9| Ruthessly

170 6 14
                                    

  Bruce iç geçirerek bakışlarını ondan uzaklaştırdı. Emin değilmiş gibi gözüküyordu. Neredeyse 5 aydır beraberdiler fakat hiç gerçek anlamda sevişmemişlerdi. Bunun Clark'ın sabrını zorladığını biliyordu. Bir uzaylı,bir süper insan; yatakta neler yapamazdı ki?
  Clark dudaklarını Bruce'un boynuna bastırdığında,Bruce'un nefesi kesildi. İçinden bir titreme geçti. Bir sessizliğin ardından Çelik Adam daha önce hiç duyulmamış kadar kalın bir sesle konuştu.
"Artık benden kaçmayı bırakmalısın. Vücuduna sahip olmak istiyorum."
  Esmer adamın yanakları kızardı. İlk defa bu kadar savunmasız görünüyordu.
"Biliyorum..."
  Kısık bir sesle mırıldandı. Bu iki saniye bile sürmeyen mırıltı,Clark'ın onu kucağına alıp yatak odasına taşımasına bile yetmişti. Bruce daha da heyecanlanmıştı ve sevgilisi bunu söylemese de, kalp atışlarının nasıl hızlandığını görebiliyordu.
   Adam kendini yatağın üzerinde ve tam olarak Çelik Adam'ın vücudunun altında bulduğunda artık işin işten geçtiğini anlamıştı.
  Çok fena tav edilmişti hem de çok acımasızca. Tüm benliğini kaybetmişti; tüm kişiliğini ve onu o yapan karakteristik özelliklerini kaybetmişti. Şimdi sadece savunmasız biriydi,koca bir adamın altında kıvranan,normal bir seksi sanki hayatının sonuymuş gibi gören biriydi. Hayır dedi kendi kendine,bu normal bir seks olmayacaktı ve değildi de.
"Hadi seni şu aptal kıyafetlerden kurtaralım."
  Dedi Clark,sabırsız ama sert bir tonda. Daha o anda yeni farketmişti Bruce; boynunun öpücüklerle ıslandığını ve belindeki bir çift elin onu iz bırakacak kadar sert şekilde tuttuğunu.
Adamın isterse ışık hızından kısa bir sürede kıyafetlerini parçalayabileceğini biliyordu,ama o öyle yapmadı. Aksine sanki Bruce'u kışkırtmak istiyormuşçasına -ki kendisi buna adı kadar emindi- yavaş bir uslüpla pantolonunu aşağı kaydırıyordu. Üstü zaten çıplak olan sabırsız adam homurdanarak öfkesini belli etti. Bunu duyan Çelik Adam ise kıkırdayarak bir anda pantolonunu üstünden çıkartarak bir kenara attı. Şimdi altındaki,özenle şekillendirilmiş koyu saçları yastığın üzerine dağılmış, ela gözleriyle ona bakan adamın üzerinde sadece siyah bir boxer vardı.
Hâlâ Süperman kostümünün içinde olan Clark sırıtarak ağırlığını ona bıraktı. Göğüslerini okşamaya göğüs ucunu öpmeye başladı. Ve her ne kadar onun için itiraf etmesi zor olsa da,bu hoşuna gitmişti;en azından kızarmış yanakları ve aldığı derin nefesler böyle söylüyordu.
Yutkunarak elini saçlarına daldırdı. Arada ufak ürperti inlemeleri çıkartıyordu. Bu adam hep bu kadar sıcaktı,bunu biliyordu,ama bugün daha da sıcak gibiydi. Israrla göğüs ucuyla oynuyor, tüylerini diken diken ediyordu. Clark işleri biraz ileriye götürüp ısırmaya başladığında,tüm dengesi bozuldu. Saçlarını çekiştirirken kafasını geriye attı. Şimdi altında inliyor,zevk içinde kıvranıyordu.
"Hmmh! Clark...siktir!"
İsmini mırıldandığında bir çift mavi gözün ona kilitlendiğini hissetti.
"Efendim sevgilim?"
"Devam et..."
Bir sessizliğin ardından bir mırıltı daha yükseldi dudaklarından
"Lütfen,çok ihtiyacım var."
Bruce bu kelimeleri kullandığı için kendine lanet okumakla daha sonradan uğraşacaktı. Göğüs ucu tekrardan ait olduğu yere dönünce tekrardan inledi. Sanki bu yetmiyormuş gibi diğer ucunu da sıktırıyordu.
İçinden bir titreme geçti. Sertleştiğini hissediyordu. Bu titremeler ve inlemeler birkaç dakika daha devam etti,ta ki kalçasında hissettiği sert tokata kadar.
