26 bölüm

36 16 10
                                    

Herkese merhaba canlarım, yeni bölümle karşınızdayım. İnşallah beğenirsiniz,hatalarımda olursa şimdiden kusura bakmayın lütfen 🥰🤗

Keyifli okumalar...

Elim kapının kulpunda, şok olmuş bir vaziyyetde gazetecilere bakıyordum. Onlar ise beni takmayıp, durmadan benim fotoraflarımı çekiyordular. Sonunda silkelenerek kendime gelip, aceleyle hemen kapıyı kapatıp içeriye doğru adımladım. Her kes bıraktığım gibi duruyordu. Furkan'sa Mert'le o kadar koyu bir muhabbete dalmıştı ki, benim geldiğimi fark edememiştı bile.

Telaşlı bir şekilde Furkan'a doğru adımlamaya başladım. Furkan sonunda geldiğimi fark etmiş olmalı ki, kafasını çevirip bana bakmıştı. Beni görünce hemen gözleri ışıldamıştı resmen, ama benim telaşlı halimi fark edince bir şeylerin ters gitdiğini anlamıştı. Hemen ayağa kalkıp, endişeli bir ifadeyle bana doğru adımladı. Yüzümü ellerinin arasına alıp
"Güzelim noldu, neden böyle telaşlısın?" Diye sordu.

"Furkan kapının önünde bir sürü gazeteci var, fotoğraflarımı falan çektiler. Furkan nolur bir şey yap. Bir kez daha haberlere çıkarsam babam beni bir daha asla affetmez." Dedim ağladığımdan dolayı kısık çıkan bir ses tonuyla.

"Ne kahretsin ya, benim yerimi nerden buldular. Merak etme güzelim o iş bende. Bu kez kesinlikle öyle bir şeyin olmasına müsade etmiycem." Cebinden telefonunu çıkatarak, görmediğim bir numaraya tuşlayıp kulağına koyarak beklemeye başladı. Acaba kimi arıyordu, inşallah haberlere çıkmadan hallederdi yoksa bu kes ben kesinlikle biterdim.

"Alo, Atalay bunlar ne demek oluyor. Ben rahat tatil yapamiycak miyim? Kapının önünde bir sürü gazeteci var. Bilmiyorum nasıl yaparsan yap, hemen bunları burdan yok ediyorsun yoksa kovulursun. Duydun mu beni?" dedi sert bir ses tonuyla. Konuşmasına müsade etmeden telefonu hemen yüzüne kapatmıştı. Benim gibi onunda sinirleri bozulmuştu belliki. Sude ve Melis yanımda durmuş bana destek olmaya çalışıyordular. Ama şuan telaştan kimseyi duymayacak raddeye gelmiştim artık.

Babamla zorlada olsa aramız düzelmişti, her şey yeniden eskiye dönsün istemiyordum. Hayır, hayır şu an buna hazır değildim. Her şey yine eskisi gibi olsun istemiyordum. Zaten buraya zor uyum sağlamış, alışmıştım. Tekrar taşınmak falan asla istemiyordum. Hele Furkan'ı ayrılmak asla. Ama fotoğrafımı çekmişlerdi bile, kesin şimdiye kadar gazetelerde yayınlanmaya başlamışlardır. Furkan telaştan bir oraya bir buraya dönüp duruyor, sakinleşmeye çalışıyordu.

Ellerimi Furkan'ın yanağına koyup yüzünü bana doğru çevirdim.

"Aşkım lütfen sakin ol bak biliyorum sen her şeyi halledersin. Biliyorum bende seni çok telaşlandırdım. Ama böyle sinirlenmen hiç bir işimize yaramıycak. Sakinleş artık tamam mı?"

Furkan ellerimi ellerinin arasına alıp her birini birer öpücük kondurdu.

"Tamam güzelim sakinim ben şuan zaten merak etme"

Telefonun o iğrenç zil sesi bizi bu büyülü dünyadan irkilerek uyandırmıştı bizi. Furkan hemen telefonu cebinden çıkarıp kulağına götürdü.

"Alo, evet Atalay seni dinliyorum. Ne ya nasıl hall edemezsin. Atalay bak bu kızın hayatı benim yüzümden bir daha mahv olmasına asla izin vermiycem duydun mu? Bilmiyorum nasıl ama hall edeceksin bu işi."

Furkan hala bağırarak diğer odaya geçip konuşmaya devam etdi. Ama ben sadece nasıl hall edemezsiz lafına odaklanmış yerimde donup kalmış kıpırdayamıyordum. Babam bu sefer kesin beni affetmiycek. Allahım ben ne yapıcam, nolur sen yardım et bana. Tek umudum sensin. Furkan sonunda telefonla konuşmayı bitirip, geri döndüğünde biraz sakinleşmiş gibiydi.
Bu olaylar olurken diğerleri bizi yalnız bırakmak için geri dönmüşlerdi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 14 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

HAYATIMIN YILDIZIWhere stories live. Discover now