1☆

40 4 0
                                    

Gökyüzüne doğru bakan avucuma konan kar tanelerini izliyor bir yandan da biramı yudumluyordum. Günlerdir şiddetli bir şekilde yağan karın en sakin haliydi bugün ve biz, birkaç ruhu genç yetişkin kar topu oynamak için buluşmuştuk. Yaşımız otuza dayansa da içimizdeki çocuk biraz daha ön plandaydı sanırım.

Kaldırım taşında tek başıma oturuyordum. Diğerleri boş sokağın benden biraz ilerisinde kar ile eğleniyordu. Onlara katılmıyordum çünkü karı izlemek benim için daha güzel bir aktiviteydi.

Arkadaşlarımdan biri olan Hwiyoung çatık kaşlarla geldi yanıma.

"Bugün oradan kalkıp bize katılmayı düşünüyor musun?"

Gülüp biramdan içtim. "Hayır, düşünmüyorum."

Cevabım pek istediği bir cevap değildi galiba. Yüzünü yana yatırdı bu sefer.

"İlla zorla mı yaptırmalıyız bir şeyi?" Tam önümde dikildi ve biraz eğilip kollarımdan tutup kaldırmaya çalıştı beni. Kusura bakma Hwiyoung ama kalkmaya hiç niyetim yok. O kaldırmaya çalışırken hiç yardımcı olmayıp tüm ağırlığımı verdiğimde bir süreliğine pes etti.

"Inseong, lütfen!"

"İstemiyorum."

Bir çocuk gibi kollarını bağlayıp somurttuğunda güldüm.

"Gülme, kalk!"

Galiba biraz onlara katılmam daha iyi olacaktı.

"Tamam tamam." Bira kutusundaki son yudumları da içtikten sonra ayağa kalkıyordum ki telefonum çaldı. Cebimden çıkarıp arayan kişiye baktım. Annem...

"Ah, annem arıyor." Açmak için onay ister şekilde baktım ona.

"Konuş ve sonra gel yanımıza." Oflayarak yanımdan ayrıldı.

"Efendim anne?"

"Neredesin oğlum?" Ne kadar büyürsem büyüyeyim annemin bu tür sorularından kurtulamayacktım galiba.

"Arkadaşlarımla dışarıdayız, bir şey mi oldu?"

"Ah, gene mi? Evlenip kocanla vakit geçireceğine o çocuk gibi olan arkadaşlarınla vakit geçiriyorsun!" Annem böyle konuştuğunda sinirlenmiştim. Evlenmemi her şeyden çok isteyen ve bunu sürekli dile getiren bir annem vardı. Bıkmıştım tabiki bundan. Doğru kişi karşıma çıkmamıştı işte ben ne yapabilirim? Ayrıca arkadaşlarıma laf etmesinden de hoşlanmıyordum.

"Anne, arkadaşlarım hakkında doğru konuşmanı istiyorum. Ayrıca aşık olduğum biri yok. Yani evlenmemi bekleme daha."

"Artık beklemeyeceğim zaten. Eve gel. Misafirlerimiz var." Son cümleleri bu olup telefonu kapattığında ağzım açık kalmıştı. Ne demekti bu şimdi?

Oturduğum kaldırımdan kalktım ve ilerideki arkadaşlarıma baktım. Özellikle Hwiyoung'a gideceğimi haber vermem gerekiyordu yoksa bana oldukça kızacaktı.

Biraz uzaktan ona beni fark etmesi için el salladım. Birkaç saniye sonra gördü beni ve koşarak yanıma geldi.

"Ne oldu?"

Bıkkın bir şekilde sormuştu. Arkadaşlarım beni ne kadar çok seviyor... gerçekten.

"Annem çağırıyor."

Go Back in Time [JaeSeong]Where stories live. Discover now