"Öyle yatıp durma,buraya gel ve o güzel kıçını faydalı şeyler için kullan."
Demişti çoktan üzerinde sadece boxerı olan Clark. kostümünü ne ara çıkarttığına mı,sevişirken ne kadar sapık olduğuna mı, yoksa dediklerine mi şaşırsa bilememişti Bruce.
Boğazını temizleyerek olduğu yerden kalktı. Emin olamayarak yüzüne baktı. O mavi gözlerini ilk defa bu kadar derin,bu kadar karanlık görüyordu.
İç çamaşırını çıkarttığında farkında olmadan nefesini tuttu. Bir anda iki el belini kavrayıp onu kendisine çekmişti. Bruce daha ne olduğunu anlayamadan giriş kısmındaki ıslak dudaklara maruz kalmıştı. Hissettiği ıslaklıkla inledi. Ellerini Clark'ın karnına yerleştirdi.
Tırnaklarını etine ne kadar bastırsa az geliyormuş gibi hissediyordu. Deliğinin üstündeki o alaycı tavrı,dudaklarının tenine tekrar tekrar değmesinin hissiyatı onu mahvediyor,adeta bağımlı ediyordu. Elleri belinden kalçalarına doğru inmişti o sırada. Muhtemelen bir hafta boyunca iz kalabilecek kadar sertçe sıkıyor,loblarını iki yana ayırarak kendisine daha fazla yer açıyordu.
Dilini içinde hissettiğinde o zamana kadarki en yüksek olan ama gecenin en kısık sesli çığlığını atmıştı. Gözlerini sıkıca kapatarak alışmaya çalıştı. Clark ise başparmaklarıyla deliğini tutuyor,dili için bir alan oluşturuyordu. Bruce bir an için gecenin sonunda deliğinin yırtılıp yırtılamayacağını düşündü. Altında duran penise baktı. Daha önce onu defalarca boxerla görmüştü,hiçbirinde bu kadar büyük olduğunu hatırlamıyordu. Ve bu yeni görüntü,kalçasına ağrılar vermeye yetmişti,ya da belki de Clark kıçını fazla sıktırıyordu.
İnlemeleri durmak bilmiyor,farklı şekillere geçmeye başlıyordu. Mırıltıları ve nefesleri içindeki dil ile çakışıyor,inlemelerine ekleniyordu.
Ne ara bu hale geldiğini düşündü. Daha dün,gördüğü hemen hemen her kadınla tek gecelik ilişkiler yaşamış,Gay olmayı aptallık olarak gören biriyken,şimdi bir adamın yüzüne oturmuş kendisini yalamasına izin veriyordu. Daha da vahimi,becerilmek istiyordu,Çelik Adam tarafından. Deliği tamamiyle genişleyene kadar becerilmek istiyordu ve bu arzusundan nefret ediyordu.
Eliyle arkaya uzanıp saçlarını kavradı. Hâlâ dudaklarını ısırarak ya da ağzını kapatarak inlemelerini engellemeye çalışıyordu.
"Kal-"
Daha cümlesine devam edemeden kıçına bir şaplak yemişti. Titrek bir nefes bırakarak inledi. Altındaki Clark hareketlenerek onu yüzünden kaldırdı. Yüzünde şehvetle sertleşmiş,neredeyse taş gibi bir ifade vardı. Yarı açık olan deniz mavisi gözlerini ona dikti. Bruce ağzını açtı ama daha konuşamadan Clark onu altına aldı. Esmer adam heyecanla kasılmış,yanakları daha da kızarmıştı. Adamın boxerını çıkartmasını izlerken hafifçe dirseklerinin üzerinde doğruldu. İçinden tanrıya karşı bir sevgi yükseldi,şayet bu gece çok ihtiyacı olacaktı.
Kalçalarının geniş bir çift el tarafından sanki ikiye bölmek istercesine iki yana ayrıldığını hissetti. Alt dudağınının iç kısmını ısırırken adama baktı. Sırıtıyordu.
Bruce'un başına gelecekleri anlaması birkaç saniye sürdü. Bir anda içi tamamiyle dolmuş,girişi yırtılmak üzereymiş gibi ağrımaya başlamıştı. Ufak bir çığlık attı. Ellerini tutunacak bir yer amacıyla Clark'ın sırtına attı.
Gözlerinden yaşlar düşerken yüzünü boynuna gömerek kendini sakladı. O ise buna müsade etmeyerek çenesinden tutup kendine çevirdi. Dudaklarını onun kilere bastırarak küçük bir öpücük bıraktı.

