VEYLA

2. BÖLÜM: EZAR/EVLİLİK

Ben geldimmm 💗

Bölüm bomba bomba ✨🫶🏻

Yıldızları parlattıysak bölüme geçebiliriz canlarım ⭐️

Keyiflice okuyun 🧸

****

Üzerimde ki pijamalarımı çıkarmadan banyoda işlerimi halledip odamdan çıktım, gece boyu dönüp durduğumdan uyuyamamıştım, en azından bugünde ben kahvaltıyı hazırlayayım diye ses etmeden merdivenleri indim.

Daha evdekiler uyanmamıştı en azından abimle-babamı kahvaltıda görmek amacıyla erken hazırlamak için mutfağa girdim. Haftasonları kahvaltı için yapıp dolaba koyduğumuz börek ve poğaçaları çıkarıp tezgaha bıraktım.

Abim sabah kahvaltılarında patates kızartmasını sevdiğinden ilk olarak onu yapmayı sonra da menemen yapmayı aklımda sıraya koydum. Başka birşey de yapabilir miyim düşüncesiyle bakınsam da çoğu şeyi zaten önceden yapıp dolaba hazır bir şekilde koyduğumuzdan, başka da birşey kalmamıştı.

Patatesleri çıkardığım kaba alıp, mutfakta olan arka bahçemize açılan kapıyı araladım, sabahın serin havası mutfağa doldu, mis gibi ektiğimiz çiçekler kokuyordu. Yüzümde ki gülümsemeyle mutfak masasına geçip patatesleri soymaya başladım.

Mırıldana mırıldana da bir kaç gündür aklımda dolanıp duran müziği söyleyip, düşünceler arasında dolandım.

Çal beni, çal gecem günüm, karışalım
Çağırıp kadehlere baharı
Al senin olsun en sarı yazlarım
Sarılıp da bir daha ayrılmamalı

Bitirdiğim patatesleri yıkayıp tuzlayarak kızgın yağa bırakıp masayı toparlayarak sebzelikten soğan, biber ve domates çıkarıp tezgaha koydum.

Yandı gönül gördüm en ahı
Gözleri göz değil ahu
Şaştı dalımda çiçeğim heyhat
Ben yoruldum yaz günahı

Odamda kalmasaydı telefonum müziği direkt öyle dinlerdim. Dün gece aklıma bir anda geldi, Ezar'la saçma konuşmamız. Bugün gidecek miydim bilmiyordum, dün gece palavradan bir kaç mesajı atsamda şimdi düşünüyordum, abim biraz daha üstüme gelirse aslında inadımdan gitmezdim. Ama ya ikna ederse. Kafamı iki yana sallayıp doğradığım soğanları tavaya atıp altını yaktım.

Az gidip uzdan dönerken
Tez vuruldum ah gülerken
Şimdi tüm yollar hayırsız
Har büyür çarem bulunmaz

Düşünecek bir şey yoktu aslında abimler her zaman Ezar geldiğinde toplanır otururdu bu sefer hapis meselesi falan da olduğundan herkesi toplamak istemişlerdi belli ki. Tabii Meryem'in de işin içinde parmağı vardı. Gece gece aklına ne esmişti de grubu kurmuştu acaba.

Biberleri ve domatesleri de doğrayıp tavaya dökerek kapağını kapattım, kızaran patatesleri servis tabağına alarak masanın üzerine koyup baktım. Acaba burada mı etseydik yoksa bahçede mi etseydik kahvaltıyı.

Yağ kokan mutfak yüzümü buruşturmama sebep oldu, güzel havaların tadını çıkarmalıydık bence. Annemin dolaba koyduğu büyük tepsiyi alıp kahvaltılıkları, patatesi, bardak ve çatalları alıp babamın özenle hazırladığı bahçemizde ki masaya götürdüm.

Burayı babam kendi elleriyle yapmıştı, eve birşey yapmayı sevse dahi ne kadar bir şey istesek bazen yapmıyordu. Yani isteyince yapıyordu, istemeyince dünyayı sersek önüne yapmazdı. Kamelya gibi yaptığı masanın üzerini ise ben beyaz bir tülle ve yapay çiçeklerle süslemiştim.