19

470 52 36
                                    

20.06.2023


|||


maç gününün bir gece öncesi;

Nakamoto Yuta;

''Abi, Tanrı, Zeus, Poseidon... kim varsa yardıma gelsin artık! Birazdan böbreklerim kulaklarımdan akacak, midem ağzımdan çıkacak! Yemin ediyorum önümüzdeki beş yılı kapsayacak kadar antrenman yaptık, nefesim götüme kaçtı gitti! Artık cümle kuramıyorum sadece top görüyorum, çimenlik görüyorum, kale direkleri görüyorum! Kaptan KAPTAN! Yeter artık ama!''

Jaehyun'un söylenmesi bir kulağımdan girip, bir kulağımdan çıkarken, dediklerini dinlememe göstergesi olarak kaleye sert bir şut daha çektim. Jaehyun, topa yetişmeyi reddetmiş ve aynen hileli futbolcular gibi kendini yere atarak iki seksen futbol sahasının çimenlerine uzanmıştı. Böyle hareketlerden aşırı derecede nefret ettiğim için gözlerimi devirmeden edemedim.

Eh, sol bekte oynayan elemanı kaleye alırsam olacağı şey buydu sanırım.

Tribün kısmına oturmayı reddedip, çimenlik kısmına yayılan Taeil ve Mark, benim çektiğim ve kalenin filelerini neredeyse ezip geçen şutla beraber aynı anda yerlerinden kalktılar ve adımla tezarühat ederek alkışlamaya başladılar.

Saatin, gecenin biri olduğunu düşünürsek; şu an yapılan hiçbir şeyde mantık aranmamalıydı sanırım.

''Bravo Yuta kaptan!'' diye haykırıp daha sert çırptı ellerini Taeil. ''Mükemmel bir topa vurmaydı! Resmen içinden çıkacaktı şu balık ağı gibi olan yerden!''

İşte, Taeil'in de okulun futbol takımında iki tane yıldız oyuncu arkadaşı vardı ama hala daha futbol bilgisi, kalenin filelerine 'balık ağı' diyebilecek kadar düşüktü. Ayrıca topa vurma ne demek Taeil? Onun adı şut çekmek bir kere.

''Benim Taeil'e futbol anlatacak kadar dilimde tüy kalmadı artık,'' dedi Jaehyun. Resmen iki seksen çimenlere uzanmış, kafasını simsiyah yıldızlarla dolu gökyüzüne çevirmiş; iki elini de başının arkasına koyarak gözlerini kapatmıştı. Beyefendinin gözleri kapalıydı, uyumaya iki saniyesi kalmıştı ama hala daha laf yetiştirebiliyordu. ''Şu fileye bile balık ağı diyor, yemin ediyorum şoka girdim he!''

''Aman herkesin kafası seninki  gibi sadece futbola mı basıyor sence?'' deyip her zamanki gibi Taeil'i korudu Mark. ''Ne yapalım yani aklımızda kalmıyorsa? İki futbolcu arkadaşımız var diye futbol profesörü mü olacağız sanıyorsun sen?''

Mark'ın dediği şeylerle beraber burnumdan hafifçe güldüm.

Bu aşırı aşırı alışıldık bir manzaraydı aslında; Jaehyun, futbol bilgisi eksilerde olan Taeil'e laf atıyor; Mark da en sivri diliyle Taeil'i koruyordu. Garibim Taeil de ikisi arasındaki atışmayı aynı bir masa tenisi maçı izlermiş gibi izliyordu.

Nereden baksam hoş bir manzaraydı.

''Ay bunlara iki laf etmeye de gelmiyor he, hemen bir koruma, hemen bir laf atışı!'' deyip dizlerini kendine çekti Jaehyun. ''Bu arada benim dizler, ayaklar, akciğer, karaciğer, dalak, böbrek artık içimde ne kadar iç organ varsa hepsi çöktü. Aha şuradan şuraya adım bile atamam ben. Yuta, ne olur artık duralım ya, bu kadar yeter antrenman. Ha yetmez diyorsan, buyur kendin yap...''

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 08, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

sure thingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin