Bölüm 3: Ohio'daki İlk Vaka Fiyaskosu

Start from the beginning
                                    

Jeon Jungkook en son duyduğu cümleyle kahkaha atmamak için dudaklarını kemirdi. Zihin mi okuyormuşum? Vay be! Bunu bilmiyordum, dedi içinden.

Parlak beyaz parkede yansımasını görüyordu. Günlük temizliği yapıldığı anlamına gelirdi bu. Duvarlar, krem rengiydi. İnsanın içini ferahlatıyordu. Fakat içerisinde bulunan insanlar bu ferahlatmayı dengeleyerek yeterince bunaltıp daraltıyordu.

Onun istediği kapının bulunduğu odada, kendi dedikodusu dönüyordu. Yeni hakim yardımcısı içerideki polislere dedektif hakkında sorular soruyordu. Parmaklarını kütleterek yerinde gerindi. Yaslandığı koltuğundan kalktı, ona bu davanın görgü tanıklarının ifadelerini getiren genç adama baktı ve sorusunu yöneltti. "Sen dedektif Jung ve bir dedektif daha demiştin. Kim o? Ve neden hâlâ burada değiller?"

"Efendim, diğer dedektiften yeni haber aldık. Adını gazetelerde duymuştum, buraya yeni taşınmış. Öncelerde Dallas'ta kalıyormuş. Buraya gelmek üzeredir. Dedektif Jung Hoseok ise şu an başka bir işle uğraştığını söyledi. Ama çok yakın zamanda burada olacak. Hatta diğer dedektiften önce bile gelebilir."

"Şu diğer dedektifin bir adı yok mu? Tuttuğunuz dedektifleri tanımadan mı tutuyorsunuz?!" dedi en son da bağırarak.

Burada polis Jacob Brown araya girdi. "Ben tanıyorum. Kendisi benim arkadaşım olur. Adı Jeon Jungkook. Yirmi yaşından beri gizli ve resmi dedektiflik yapıyor. Dallas'ta çözülmesi imkansız gelen yedili cinayet vakasını 48 saatte çözmüştü, belki haberlerde görmüşsünüzdür. Az önce ona yeni vakasından bahseden de bendim. Üstelik kimse ona haber vermemiş. Benim sayemde öğrendi ve hemen yola çıktı."

Joseph Gagnon aldığı cevaptan tatmin olmamıştı. Asıl duyduklarından sonra onu daha fazla merak etmişti. Bahsettiği haberi televizyonda da gazetede de görmüştü. Hiçbirinde yüzü görünmüyordu. Hatta bir keresinde bu dedektifin cinayetle suçlandığını ve deli olduğu iddialarını da görmüştü. Şu yaşlı, bir bacağı sakat adamın haberlerde yaptığı açıklamayı hatırlıyordu. 'kendisi suçlu ve dedektifliğini kullanarak insanları öldürüp saklanıyor. Çözdüğü cinayetlerde bile eminim kendi parmağı da vardır. Deli o. Onu beş yıldır tanıyorum, aynı mahallede oturuyoruz. Onun sayesinde kırk yıllık karım benden boşandı. Hepsi planlı.'

Bu haberi Jeon Jungkook da gazeteden okumuştu. Ne kahkaha atmıştı ama! Hiç bu kadar gülmemişti. Resmen gülmekten gözünden yaşlar akmıştı. Yaşlı adam öyle bir anlatmıştı ki bir an kendisinden şüphelenmişti. Tabii, onun yüzünden mi karısı adamdan ayrıldı tartışılır ama adamın karısını aldattığını ispatlayınca kadın da adamı terk etmişti. Yani eğer kadın bunu bilmese hâlâ beraber yaşamaya devam edeceklerdi ama adam kadını aldatmasa da ayrılmayacaklardı. Şimdi kısmen Jeon Jungkook yüzünden, biraz da adam yüzünden ayrıldılar diyebilir miydik? Yoksa adam gibi tüm suçu Jeon Jungkook'a mı atmalıydık? Veya suçlu adam mıydı? Sonuçta adam aldatmıştı.

Ondan 'Diğer dedektif' diye bahseden genç adıyla Daniel duyduğu 'Jeon Jungkook' ismiyle tüylerinin ürperdiğini hissetti. Yanında duran meslektaşına kaçamak bakışlar atarken fısıldadı. "O adam bir kaçık!"

"Gerçekten mi?"

"Dostum, herif kimin karşısına çıksa insanlar birbirinden ayrılıyor, tartışma çıkıyor. Herkes gıcık oluyor ona."

Bu sesler ne hakim yardımcısı Joseph Gagnon'a ne de dedektifin polis arkadaşı Jacob Brown'a ulaşıyordu. Fısıldamalarını bir tek kendileri duyuyordu. Gagnon elinin parmaklarını ritimle siyah masasına vurmaya başladı. Beklemekten sıkılmıştı. Yeni okumaya başladığı kitabını yanında polisler ve sekreterler olmadan sessiz bir ortamda okumaya devam etmek istiyordu. Bir an önce dedektiflerin gelmesini iple çekmeye başladı.

Fötr Şapkalı Adam • TaekookWhere stories live. Discover now