32.bolum

1.4K 182 204
                                    

Oy sınırı:45

felix pov

dönüp dolaşmamın faydasız olduğu uykusuzluğumu bırakıp yatakta oturdum dışarıya baktığımda henüz şafak vaktiydi

bana iyi gelicek birşey yaptım giyinip dışarıya çıktım
serin havayla kendime gelmem gerekiyordu

orman yolundan yürüyordum kulağımda kulaklık içinde çalan şarkı
ellerimi cebime sokup yavaş adımlarla yürüyordum
hep yaptığımın aksine.
şimdiye kadar herşeye kafa tuttum
ailesizliğe kafa tuttum
yoksulluğa kafa tuttum
beni kırabiliceğini söyleyen herşeye kafa tuttum
sonra ne mi oldu ?

ailem diceğim insanlarla tanıştım
burs alıp kendi mucizemi yarattım
şuan istediğim herşeye sahip olmamı sağlayan unsur
üzerine gitmem oldu
kaçmak sadece kaçmaktır .
sahip olabiliceğin şeyleri kazanmayı denemeden pes etmek

şimdiyse yürüyordum
kazanmak istediğim bir savaş yok .
benim savaşım kendimle ve içimdeki bir kaç satırla .
o olmaz diyor
canını yakar o
hiç mi kendine saygın yok diyor

aklımı yitiricem
onu düşündüğümde göğüs kafesimi parçalayan kalbim'in bana hiç acıması yok mu !
görmüyor mu canımın yandığını
duymuyor mu çığlığımı
boğazımdaki düğümleri neden yok sayıyor  ?

ben bıraktım artık vazgeçtim ben
sen neden bana inat onu gördüğünde zıvanadan çıkıyorsun

kalbimle kavga etmedigim kalmıştı
onu da yapmadım demem

etrafıma baktığımda sahil yoluna çıkmıştım
biraz ilerleyip bir banka oturdum
etrafta tektük araba vardı

denizi izlemek istedim belki de bana iyi gelirdi onun aksine
o kesinlikle bana iyi gelmiyordu

boğazımın düğümlendiğini zarzor yutkunmamla
anladım artık başım da ağrıyordu
sakinleşmek için dinlediğim fon bile başımı ağrıtıyordu

kulaklığımı çıkartıp cebime sıkışırdım
başımı ellerimin arasına aldım

Yazar pov :

bir süre sonra yanındaki hareketlilikle o tarafa baktı
o da kendisi gibi denizi izliyordu
kendisinden daha büyük sorunları olduğu çok açıktı

bakıp rahatsız ediceğinden
o da denize döndü
biraz önce sakin olan dalgalar
hırçındı şuan... İçindeki hisler gibi

denizin güzelliği aşikardı reddedilemez
huzurlu rahatlatıcı bazen de bir savaştaymışçasına
hırçın ve öfkeli o kadar kızgın ki akıntısına birilerini sürüklese de umurunda değil
akıntıma sürüklenmeselerdi , kendi kıyısında dursaydı der gibi

Deniz , hwang mısın sen ?
neden bu kadar acımasızsın ?
diyip bağırmak istiyordum

istemsizce seslice iç çekmiştim başımı bana onu hatırlatan tehlikeli sulardan kaldırdım
Hwang denizdi
benim hüzün denizim
derindi tehlikeliydi Güzeldi ,hemde çok güzeldi . şiirle alakam olmayan ben ona binlerce satır yazardım
O , o  mavinin en güzel tonuydu

kara listeme denizi de ekledim
onu bana hatırlatan herşeye kızgınım
hayır aslında kırgınım
ne fark var derseniz
öfke saman alevi gibidir  gelip geçer ama kırgınlık içtendir onarılması sarılması
gerek, kıran kişi tarafindan .
o da benim için imkansıza yakın.

önüme uzatılan bardak ile yanıma döndüm
termosundan bir bardak kahve doldurmuştu
başımla teşekkür edip bardağı aldım
kokusunu aldığımda istemsizce gözlerim kapandı hafif sert ama mayhoş kokusuyla  gevşediğimi hissettim

My boss is ox / Hyunlix Where stories live. Discover now