•14•

358 26 7
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

Keyifli okumalar :)

~Berke

Kafeye attığım son adımla kafamdaki kapişonu ve kulağımdaki kulaklığı çıkardım.

Dışarıya yürümeye çıktığımda Batın'ın aramasıyla adımlarımı durdurarak yürümeye devam ederken aramasını cevaplamıştım. Ablalarıyla buluştuğunu çocukları da yanında götürdüğünü benimde yanlarına gelmemi söyleyerek itiraz etmeme zaman bile tanımadan telefonu yüzüme kapatmıştı. Hemen ardından telefonuma Batın tarafından konum içerikli bir mesaj gelmişti. Bunun üzerine bende onlara ayak uydurmak için attığı konuma gelmiştim.

Kapıyı ittirerek kafeden içeri girerek etrafıma göz attım. En sonlarda cam tarafındaki tanıdık yüzleri görünce derin bir nefes alarak adımlarımı oraya yönlendirdim.

Oturdukları masanın yanına varınca adımlarımı durdurarak "merhaba" Diye mırıldandım. Sesim üzerine masadakilerin odağı olmuştum. Geri dönüş yanıtları alınca Berçem koçun karşısında boş kalan sandalyeyi çekerek oturdum.

Ortada bir sohbet dönerken ben sessizce sadece onları dinliyordum. Emre'de bu sessizliğimi fark etmiş olacak ki "Hayırdır ne bu sessizlik?" Diye sormuştu bana doğru eğilerek.

Gülümseyerek omuz silkip "Bir şey yok, yürüyüşten galiba biraz mayıştım" Diye yanıtladım onu.

Gözleri hala üzerimdeyken daha fazla sorgulamadan gülümseyerek göz kırpmıştı. Dönen sohbeti dinlemeye devam ederken gözüm Batın'ın saçlarını karıştıran Burçak ablaya takılmıştı.

Burçak abla gülerek Batın'ın saçlarını karıştırıyordu ve Batın ise şaşkın bir şekilde ona bakıyordu. İstemsizce yüzümde bir gülümseme oluşu verdi. Batın'ın gün geçtikçe toparlanması beni oldukça mutlu ediyordu.

Evet belki hala dışarıdaki bir dişiye karşı gerilme ve krizin eşiğine geliyor olsa bile ablalarına karşı bu semptomları göstermemesi bir şeylerin iyileşmeye başladığını göstergesidir.

"Berkeciğim sen neden bugün bu kadar sessizsin?" Buğlem ablanın sorusuyla bakışlarımı ona çevirdim. Merak ve ilgiyle bana bakıyordu.

"Önemli bir şey yok, sadece yürüyüşten dolayı olmalı" Diyerek ufak bir gülümseme sundum. Buğlem abladanda içten bir gülümsemeyle karşılık alınca yüzümdeki gülümseme biraz daha büyüdü.

Yanımda oturan Poyraz'ın içeceğine gözüm kayınca sinsi bir sırıtmayla onunda Berçel ablayla konuşmasını fırsat bilerek elimi içeceğine uzatarak hızlı bir şekilde kavrayıp dudaklarıma götürerek büyük yudumlar aldım.

Poyraz beni fark ettiğinde 2 karış açmış olduğu ağzıyla öylece bana bakakalmıştı. Biliyordum ki Poyraz kendine ait şeyleri kendi paylaşmadıkça birinin almasından ölesiye nefret eden bir tipti. Ve ben şuan tamda öyle bir şey yapmıştım.

Bardağı dudaklarımdan çekerek tekrardan onun önüne koydum."Damak tadını seviyorum. Oldukça lezzetliymiş" Diyerek pis bir gülüş attım ona karşı.

Diğerleri bu halimize gülerken bende keyifle onlara katıldım. Poyraz eline aldığı bardağı kendisine yaklaştırarak içine baktı. Yarısından fazlasının bittiğini gördüğü içecekle dudaklarını büzerek masaya geri bıraktı. İçim bu haline el vermezken garsonu yanımıza çağırarak aynı içecekten 2 tane daha sipariş vermiştim.

Koyu sohbet devam ederken arada sırada katılım gösteriyordum. Sipariş ettiğim içeceklerin gelmesiyle birini Poyraz'ın önüne koyarak diğerini kendime almıştım. Poyraz bana doğru yandan bir bakış atarak yeni gelen içecekten büyük bir yudum alarak sohbete kaldığı yerden katıldı.

TELAFİSİZ YILLAR •ABLALARIM•Where stories live. Discover now