5, 1 step forward, 3 steps back.

3.1K 553 966
                                    

✮

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"selam, chaewon ben."

hayatımda hiçbir cümlenin üzerimde bu cümle kadar etkisi olduğunu hatırlamıyorum.

jeongin'in kolunun altından gülümsüyordu bana. kısa, siyah saçları ve kahkülleri vardı. yoldan geçerken görseniz dönüp bir daha bakardınız kızın güzelliğine.

"selam." diyebildim kendimi zorlayarak. ne beklediğimi bilmiyordum ama geldiğimizde jeongin'in sevgilisini görmeyi asla beklemiyordum.

"hyunjin, değil mi? jeongin bahsetmişti senden birkaç kez."

"evet, hyunjin." dedim jeongin'e bakmadan. onun bunu pek umursayacağını düşünmüyordum zaten ama bakmadım işte. bakarsam gözlerim dolacak gibi hissetmiştim çünkü.

"ay, gelsenize ya!" sarışın çocuk bize seslendiğinde felix olduğunu anlamıştım sesinden.

gülümsemeye çalışarak ona doğru yürüdüm arkamdakileri orda bırakarak. ama diyorum ya, pek umursamıyorlardı beni. ben felix'in yanına gidene kadar onlar chaewon'un kalktığı yere beraber oturmuştu bile.

"hoşgeldin!" mutluluğu sesine yansıyordu felix'in, ben de öyle olmaya çalıştım. ama pek mümkün olmuyordu. tam karşımda chaewon ve jeongin gülerek konuşuyorlardı. ne dediklerini anlayamamıştım ama jeongin biraz gerileyerek arkasındaki ağaca yaslandı. araladığı bacaklarının arasına ise chaewon girmişti sırtını ona yaslayarak.

ciddiyim, nefes alamadığımı hissediyorum.

"gel, bunun üzerine oturabilirsin." felix yere bir kese kağıdı koyduğunda teşekkür edip oturdum öylece.

"anlamışsındır ama, felix ben." sırtına yaslandığı çocuğu gösterdi. felix nehre dönük oturuyorken çocuk geldiğimiz yola bakıyordu. "o changbin, ve diğeri de chan."

chan'a baktığımda beynimde çakan şimşekle aydınlanmış gibi hissetmiştim.

"aa, chan, selam!"

"selam, ben de ne zaman fark edecek diye bekliyordum!" mahcubiyetle gülümsedim sadece.

chan da davet yemeklerinden tanıdığım birisiydi, minho gibi. ama şu ana kadar hiç jeongin'in yanında görmemiştim onu. arkadaş olduklarını bilmiyordum. babasının bir müzik şirketi vardı chan'ın. kendisi de müzik alanında ilerlemek istiyordu.

"ay, tanışıyor musunuz?"

"evet, tanışıyoruz." biraz sevinmiştim çünkü bu yabancı ortamda beni biraz daha iyi hissettirebilecek birisiydi chan. özellikle jeongin beni zerre umursamıyorken.

heaven and back, hyuninWhere stories live. Discover now