20. BÖLÜM: "Kayıp Parçalar"

57.6K 4.5K 2.6K
                                    

Selam kızıl ülkenin değerli sakinleri

Müthiş bir bölüm okuyacaksınız. Hazır mıyız :)

Oy ve yorum bırakmayı unutmayın olur mu?

Refugee~ Oiva Voi

Keyifli okumalar.

🖤

Kan kırmızı emirler ve rengi olmayan itaatler

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Kan kırmızı emirler ve rengi olmayan itaatler.

Safornikon da nizam böyle işliyordu. Liderler emreder, halk ise koşulsuzca yerine getirirdi. Sorgulanmıyordu, üzerine düşünülmüyordu. Alışılan ve benimsenen buydu. Kuşbakışı bakan biri bile benim bu düzenin ortasında ne denli eğreti durduğumu görebilirdi. Bileklerimin hasar alması pahasına zincirlerimi nasıl çekiştirdiğimi görebilirdi.

Özgürlüğe uzanan yol cam kırıklarıyla doluydu ve o yolu en başından beri çıplak ayaklarımla yürüyordum. Sonu gelmiyordu, sonu görünmüyordu. Bir süredir biliyordum; sonunda uçurum da olabilirdi. Beni Kimpras'ın kucağına sürükleyen kader kurtuluşumu öylece armağan etmeyecekti. Çünkü direndiğim ve savaştığım kadar var olmuştum. Direndiğim ve savaştığım kadar var olacaktım.

Yabancının kulübedeki son sözünün ardından oradan ayrılmıştık. Sonraki hedefimiz diğerlerinin siyah konteynırlar kalabalığının ortasında bulunan evleriydi. İçeri girer girmez Mestan ve Mirel koşarak iki banyoyu kaptılar. Oysa Efraim ve Perla onlar kadar aceleci değildi. Uzun koltuğun iki ayrı ucuna çöktüler. Ben ise yine topluluktan en uzak noktayı tercih ederek yemek masasından ilerledim, sandalyelerden birine oturdum. Hala açık olan kapı birini daha bekliyordu. Beklediği yaklaştı ancak içeri girmek yerine tam aralıkta durdu ve siyah bir dal sigarayı dudaklarının arasına yerleştirdi. Bedenen buradaydı, kafası çok başka yerlerdeydi. Bunu sadece ona bakarak bile anlayabilmiştim.

"Nasılsın?" Efraim tarafından Perla'ya yöneltiler bu soru bir fısıltıdan ibaretti. Yabancı o soruyu duymayacak kadar uzak ve düşünceliydi. Ben ise duymuyormuş gibi göründüğümden emindim.

"Gördüğün gibiyim." Perla bunu Efraim'e bakmadan söylemişti. Zaten Efraim'in de ona baktığı yoktu.

"Ne demek bu?"

Perla beş yaşındaki bir kız çocuğu gibi omuz silkti. "Hiç." Sonra derin bir iç çekti. "Sen nasılsın?"

Efraim hiç düşünmeden cevap verdi. "Berbat."

"Haklısın. Açlık, yorgunluk, hareketsizlik..." Gözleri bir an için kapanırken, anlattıklarını yeniden yaşıyor gibi oldu. İşte o zaman Perla için içimde bir şeyler acı acı kıpırdandı.

KIZIL GECE +18Where stories live. Discover now