Duyduğu kelimelerle yanaklarının yandığını hissetmişti tavşan olan. Yakalanmışlığın verdiği utançla başını hızla aşağı eğmişti kızarmış yüzünün gözükmemesi için.

Lakin Jungkook teninin beyaz olduğunu, bunun sebebiyle de kızarmış yanaklarının yüz kilometre öteden bile belli olacağını unutuyordu.

"Bir şey yemek içmek ister misin? Malum enerjiye ihtiyacın olacak tavşancık." demişti kollarını bir birine bağdaştırarak. Böylelikle sırt kasları da daha da görünür olmuş Jungkook'un ağzının suyunu akacak raddeye getirmişti.

"Hayır istemiyorum." demişti kısık çıkan sesiyle. Biran önceki o kaslara dokunmak istiyordu.

"O zaman odama geçelim." diyerek Taehyung Jungkook'u kucağına almış üst kattaki odasına doğru ilerlemeye başlamıştı.

"Ben yürürdüm, ne gerek vardı beni kucağına almana?" böyle söylese bile tam aksini düşünüyordu. Esmer tenlinin kaslı göğsüyle baş başaydı ve bundan memnundu. Ömrünün sonuna kadar orda kalabilirdi.

"Zaten odamda yürüyemeyecek hale geleceksin, şimdiden alıştırıyorum işte seni."

Sanki buraya sevişmeye kendisi gelmemiş gibi yine utanmış ve başını aşağı salmıştı.

Odaya vardıkları gibi Taehyung Jungkook'u resmen yatağa fırlatmış kendisi de onun üstünde yerini almıştı.

Jungkook ise yatağa fırlatılmanın şokunu atlatamadan üzerinde Taehyung'u görmesiyle dili tutulmuştu. Yine ve yine yakışıklıydı üzerindeki adam.

"Tavşancık sana son kez soruyorum. İstiyor musun?" bunu üstelemesinin nedeni tavşanın pişman olmasını istememesiydi. O da kendisi gibi zevk almalıydı.

Beyaz tenli ise iki elini esmer tenlinin boynuna sararak ona yakınlaşmış dudakları arasında milimler kalacak şekilde Taehyung'un gözlerinin içine bakarak "Beni ağlat." demişti.

Jungkook'dan duyduğu sözlerle daha da azgınlaşan Taehyung hırlayarak pembe dudaklara yapışmış ellerini ise kiyafetin altına sokarak ince belden tutmuştu.

Resmen sevdiği adamla yatağında sevişiyordu ve bunu hatırladıkca daha da zevkleniyordu.

Dolgun dudaklar ince dudakları ısırıp tadını almaya çalışmıştı. Tavşan olanın dudağından çilek tadı geliyordu ve Taehyung'un en sevdiği meyve çilekti.

Uzun süre Taehyung Jungkook'un dudağını yedikten sonra hafif geri çekilmiş altta olanın bütün kiyafetlerinden bir çırpıda kurtulmuştu.

Artık ikisi de boxerla kalmıştı. Bu yüzden Taehyung kasıklarını Jungkook'un kasıklarına sürtüyor hazzı en doruklarda yaşıyordu.

Jungkook'un dudaklarını yine bir kaç kere öptükten sonra beyaz ve pürüzsüz boyuna doğru yönelip oranı kızartmaya ve morartmaya karar kılmıştı.

Jungkook'un boynunu boydan boya yalıyor sonra ise dişlerini geçirip orayı mahvediyordu.

Tavşan olanın teni yapısı gereği hassas olduğu için Taehyung'un her dokunuşunda beyaz tenden geriye kalan tek şey morluklar oluyordu.

"T-Taehyungmmh"

"İnle Jungkook! O güzel melodini benden sakınma!" diyerek göğüslere doğru öpücüklü yol almış küçük tepeciğe dil darbesi attıktan sonra ağzının içine hapsetmişti.

Bir bebek gibi Jungkook'un göğsüne asılıyor şapırtı sesleri çıkararak tepeciği emiyordu.

Jungkook ise bundan aşırı zevk almış gibi elini Taehyung'un saçına atarak onu kendine daha da bastırmıştı.

OPPOSİTE - TAEKOOKWhere stories live. Discover now