12

482 75 85
                                    


11.04.2023


####


Kim Jennie,

''Bu aralar grupça ayrı bir gerginiz resmen. Elimizi neye atsak patlıyoruz, sinirleniyoruz. Çok acil hepimizin şöyle bir cilt bakımı, selfcare yapmamız lazım. Bu hafta sonunu kendimize ayıralım ve Jungkook'ların evinde sinir stres ne varsa hepsini atalım. Bize gerekli bu!''

Ekim ayının yanında getirisi olan yağmurun, kendini iyice belli ettiği bir günde, koluma girmiş olan Taeyong ile beraber okula gidiyorduk. Normalde bu okul yolunda yanımızda Jungkook da bulunurdu ama beyefendi, sabah erkenden kalkamamış ve paşa keyfi gelmek isterse anca o zaman okula geleceğini Taeyong ile bana mesaj atarak belirtmişti. Taeyong, Jungkook'un bu tutumuna karşılık Jungkook neden okula gelmeli? konulu yaklaşık dört dakikayı bulan ses kaydı atmış ve kesinlikle çocuğu okula çağırmıştı.

Jungkook'un o ses kaydını dinlediğini de, okula geleceğini de pek sanmıyordum da hadi bakalım.

''Duyuyor musun Jennie beni?'' deyip boşta kalan elinin parmaklarını gözlerime doğru salladı. ''Okuldan çıktıktan sonra çilekli yüz maskesi ile kirazlı dudak nemlendiricisi alalım diyorum. Çilekli yüz maskesi bizim cildimize çok iyi geliyor...''

''Yahu Taeyong,'' deyip iki saniyeliğine durdum. ''Dört kişilik arkadaş grubumuz resmen dağılmanın eşiğinde. Bir arkadaşımız bizi ekip okula gelmiyor, diğeri de yanımıza uğramıyor. Bunları konuşmamız gereken yerde ne anlatıyorsun bana ya?''

''Kızım, iki kişi kavga etti de grubumuz dağıldı diye biz toksinlerimizden arınıp cilt bakımı yapmayalım mı?'' diye homurdandı Taeyong ve yürümeye devam etti. Tabii, kol kola olduğumuz için onun yanında ben de yürümeye başladım. ''Ayrıca ben gerginliğimizi unutalım, keyifli vakit geçirelim diyorum; sen de hala o gerginliği dibine kadar yaşayalım istiyorsun!''

''Of, çünkü ben hiçbir şey bilmiyorum!'' diye karşı çıktım Taeyong'a. ''Ne sen ne de Jungkook detaylı şeyler anlatmadınız! Biriniz geçiştirdi, diğeriniz de kapattı konuyu. Artık olayın bir diğer görgü tanığı Taehyung'a anlattıracağım olanları, o olacak!''

''Aman sen şuna Taehyung ile konuşmak için bahane arıyorum desene, çevirip durma şimdi lafı,'' deyip gözlerini devirdi Taeyong. Bu tavrına kolunu sıkarak tepki verdim ve kaşlarını çatmasına sebep oldum. ''Tamam çıkartma hemen patileri hırçın kedi. Ne olup bittiğini anlatacağım detaylı bir şekilde.''

''LÜTFEN!''

''Bak şimdi, sen Taeil ile konuşmaya gittiğin zaman, ben, Taehyung ve Jungkook gayet barış içinde kantine doğru yürümeye başladık,'' diye anlatmaya başladı Taeyong. ''Bu arada hazır aklımdayken söyleyeyim, bu Taehyung elemanının sohbeti fena sarıyor, komik biri. İlk başta onun tam bir soğuk nevale olduğunu düşünmüştüm ama sanırım sadece dıştan öyle biri. Yoksa gayet neşesi ve sohbeti yerinde. Sakın onu övüyorum diye tarafımı değiştirdiğimi sanma, benim tarafım her zaman belli!''

''Sen gerçekten-'' deyip kaldım. ''Neyse sana laf yetiştirmeyeceğim, devam et...''

''Tamam... biz üç kafadar kantine doğru girdik. Tabii herkesin gözü bizde, millet aralarında nasıl fısıldaşıyor görmen lazım... herkesin ilgi odağı biz olduk bir anda...'' diye kendi kendine böbürlendi Taeyong. Aslında Jungkook, Taeyong, ben ve Roseanne; o kadar da okulda tanınan kişiler değildik. Yani... şu maç ve Yuta - Taehyung olaylarına kadar. Büyük ihtimalle kantindekiler de Taehyung var diye bakmışladır Jungkook ve Taeyong'a ama bunu söyleyip de Taeyong'un keyfini bozmak istemedim. ''Bu arada kantinde o Yuta'nın arkadaşı Mark da vardı...''

sure thingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin