51.BÖLÜM; "İki Dünya Arasında"

Start from the beginning
                                    

“Cihan da seninle birlikte diploma alacak, bunu biliyorsun.”

“Evet, biliyorum.” Ne yazık ki…

Rozelin, ne söylediğimi idrak edebiliyor musun? Cihan da seninle birlikte diploma alacak. Bu ne anlama geliyor? Fakülteye birlikte başladınız ama sonra…. Sen birden ortadan kaybolduğunda… O da okulu bıraktı ve her yerde seni aradı. Üç sene önce döndün, ilk yıl değil okula gelmek evden bile çıkmadın. Geri döndüğün halde Cihan sen başlayana kadar okula başlamadı. Nihayet iki sene önce birlikte yeniden başladınız ve şimdi aynı anda diploma alacaksınız. Görmüyor musun? Bu çocuk tüm hayatını sana göre yaşıyor.”

Gupse… Tüm bunları bilmediğimi mi sanıyorsun?”

“Biliyormuş gibi davranmıyorsun ama bilip bilmezden geldiğin bir şey daha söyleyeyim. Sen yokken ailenin maddi manevi ayakta durmasına Cihan destek oldu. Seninse tek yaptığın ona arkadaşınmış gibi davranmak.”

Kaşlarımı çatarak, “Ona arkadaşımmış gibi davranmıyorum.” dedim. “Zaten öyle.”

Hırsla tostunu ısırdı ve dumanı üstünde olmasına rağmen kahvesinden büyük bir yudum aldı. “Senin yerine bir başkası olsaydı Cihan ile çoktan evlenmişti. Onun gibi seven bir adamı çoğu kız mumla arıyor.”

İşte, yine başlıyorduk. Şu saniyelerde sınavdan çıktığım gibi eve gitmediğim için fazlasıyla pişmandım.

Rozelin.” İşaret parmağını kaldırarak bana döndü. “Bu kez kaçmana izin vermeyeceğim. Ben senin dostunum ama sen hiçbir şey hakkında konuşmama izin vermiyorsun. Ne Cihan, ne kaybolduğun onca zaman ne de…” Sesi incelirken karnımı işaret etti. Ne söyleyeceğini biliyordum. Geçene ay giyinirken aniden odama dalmış ve bedenimdeki sırra şahit olmuştu.  “Kasığındaki o yatay ameliyat izi…”

Tostumu banka bırakıp ayaklandım. Konuşma benim için bitmişti ama Gupse’nin pes etmeye niyeti yoktu. Hızlı davranıp tek adım atamadan önüme geçti. “Özür dilerim.” Başını önüne eğip, son birkaç aydır sarı olan saçlarını kulağının arkasına aldı. “Beni anlamalısın. Benim yerimde olsan sen de merak ede-”

“Ederdim.” diye itiraf ettim. Sonra da elimi dostça omzuna koydum. “Ama sana acı verdiğini bile bile seni her gördüğümde konusunu açmaya kalkışmazdım.”

Gözlerinin dolduğunu gördüğümde, söylediklerimden pişmanlık duydum. Kötü bir niyetinin olmadığını biliyordum ama… “Ben… Gerçekten çok özür dilerim. Bir daha ağzımı bile açmayacağım.”

Bunu en az üç kez daha söylemişti. Birkez daha inanmayı seçtim. “Pekala. Gel, tostlarımızı yiyelim. Sonra da bize geçeriz. Annem akşama şırdan yapacaktı.”

Yeniden banka otururken sevinçle el çırptı. “Gerçekten mi!” İlk denemesinde neredeyse öğürerek tadına baktığı şırdana şimdi deli oluyordu. “Bunun için Berk ile olan datemi iptal edeceğim!”

“Yarın çıkarsınız.”

Yarım bir şekilde gülümsedi. “Yarın Harun ile var.”

“Ah, Gupse.” Tostumdan bir ısırık aldım. “Hiç değişmeyeceksin.”

Birlikte okuldan çıkıp otobüs durağına yürürken, sabahki tesadüfün! aynısını yaşadık ve Cihan’ın arabası birden yanımızda belirdi. Gupse abartılı bir sevinçle ona selam verirken, eğilip sürücü koltuğundaki Cihan’a tebessüm ettim.

KIZIL GECE +18Where stories live. Discover now