Bölüm 3 : Aile

20 3 31
                                    


Öyleyse upuzuuun bir aradan sonra devam mı?

Gasteci kız ve balıkçı çocuğun hikayesine tekrardan hoşgeldiniz!

Şimdi, her zaman olduğu gibi bugün de arkanıza yaslanın, gözlerinizi kapatın, Karadeniz'in dalgaları kıyıya vururken çıkan sesi dinleyin, rüzgarı saçlarınız arasında hissedin, açın kollarınızı, hissedin temiz havayı ve açın gözlerinizi; artık RIHTIM'dasınız...

Hep burada kalmanız dileğiyle, bu hikaye atan tüm kalplere.

23.06.2023

Bölüm Şarkısı:
#Haluk Levent/ Yollarda Bulurum Seni

...

RIHTIM:

"İki dalga, bir kıyı"

3. Bölüm: Aile

🌊🌊🌊

*Her son yeni bir başlangıçtır.*

💙

.

..

Ertesi sabah gözümü rüyama karışan horoz sesleriyle açmıştım.

Zaten gördüğüm saçma sapan rüyanın içine bir de bu ibibiklerin sesi dolunca artık uyanmaya karar vermiştim. Üzerimdeki eskiden kalma ve amma da ağır el dikmesi yorganı yanıma kıvırdım. Yerimde doğrulup arkamdaki yastığı dikleştirdim. Gözlerimi pencere kıyından yüzüme vuran ışık huzmesinden dolayı tam açamamıştım.

Kırpıştırıp duruyordum. Zaten yüzümde de uyku mahmurluğunun verildiği asalak bir gülümseme vardı. Diğer insanların aksine uyandığımda mutlu olurdum. Hayal ise inadına homurdanarak uyanırdı. Bir de benim bu halime tabii...

Yine aklıma gelmişti güzeller güzeli kardeşim.

Burnumun sızladığını hissettiğimde başımı yanıma çevirdim. Altın kaplamalı teneke bacaklı bir zigon sehpa üzerinde tahminimce Damlanın gece benim için bırakmış olduğu üstü peçeteyle kapatılmış suya uzandım. Günlerdir susuz kalmışcasına kana kana içtim. Yanımdaki gaz lambası takıldı gözüme. Sonra birkez daha göz gezdirdim bu otantik salonda.

Duvarlarda, raflarda...

Sonra nihayet uyuşukluklarımın geçtiğini anlayarak ayaklarımı oldukça yüksek divandan sarkıtıp terlikleri geçirdim.

Ayaklarımı yere sürte sürte pencere önüne ilerledim. Işığın kenarından sızdığı perdeyi kenara çekerek tüm güneşin yüzüme vurmasını sağladım. Canına yandığımın memleketinin gündüzü de bir başka güzeldi.

Maçka diye bir ilçenin sakin sayılabilecek şehirciliğin çok uğramadığı kasaba denilecek bir bölgesinde yaşıyordu Kaan abi ile Damla.

Duyduğuma göre küçükken kaybetmişlerdi anne babalarını. Dünkü çay eşliğindeki sohbetimizde anlatmıştı Damla. Annesi ile babası ırgatlık yaparak geçimlerini sağlıyorlarmış. Dede ve nineleri ile de birlikte yaşıyorlarmış o zaman. Aile büyükleri çocuklara bakarken onlar fındık ve çay tarlalarına ırgatlığa giderlermiş.

Birgün yine fındığa gittikleri sıradan bir zamanda yaylaya çıkan traktörün devrilmesiyle anne babaları altında kalarak vefat etmişler. Damla o zamanlar epey küçük olsa da Kaan abinin gayet aklı başında zamanlarıymış. Bu durum onu çok sarstığından kendi hayatından vazgeçerek okulu bırakmış. Ev geçindirme derdine düşmüş. Nineleri pamuk olsa da dede zalim bir insanmış. Acımadan Kaan abiyi çalıştırmış. Onlar göçüp gittiklerinde ise bu eski köy evi denilebilecek şirin ev onlara kalmış.

RIHTIMUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum