkaç savaş taktiği biliyorum.
dediğinde şaşkın şaşkın bakmaya başladı bana,sonra
—Gerçekten mi?
diye sorduğunda başımla onayladım.Daha da heyecanlanıp
—Bana da öğretir misiniz,lütfen?
diyip dudaklarını büzdüğünde başımı olumlu anlamda salladım.Nyord'un gözleri mutlulukla parlarken
—Abla!Ben bu ablayı çok sevdim evlenebilir miyim?
diye sormasıyla gülmeye başladım.Ablası
—Nyord!Ne ayıp!Kraliçemizin belki bir sevdiği vardır.Gerçekten çok özür dilerim efendim.Lütfen Nyord'un kabahatini mahzur görün.
dediğinde zihnimden
—Sorun değil,ama Nyord,sen şu an çok küçüksün.Büyüyüp genç bir adam olmalısın.
dediğimde yerinde tepinip
—Ama ben seninle evlenmek istiyorum!
diye itiraz ettiğinde ona gülümseyip
—Önce büyümen lazım,büyüyünce çok yakışıklı bir adam olacaksın.O zaman bakarız tamam mı?
dediğimde başını hızla sallayıp
—Tamam!Peki seni öpebilir miyim?
diye sorduğumda kıkırdayıp yanağımı ona uzatınca yüzümü elleriyle tutup yanağıma sulu bir öpücük bıraktı.Ona gülümseyip ben de onun yanağını öpünce utanıp başını öne eğdi,ayaklarını sallamaya başladı.Elfin verdiği tepsiyi aldım ve zihnimden
—Çok teşekkür ederim kızlar.
diyip tepsiyle zindanlara inmeye başladım.

Element KraliçesiWhere stories live. Discover now