"Şşşt,geçecek birazdan güzelim,"

"Ama acıyor!" Dedi Bruce,daha çok haykırmıştı.

"Bunu seviyorsun. Yanılıyor muyum?"
Buna sadece homurdandı. Bu adamın düşüncelerini okumasından nefret ediyordu. Onunla inatlaşacak bir durumda değildi. İçi uzun sertliğiyle tamamiyle doluydu. İçinde hareket etmeye başlayan Kal-El,daha fazla inlemesine ve acıyı unutmasına neden oluyordu.
"hmmh..evet."
Alt dudağını ısırarak başını geriye attı. Üstündeki adamın yüzüne bakıyordu. Gözleri onunla karşılaştığında titrek bir nefes verdi. Yüzünün pürüzsüzlüğü,uzun kirpikleri ve dudaklarının öpüşmekten kızarmış olan rengi onu deli ediyordu. Sanki her biri onu kışkırtmak,erekte etmek için özenle yaratılmış gibiydi. Boynunda onun dudaklarını hissetti.
Homurdanarak elini boynuna attı. İçindeki yavaş hareketleri onu bir nebze de olsun rahatlatıyordu. Her bir hareketinde rahatça kayarak içini dolduruyor ve onu tekrar geri çekiliyordu. Fazla derine inmeden kendini Bruce'a alıştırmaya çalışıyordu ki bu ona olan saygısını en güzel gösterme şekliydi. Bruce onun seks yaparken bile bu kadar kontrollü olmasını sevmeye başlamıştı.
"Seni seviyorum."
Clark'ın şehvetle kalınlaşmış ses tonu kulaklarını doldururken sırıtmasına engel olamadı. Hâlâ inliyordu,ama onu cevaplamaya çalıştı soluk soluğa.
"Ben- de seni seviyorum.."
Dudakları yumuşak bir sıcaklıkla baskılanırken sırıtması daha da büyüdü. Bir anda öpücüğü ufak bir çığlıkla böldü. İçindeki hareketlerini derinleştirmiş, prostatına vurmaya başlamıştı. Bruce ise tırnaklarıyla sırtını vahşice tırmalayarak acısını çıkarmaya çalışıyordu. Her hareketi bir anda sertleşmiş, duvarlarının içindeki o hassas noktaya ulaşmıştı. Ardı ardına gelen darbeleri belinin kıvrılmasına, göğsünün hızla inip kalkmasına ve durmaksızın inlemesine neden oluyordu. Alt dudağını ısırmak artık acı verici bir hale geldiğinden bu sefer Clark'ın dudaklarına yumuldu. O sıcak ve yumuşak dudaklarını, sertçe emmeye başladı.
İkisinin inlemeleri,ağızlarının içinde kayboluyordu. Clark'tan çok, Bruce inliyordu. Duvarlarının arasındaki o kayma hissiyle birlikte kendini hiç olmadığı kadar iyi hissediyordu.
Bir süre ikisi de konuşmadılar,hatta şaşırtıcı bir şekilde Bruce bile bir şeyler mırıldanmadı. Sadece inleme sesleri odayı doldurdu. İkisi de konuşarak boşuna nefeslerini tüketmek istemiyor, sadece sevişmek istiyorlardı.
Dudaklarını kulağına bastırarak mırıldandı.
"Hızlanabilirsin..Kime ait olduğumu yarın tüm gün boyunca hatırlamak istiyorum."

...

Evet uzun bir ara oldu,bölümü yazmam bir hafta falan aldı. Uzun süredir yazmıyordum çünkü bu süreçte baya şey değişti. Şu an daha çok Bruce üstte gibi geliyor o yüzden bazen yazarken hikayeyle karakterleri karıştırıyorum. Ergence bir kitap olmuş bence şahdşandlkaj. Yani en azından bana şimdi böyle geliyor. Ve kitabın adını değiştirdim çünkü başka bir superbat kitabında kitabın ismine benzer bir ifade gördüm.
Smut yazmaktan tüm hayal gücümü tükettim o yüzden geri kalanını sizin hayal gücünüze bırakıyorum hakkınızı helal edin LSJAŞJDLAJDKWJS

HYPNOTİZED (SuperBat.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin