7.Bölüm

2 0 0
                                    

Uyandığımda babamın kolları arasındaydım sanırım o da uyuya kalmıştı. Onu uyandırmadan kolları arasından çıktım. Telefonumu elime aldığımda Ayaz yazısını görmeyi beklemiyordum. Ne ara telefonumu alıp kaydetmişti numarasını fikrim yoktu. Telefon elimde mutfağa geçtim ve aramayı yanıtladım.

Alo?

Bu gün babandan ayrılmanın günü. Saat 2 de KARAKAYA holdingin önünde ol.

Ve arama sonlandı. Benim cevabımı beklemeden suratıma kapattı. Ne diyecektin sanki Gece tamam demekten başka kızım dedi iç sesim. Haklıydı

...

Saat 9'du daha vaktim vardı. Babama kahvaltı hazırlamaya karar verdim. Kahvaltıyı hazırladıktan sonra babamı uyandırmak için balkona gitmiştim fakat babam zaten çoktan uyanmıştı.

Baba..

Kızım

Ne zaman uyandın hiç sesini duymadım.

Şimdi uyandım geliyordum yanına.

Kahvaltı hazırladım gel.

Bir şey demeden peşimden geldi. Sofraya oturduk. Sessizdi, dün ki mutluluğu yoktu. Benim de ondan farkım yoktu.

Baba saat 2 de uçağım var iş için Londra'ya gideceğiz.

Babam bir müddet sessiz kaldı, bir şey demedi ve yemeğini yemeye devam etti.

Bir süre sonra gitmek zorunda mısın dedi.

Baba konuştuk ama bunları dedim.

Biliyorum Gece ama...

Baba güvenliğim için dert ediyorsan etme. Güvendeyim merak etme. Ayaz Bey bana diğer yüzünü de gösterdi. Onu kötü tanıdım evet ama aynı zamanda masum insanlara çok yardım eden birisi.

Babam Ayaz'ın bu özelliğini biliyormuş gibi orası öyle dedi. sanırım istemeyerekte olsa gitmeme engel olmayacaktı. Ben ise Ayaz'ın bu yönü olduğunu bilmiyordum babam ikna olsun diye öyle söylemiştim. Öyle birinin iyi yüzü olacağı aklımın ucundan geçmezdi.

... sofrayı topladıktan sonra üzerime bir kot pantolon, tişört ve ceket giydikten sonra biraz makyaj yaptım. Saçlarımı ise at kuyruğu yaparak yüzümü ön plana çıkardım.

....

Saat 2 olduğunda KARAKAYA holdingin önündeydim. Evden çıkmadan önce babama uzun uzun sarılmış ve evimi ona bırakmıştım. Şimdi ise cehennemime doğru adımlarımı atıyordum.

KARAKAYA holdinge giriş yaptığımda bir adam yanıma geldi ve bana yol gösterdi. Kendimi AYAZ KARAKAYA yazan kapının önünde bulmuştum. Hiç tereddüt etmeden kapıyı çaldım ve içeri girdim. İçeride bir kadın vardı ve sanırım görüşmenin olduğu zaman gelmiştim. Ayaz beni görünce göz ucuyla bana baktı ve tekrar kadına döndü ben ise hala orada dikilmiş öylece duruyordum. Ayaz bundan rahatsız olmuşçasına baka baktı ve lütfen oturun dedi. bir an şaşırsam da hemen toparladım ve dediğini yaptım. Lütfen kelimesini ondan duymak garipti. Dün gece beni oradan oraya sürükleyen adam lütfen diyordu.

Ayaz kadınla konuşmasını bitirmiş ve kadın çoktan odadan çıkmıştı. Ayaz bana döndü ve gözlerini üzerimde gezdirdi. Daha sonra konuşmaya başladı.

Evlilik işleri halloldu. Artık evliyiz. Şimdi birlikte eve gideceğiz. Umarım yanına eşya falan almamışsındır senin için her şey ayarlandı. Ve daha fazla bir şey demeden ayağa kalktı. O kalkınca ben de kalktım. Odadan çıktı onu takip ettim. Bir araba dışarıda bizi bekliyordu. Arabaya bindi ardından ben de bindim. Yanına oturduğum anda o koku yine burnuma dolmuştu. Bir insan nasıl bu kadar güzel kokabilirdi. Ben kokusuyla mest olurken zaman ne ara geçti bilmiyorum. Araba durduğunda ormanın içinde şehirden uzak bir evdeydik. Bir nevi dağ evi gibi bir yerdi burası ve çok güzeldi.

GECE VE SİYAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin