Bölüm 3 ''BASKI''

907 70 40
                                    

Toplum sadece yaşananı ayıplamayı bilir, ben bunun önlenmesine nasıl yardımcı olabilirim diye sormaz.

Kardeşini Doğurmak - Büşra Sanay


💫💫💫

Önümdeki kahve bardağının kağıdını tırnaklarımla kazırken kendi zihnimde kaybolmuştum. Kantinde öğrencilerin sesleri son derece yüksekken benim zihnimin dehlizinde daha büyük sesler rahatsız ediyordu. Yan masamda üç dört gencin vize notlarının düşüklüğünden yakınmasını dinlerken bende keşke tek sorunum bu olsaydı diye dua ediyordum.

Kubilay Abi'nin gözünü karartıp beni duvar kenarına sıkıştırışı aklıma geliyor mideme ağrılar sokuyordu. Anneme anlatmak istiyordum, hatta bu sabah cesaretimi de toplamıştım.

Ben durumla başa çıkamıyordum artık. Kubilay Abi'nin rahatsızlık veren davranışları arttıkça artıyordu. O gecenin üstünden geçen dört günden beri onu gördüğüm gibi yol değiştiriyor, konuşma girişimlerini bir şekilde geri püskürtüyordum. Her yerdeydi sanki... Her an her köşeyi karşıma o çıkacak korkusuyla arşınlamaya başlamıştım.

Dün de aynı şeyi yapmıştım, onu evimin sokağında görmüştüm ve yolumu değiştirmek yerine onun yanından o yabancıymış geçmeyi seçmiştim. Tam onun yanından geçerken o benim kolumu yakalamış ve sıkmıştı, sıktığı yer de sabah baktığımda morarmıştı. Ve bu morluğun acısını o anda hissedememiştim bile panikten. Çünkü beni peşinde sürüklemeye kararlı biçimde ilerletmeye başlamıştı tek dediği 'Konuşacağız, Defne!' onu iteklemeye çalıştım, kolumu bıraksın diye ama işe yaramıyordu. O anda ister mucize diyeyim ister verilmiş sadakam varmış diyeyim ikisi de doğru olurdu çünkü babam işten erken çıkmıştı. O bizi görmemişti ama o da bende babamın gelişini görmüştük. Babamı fark etmesiyle kolumu bırakmıştı ve bende babama koşmuştum.

Hala daha o koşuşum ve korkum aklımdan çıkmıyordu. Vücudum kitlenmişti. Kubilay Abi figürü artık benim için kötülüğün kelime anlamı olmuş gibi hissediyor onu gördüğümde onun beni göremeyeceği bir mahzene saklanmak istiyordum. Karnıma bin bıçak giriyor, kalbim korkuyla büzüşüyor, vücudum kitleniyordu. Onun kendi evimde bile bana öyle davranması gözümü korkuttuğu için ondan korkuyordum.

Mahallede olduğumuz için çığlık bile atamamıştım çünkü aklıma bana o gece söyledikleri gelmişti. Bana adımız çıkar demişti. Ve lanet olsun ki çıkardı da...

Toplum baskısı yüzünden resmen az önce bana yapacağı kötülüğe sessiz kalmıştım. Acaba benim gibi kaç kız daha bu toplum baskısından korkarak susuyordu?

Babamı uzaktaki halini görmemle o kadar hızlı ondan kurtulup babama koşmuştum ki babam bile bu koşuşuma şok olmuştu. Onun elindeki poşetleri alıp onunla eve geçerken Kubilay Abi'nin arabası da yanımızdan bize korna çalarak geçmişti. Babam da tabi adam sandığı insan müveddesinin selamını baş sallayarak almıştı. Ve babam bana neden koştuğumu soracakken o korna çalışı ile bu koşuşun konusu kapanmıştı. Neden koştuğumu sormak yerine market fiyatları hakkında söylenmeye başladı. Bende eve kadar ona yardım etmiş sonrasında odama çıkarak akşam yemeği bile yemeden odamda bu işten bir çıkar yolu bulmaya çalışarak geçirmiştim.

Tüm gece düşünmenin ardından sonra kararımı vermiştim. Anneme anlatacaktım, cesaretimi en sonunda toplamıştım. Bu sabah derslerim öğleden sonra olduğu için sabah okula gitmemiştim, babamla abim de evde değildi. Konuşmak için en uygun zamandı.

Yanına oturdum. Önündeki Müge Anlı programını izliyordu. Bir yandan akşama yapacağı yemek için yeşil fasulyeleri ayıklıyordu.

"Anne?" Sesim kısık bir tonda çıkmıştı ilk duymadı hala bir gözü televizyonda bir gözü de soyduğu fasulyelerdi. "Anne!"

Beklenmedik Koşullarda Aşk | MAHALLE KURGUSU Where stories live. Discover now