04

744 92 71
                                    

01.02.2023

{}{}{}{}

Kim Jennie,

''Ay yemin ediyorum heyecandan şimdi şurada bayılacağım ya! Sabahtan beri kendime sakin ol deyip duruyorum ama yok, OLMUYOR!''

Okulun yapılan futbol maçları için anlaşmalı olduğu halı sahanın tribününde öyle başı boş bir şekilde gezerken, yanımda getirdiğim Taeyong, asla susmuyor, sürekli nasıl heyecanlı olup, maçtan sonra Jaehyun, ben, o ve Yuta'nın neler yapabileceğini içinden düşünüp dışına dışına koşuyordu.

Ben de onu dinliyormuş gibi yapıp biraz da etrafıma bakıp çevreyi gözlemliyordum.

Yani, Taeyong ile geldiğimiz ve benim Yuta ve Taehyung'u ilk defa gördüğüm maçtan nazaran daha çok kişi vardı ve tribünler daha da kalabalıktı. Öyleki karşı okulun takımı bile kendi taraftarlarını getirmiş, karşı tribünü doldurmuşlardı.

Taeyong, biraz daha anlatmaya devam etmişti ki, artık benim onu dinlemediğimi anlamış olmuş olacak ki, ''Ama Jen, sen beni dinlemiyorsun ki!'' deyip dudaklarını büzdü. ''Çok ama çok önemli şeyler anlatıyorum burada!''

Çok ama çok önemli olan o şeyler: Jaehyun'un nasıl dikkatini çekebilirim ve nasıl kendime aşık edebilirim temalı o uzun konuşma!

''Kusura bakma Taeyong,'' diye geveledim ağzımda. ''Ama aklımda tonla şey varken, senin, nasıl aşık edilir temalı konferansını dinleyemeyeceğim.''

''Yahu kızım ne var aklında bu kadar?'' deyip koluma girdi Taeyong. ''Ne güzel akşam vakti gelmişiz maça, hoşlandığımız kişileri izleyeceğiz. Azıcık şu düşüncelere son ver, bir soluklan...''

''Öncelilkle, hoşlandığımız kişiler derken?'' deyip kaşlarımı çattım. ''Tek bir kişinin hoşlandığı kişiyi izleyeceğiz ve o da sensin. Beni karıştırma, ben kimseden hoşlanmıyorum,'' diye devam ettim ve kaşlarımı normaline döndürdüm. ''Ayrıca kafamdaki düşüncelere nasıl son verebilirim, sürekli beynimin içinde dönüp dururlarken? Açıklasana bana bir?''

Daha fol yok, yumurta hiç yokken Taeyong'un bu 'hoşlanıyorsun' iması yapması sinirlerimi fena halde bozmuştu bir kere. Cidden, sadece bir kere oturup kahve içtiğim kişiden hoşlanacağımı filan mı düşünmüştü?

Tamam pekala, Yuta, standartların çok çok üstünde, kendine özel bir yakışıklılığı olabilirdi. Siyah, uzun ve dokunmasam bile yumuşaklığını hissedebileceğim o güzelim saçları, içine içine çekebildiği oldukça derin bakan denizkızı hareleri ve yine kendine özel kokusu ile herkesi baştan  çıkarabilirdi.

Bir insanın çok yakışıklı olması, ondan etkilenip hoşlanmamı gerektirecek bir sebep miydi?

Peki Taehyung'un, Yuta hakkında söylediği ve benim inanmama ramak kalan sözleri ne olacaktı?

Onları da bir çırpıda reddedemezdim ya ben!

''Haspama bak, hoşlanmıyormuş!'' deyip suratını astı Taeyong. ''Yuta etrafındayken saçlarıyla oynayıp oynayıp kıvırcık yapan da babamdı sanki! Basbayağı hoşlanıyorsun işte kızım, inkar etme! Hele bana karşı -en yakın arkadaşına karşı- hiç inkar etme! Çünkü bu gözlerden-'' deyip iki parmağını gözüne dopru getirip yine aynı iki parmağını benim harelerime getirdi Taeyong. ''Bu gözlerden hiçbir şey kaçmaz, tatlı kız.''

sure thingWhere stories live. Discover now