Her insan kalbinde gömmeye kıyamadığı cesetlerle yaşar ve bir gün o cesetleri yeniden canlandırabileceğini düşünerek geçirirdi tüm ömrünü. Buna ümit dense de asıl adı, çaresizlikti.
Bölüme geçmeden önce oy verip yorum yapmayı unutma lütfen.
Keyifli okumalar!
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Bölüm müzikleri;
SARO, SARDONIC
NEY DEFTERİ, İDİL
RED, IF I BREAK
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
KALBİMDEKİ CANLI CESETLER
3. MELODRAM: "UÇURUM"
Kalbimden göğsüme lav gibi aktı yaşadıklarım. Sanki bir değil bin kez öldü sevdiklerim, sanki bir değil bin kez gömdüler onları, sanki bir değil bin kez sevdim topraklarını.
Yandı göğsüm, dağlandı kalbim. Aslında ölen de yoktu, gömülen de.
Her biri yaşadığı halde artık kalbimde yer edinemeyecek olanlardı ve en çok da bu yüzden yok sayıyordum her şeyi. Onları artık kalbimde koruyamayacağımı hatırladıkça sızlıyordum.
Oysa kalbimi terk etmeyi seçen onlardı. Şimdi kalbimden kapı dışarı ettiğim canlı cesetlerin acısı mı kavuruyordu içimi?
Bu hiç adil değildi.
Oturduğum sandalyeye başımı yaslayıp sakin bir nefes alırken sessizliği dinlemeye devam ettim. Kafamın içinde o kadar fazla düşünce, kalbimin orta yerinde o kadar fazla his vardı ki, eğer sessizlik olmasa, bütün bu gürültünün ortasında yok olabileceğimi bile biliyordum. Belki de bu yüzden her şeyden kaçtığımda sığınmak zorunda hissettiğim ilk liman sessizlik oluyordu.
Gökay, Pusat'ı tanıyordu. Nereden tanıdığını bilmesem de, ona baktığında söylediği şeyi yapacak kadar iyi tanıyordu hem de. Yıllardır emrimde çalışan bir korumadan fazlasıydı. Benim için bir dost gibi olmuştu ama bugün benim söylediğimi değil, Pusat'ın sadece gözlerinde gördüklerini yapmayı seçmişti.