Bölüm 3: Ohio'daki İlk Vaka Fiyaskosu

139 41 50
                                    

Bölüm 3: Ohio'daki İlk Vaka Fiyaskosu

Arabaların sıklıkla geçtiği caddede kaldırımda beklerken gelmek üzere olan taksiyi fark ettiğinde elini kaldırarak durdurdu onu. "Taksi!" Arabanın arka kapısını açarak içeri attı kendini ve telefonunu çıkararak mesajdaki adresi aynadan taksi şoförüne gösterdi. "Buraya gidiyoruz. Hemen!"

Taşlı yollardan geçen taksi, oldukça sarsılıyordu, Jeon Jungkook ise buradaki ilk vakası için oldukça heyecanlıydı. Bedeni baştan aşağı, Ohio'daki yeni vakası için deliriyordu. Hangi sokak, hangi okul, hangi bina veya hangi istasyon? Buralara yeni geldiği için pek bir bilgisi yoktu. Her yeri öğrenmek istiyordu, en ince ayrıntısına kadar. Gelecek vakalar hangi şehirde, hangi sokakta, hangi okulda olacaktı? Bunların hepsi dedektifin gözünü döndürüyordu. İşine aşıktı. Uğruna canını bile feda ederdi. Onun önüne şöyle bir, iki seçenek sunsalardı: 'Ya sırrı öğrenmeyip, yaşamaya devam edeceksin ya da sırrı öğrenip öleceksin.' Hiç şüphesiz sırrı çözüp ölmeyi tercih ederdi.

Kaldırıma yaklaşan taksiyle geldiklerini anladı. Şimdiden gözü üç katlı, en üst katının tepesinde büyük tabela bulunan, koyu tonlarda ki binaya takılmıştı. Oraya bakmayı sürdürürken şoför dikiz aynasından kendisiyle ilgilenmeyen, baktığı yere odaklanmış dedektife baktı. "Geldik, efendim. Ücretiniz beş dolar."

Odaklandığı yerden uzaklaşarak şoföre döndü. Ellerini paltosunun ceplerine koydu, karıştırdı. Sonra da aklına cüzdanını evde unuttuğu geldi. Aslında siyah paltosunun cebinde para taşırdı ama en son evine eşyaları taşıyan adamların parasını paltosundaki parayla ödemişti. Bu yüzden cebinde hiç para yoktu. Bunu fark ettiğinde kaşlarını kaldırarak şoför koltuğunda oturan adama döndü. "A... Şey... Üzerimde hiç nakit yok... Ama! Ama beklersen fazlasıyla getiririm." Saatini kontrol etti. "Yarım saat içinde gelmezsem beni polislere 'Parayı vermeden kaçtı.' diye şikayet et. Adım Jungkook Jeon. Numaramı da vereyim. Olur mu?"

Taksi şoförü dikiz aynasından baktığı dedektife kaşlarını çattı ve telefonu dedektife uzatıp "Numara?" dedi sorarcasına.

Dedektif gülümsedi. Telefonu aldı ve numarasını girdi. "Şimdi çaldırıyorum. Yani, belki inanmazsın numaram olduğuna. Sana hak veriyorum, ben olsam ben de şüphelenirdim." O sırada numarayı aradı ve Jungkook'un telefonu çalmaya başladı.

"Bak, gördün mü? Benim numaram demiştim." Sonra şoförün telefonunu verip hızla taksiden indi. Gitmeye yeltendiğinde taksicinin sesini duydu. "Ne kadar vereceksin?"

Arkası taksi şoförüne dönükken sadece başını hafifçe sola çevirerek mükemmel yan profilini şoföre sundu. "Uhm... Elli... Belki beş dakika gecikirsem yüz dolar. Her beş dakika geciktiğimde elli dolar zam, tamam mı?"

Taksi şoförü memnuniyetle gülümsedi. "Peki efendim, işinizi rahatça halledip gelin! Hiç acele etmeyin. Ben bekliyor olacağım."

"Piç kurusu." Dudaklarının arasından fısıldamıştı.

"Efendim?"

Yüzünü tamamen şoföre döndü, gülümsedi. "İyi akşamlar!" Daha fazla beklemeyerek hızlı adımlarla, kaldırımdaki taşları eze eze binaya vardı. İçeri girdiğinde tüm gözler ona dönmüştü. Yüzüne takındığı ciddi ifadesiyle, insanlarla göz teması kurmadan gireceği odayı arıyordu. Gözleri sadece oda kapılarında geziniyordu. Bazı fısıldamalar duydu.

"İşte, bu gazatelerde 'Fötr Şapkalı Adam' diye nam salmış Dedektif Jeon Jungkook!"

"Dedektif Jeon Jungkook mu, bu?!"

"Bunu deliler hastanesine kapatmamışlar mıydı?"

"Denilene göre, insanların zihnini okuyormuş."

Fötr Şapkalı Adam • Taekookحيث تعيش القصص. اكتشف الآن