9|

83 11 6
                                    

Selam ben geldim, uzun bir aradan sonra tekrar buradayim. 2000 kelimelik bölümün hakkını verirseniz cok mutesekkir olurum. Yazim yanlisim olursa affoluna. Neyse bolume gecelim 😺

"Seni seviyorum Yoongi..."


Jimin'in söylediği şeyle beraber, Yoongi'nin ağzı şok ile aralandı.

Jimin; utangaç, ürkek, narin, yaşıtlarına göre daha ufak tefek bir insandı.

Doğrusu, o'ndan böyle bir şey beklemiyordu Yoongi. Küçüğü, uykunun kollarına bırakmıştı kendisini. Yoongi o'nu uyandırmamaya dikkat ederek kucağında ki çocuk ile ayağa kalktı. O'nu yatağa yatırıp üzerini güzelce örttü. Yanağına ve dudağına küçük öpücükler kondurdu ve ışığı kapatıp odadan çıktı.

Sabah saatlerinde Jimin izlendiğini hissettiği için uyandı. Yanı başında ki Yoongi ile göz göze gelmeyi beklemiyordu anlaşılan.

"Günaydın bebeğim." demekle yetindi Yoongi. "Güüünaaaaydınnn Yoongi!" dedi Jimin şen şakrak bir şekilde. "Saat kaç?" diye bir soru yöneltti Jimin, Yoongi'ye hitaben. Yoongi saate bakarak "Daha çok erken bebeğim. Saat 05:40." diye yanıtladı Jimin'in sorusunu. Jimin olduğundan da geç kalkmıştı bu sabah. Hızlı adımlarla banyoya ilerledi ve ihtiyaçlarını karşılayıp sevgilisinin yanına geri döndü.

"Güzelce uyudun mu bebeğim?" diye sordu Yoongi. Jimin kafasını 'evet' anlamında salladı. Hâlâ şaka gibi geliyordu Jimin'e. Yoongi ile sevgili olması şaka gibiydi o'nun için. "Yoongi... Şey ailen ya kızarsa sana... O zaman ne yapacaksın?" diye sordu. Bu soruyu geçen akşam da sormuştu fakat yine sormak istemişti. "Hiç bir şey olmaz bebeğim. Sen merak etme." dedi kendinden emin bir şekilde, derin ses. Kapı çalmaya gerek duymadan aniden odaya giren Seokjin ve Jeongguk gördükleri şey ile şoke olmuşlardı. Jimin ve Yoongi'yi bu kadar yakın görmeyi beklemiyorlardı. "Yanlış zamanda geldik herhalde biz çıkalım. Size kolay gelsin!" dedi Seokjin imalı bir şekilde.

Jimin yanaklarının kızarmaya başladığını hissediyordu. Nedensiz yere paniklemişti. O'nun bu hâlleri Yoongi'nin kıkırdamasına sebep olmuştu. "Gülmesene!" diye sitemle konuştu Jimin. Fakat bu Yoongi'nin daha fazla kıkırdamsına hatta kahkaha atmasına neden olmuştu. Jimin normalde olduğundan daha fazla utanmıştı. Jimin tam odadan çıkacakken Yoongi o'na yetişmişti. "Sen gül gül gidicem ben!" dedi Jimin sahte bir sinirle.

"Senin şu eşsiz güzelliğin ve sınır tanımayan tatlılığın dişlerimi kaşındırıyor..." diye yakındı Yoongi. Jimin tekrar kızarmaya başlamıştı. Yoongi, o'nun bu hâllerine daha fazla dayanamayıp Jimin'in yanağını canını acıtmayacak şekilde ısırdı. Daha sonra ısırdığı yeri öpücükleri ile süsledi. Jimin böyle bir şey beklemiyor olacak ki kaşlarını havaya kaldırdı ve dudakları 'o' şeklini aldı. "Neyse. Şey yapıcaktım ben... Şey işte. Off gidiyorum ben!" diye zırvaladı Jimin. Koşar adımlarla odadan çıktı Jimin. Yoongi ise arkasından sırıtarak bakıyordu küçüğüne.

"Çok şirin bir çift oldunuz hyung!" diye heyecanla konuştu Jeongguk. "Daha fazla bağır Jeon, herkes duysun bizi." diye söylendi Jisu. Biraz daha bağırırsa tüm saray duyacaktı. Çardak ta oturuyorlardı. Yoongi, onlara bugün izinli olduklarını söylemişti. Aslında izinli değillerdi sadece Jimin için yapmıştı bunu, sevgilisinin çalışması istemiyordu. Eli sıcak sudan soğuk suya sokmamak istiyordu. Bunu onlar sevgili olmadan öncede istiyordu fakat söyleyemiyordu bir türlü.

"Yavrularım evlenecek mi şimdi?! Aman aman aman!" diye yankınmaya başladı Seokjin. Onun bu hâli hepsini güldürmüştü. "O prens olacak herif seni üzerse karşısında beni bulur haaa!" dedi Jimin'e hitaben, Seokjin. "Gguk aynı şey senin içinde geçerli!" diye devamını getirdi. Bilmediği tek şey Yoongi, Taehyung, Namjoon ve Hoseok'un arkasında olmasıydı. Jimin, Jeongguk ve Jisu kahkaha atmaya başlamıştı bile. "Ne? Neden gülüyorsunuz?" diye sordu Seokjin. "Demek karşımızda seni buluruz, öyle mi Seokjin?" diye sordu Namjoon imalı bir ses tonuyla. Anın verdiği özgüven ile "Evet, evet öyle olur! Benim yavrum bunlar, yavrularımı üzerseniz kellenizi alırım!" dedi Seokjin.

Be Mine Park |𝚈𝚘𝚘𝚗𝚖𝚒𝚗|Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon