22'Papatya

47 6 250
                                    

°°°

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

°°°

"Geliyor, geliyor!"

Jaemin, heyecanla ellerini havada sallayıp nefesini tutarak bize doğru koştu.

"Hadi,hazır olun. Kapıyı açtığı an iyi ki doğdun motorlu seksinin ağabeyi diyelim tamam mı?"

Yüzümü buruşturup onu reddedeceğim sırada Jeno, keyifli bir kıkırtıyla "Tamam." deyince aklında bir şey olduğunu anlayıp sustum. Bu sırada Soobinse Jaemin'in enerjisine yabancı kalmış olacak ki hem gülüyor, hem de yaptığı her harekete anlam yüklemeye çalışırken şaşırıyordu.

Gözlerimi cam kapıdan dışarıya diktiğimde, Jaehyun'un arabadan indiğini gördüm. Üzerinde krem rengi bir gömlek ve kot pantolon vardı. Oversize gömleğinin yarısı pantolonunun içindeydi, kapıyı arkasından kapatıp arabayı kilitledikten sonra, uçuşan saçları ve gömleğine aldırmadan anahtarı ve telefonunu arka cebine sıkıştırdı.

Jaehyun'un gerçekten yakışıklı bir erkek olduğunu şuan fark etmiştim.

"Prens Caspian aşkına..." dedi Jaemin hayranlıkla birkaç adım ileri atarken.

"Gözlerim..." kaşlarını çatıp parmaklarını gözlerine yerleştirdi.
"Gözlerim doğru mu görüyor millet?"

"Cidden mi?" dedi Jeno kafasını geriye verip Jaemin'e şaşkın gözlerle bakarken. "Ağabeyime de göz koymadın değil mi?"

Ama Jaemin Jeno'yu hiç duymamış gibi, yanından geçerken elinin tersiyle onu itip kapıya daha da çok yaklaştı. Jaemin'in itmesiyle birkaç adım gerileyen Jeno korkmuş bir yüz ifadesiyle onu süzerken, kahkaha atmamak için dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Yunan tanrıları, bu adamı görseydi biz oynamıyoruz deyip işi bırakırlardı."
Soobin dayanamayıp kahkaha atmaya başlayınca, ben de ağzımdan çıkan birkaç kıkırtıya engel olamamıştım.

"Bu endam... Bu fizik... Aman Tanrım bu yüz... Durun, yaklaşıyor." Jaemin heyecanla bana doğru koştu.

"Saram, nasıl görünüyorum?"

Alt dudağımı dişlerimin arasına alıp baş parmağımı havada salladım.

"Parlıyorsun."

Bütün dişleri görünecek şekilde gülümseyip, üzerindeki gömleği çekiştirdi ve alnındaki saçları düzeltip duruşunu dikleştirdi.

Bu sırada Jaehyun, kapının önüne gelmiş, gülümseyerek içeri bakıyordu.
Kapıyı açtığında ve her zamanki gibi yukarıdaki süsten güzel bir tıngırtı çıktığında Jaehyun içeri girip,

"Selam?" dedi ve çok abartı olmasa da süslerle kaplı etrafı inceledi.

Hepimiz bir ağızdan selam dediğimizde, Jaehyun gözlerini hepimizde gezdirip,
"Bu kalabalık benim için mi?" Diye sordu ama soruyu aslında Jeno'ya yönelmişti. Jeno yaslandığı tezgahtan kalkmadan ellerini cebine yerleştirip kafasını salladı.

Kelebekler ' JenoWhere stories live. Discover now