İSTEK.

7.3K 368 196
                                    

Selamlarr.. abartı olmasa da beni sevindiren bir okuma oranı oldu ve bir kaç oy aldı ilk bölüm, mesajlardan yazıp beğendiğini belirten herkese de kocaman kalplerr. Cidden sevindim, ters bir tepki de almadı kitap ancak okurlar yorum yapmasa bile oy atarsa sevilip sevilmediğini veya devam edip etmemem gerektiğini oylar ile anlarım, bu sebeple oy biraz önemli. Okuduktan sonra yorum veya oy atarsanız sevinirim.♡ İsteyen kişiler yeni bölümler için kaos fikri sunabilir bana, hoşuma giden kaoslu fikirleri veya olayları kullanırım, iyi okumalar diliyorum.☆

--

"Bende seni bekliyordum küçük Karacalı, sonunda geldin."

Sırıtarak beni süzen, elinde ki içki kadehiyle sandalyesine yayılmış bedene bakıp boğazımı temizledim, yavaşca kapıyı kapatıp ciddi davranmaya çalışırken takındığım ses tonum ile kendimden emin şekilde konuştum.
"Gerçekleri öğrenmek ve ne istediğini duymak için geldim Pusat Demirhan. Uzatma söyle ne diyeceksen kabul edeceğim, rahat bırak şirketi."
Gülercesine nefes vererek masasının önünde ki koltuklardan birini işaret etmişti. "Geç otur bakalım, babanın çevirdiği dolapları tek tek öğren."
Sakin olmak için nefes vererek ilerleyip karşısında ki koltuklardan birine oturdum. Hızla, uzattığı evrağı aldım.

Ben evrağı okurken o ise hâlâ beni izliyordu. Üzerimden bir an olsun çekilmeyen bakışları ile yerimde rahatsızca kıpırdandım. Dosyalarda babamın bizden gizlediği sabıkalar yazıyordu.. nasıl olabilirdi böyle birşey? Babam bir sürü pis işte bulunup illegal adamlarla iş birliği yapmıştı. Duysam inanmazdım ama gözlerimle görüyordum.

"Gördün mü çocuk, ben babanın yaptığı tüm pis işlere rağmen yardım etmek istedim, borç verip şirketinizi destekledim. Ama o başka suç ortakları bulup paraları şirketine harcamak yerine hiç etti. Bu yüzden hesap soruyorum. Sence İstanbul'un yarısı benimken babana verdiğim üç trilyonun derdine düşer miyim? Umrumda bile olmazdı. Hemde bunu senin için yapmışken."

Benim için derken neyi kast ediyordu bu herif? Şirkete benim için yardım ettiği düşüncesine sebep ararken yutkunarak dosyayı kapattım, daha fazla sabıkasını okuyamayacaktım.

Başımdan aşağı kaynar sular dökülmüş gibi hissediyordum. Saniyeler sonra bir iç çekip kendimi toparladığımda karşımda oturan bedene baktım, meraktan öleceğim o soruyu sordum. "Babam bu konuda suçlu ve sen şirketi kurtarabileceğini söyledin. İstediğin şey karşılığında." Boğazımı temizleyip cümleme devam ettim.

"Benden ne istiyorsun Demirhan?"
Dememin ardından karşımda ki bedenden duyduğum şey tek kelimeydi ve bu tek kelime bile benim resmen şoka girip olduğum yere çivilenmeme sebep olmuştu. Pusat Demirhan'ın sorduğum soruya karşılık "Seni." Demesine hâlâ inanamıyordum.

Ne yani koskoca şirketi kurtarıp, tüm borçları silerek babamı da bataktan kurtarmak için beni mi istiyordu? Bu adam kafayı yemişti herhâlde. Ne yapacaktı beni amına koyayım? Şoku üzerimden atmaya çalışırken konuştum.

"Ne dediğinin farkında mısın sen Pusat. Ne demek beni istiyorsun?"

Demem ile bitirdiği kadehi masaya bırakarak, göğüs kaslarının göründüğü gömleğinde ki açık düğmeleri biraz daha gevşeterek arkasına yaslanmıştı. Sanki sabrı kalmamışçasına konuştu.

"Duydun işte Oğuz. Seni istiyorum dedim."

Hafif masaya eğilerek, yüzüme biraz yaklaşmış konumda konuşmaya devam etti.

"Eğer anlaşmamız olacak sözleşmeyi imzalayıp tamamen benim olursan aileni tek gecede kurtaracaksın çocuk. Babanın, abinin, annenin canını ve dahası şirketinizi tamamiyle bataktan kurtarmak bu teklifimi kabul ederek senin elinde. Biyolojik olmasa da resmiyette soy adımı taşıyacaksın. Bundan sonraki kısaca sana hükmeden tek kişi olacağım. Sözleşmede geçen kurallarımı okuyup kabul ettiğine dair imza atman gerekecek."

TAKINTI. (bxb)Where stories live. Discover now