25 bölüm

83 45 10
                                    

Herkese merhaba yeni bölüm ile karşınızdayım. Geç paylaştığım için özür dilerim 🙏 Bazı sorunlarım vardı artık sık sık paylaşmaya özen göstericem söz veriyorum. 🥰😍😘😘

Keyifli okumalar.....

İrkilerek Furkan'ın göğüsünden iterek kendimden hemen uzaklaştırdım. Furkan bu durumdan hoşlanmamış olucak ki, kısık sesle küfürler mırıldanıp kapıya doğru adımlamaya başlamıştı. Furkan sinirle kapıyı açıp konuşmaya başladı.

"Ne var lan, bir yalnız kalamayacak mıyız biz?"

" sakin ol kardeşim ne bu sinir sadece siz biraz geç gelince merak ettim" Ses tonundan gelenin Mert olduğunu anlamıştım.

" Etme lan etme, mümkünse bugün beni unut. Tamam mı, rahat bırak beni. İzin ver de bir sevgilimle yalnız kalayım zaten tüm gün işim oluyor. Az az görüşüyoruz, şimdi de sen izin vermiyorsun hadi geldiğin gibide defol buradan"

" Aa çok ayıp, insan hiç kardeşini kovar mı?" Diye cevap verdi Mert. Mert nihayet gittikten sonra Furkan kapıyı kapatarak, yüzünü bana doğru çevirip sırıtarak bana doğru yaklaşmaya başladı.

" Furkan ne olur, biz de artık aşağı inelim. Bak, görüyor musun zaten bir izin vermiyorlar yalnız kalmamıza zaten önümüzde bol bol zamanımız var hadi aşkım"

Yüzünde mahmur bir gülümseme oluştu ve kafasını iki yana sallayarak kollarını iki yanıma sardı, beni hapsine alarak

"Dur be güzelim az vakit geçirelim seninle. " dedi daha sıkı sarılırken. İçimde ılık ve sıcak bir şeyin aktığını hissediyordum. Bu onunlayken hep oluyordu. Onunla olmayı seviyordum.

"İyi de içerde bekliyorlar..." dedim. Sesim elimde olmayan bir şekilde titremişti. Yüzündeki serseri gülüşü hafif dindi ama gülümsemeyi bırakmadı.

"O iki angut ve kızlar bizi umursamıyor emin ol. Sadece Mert biraz kaşınıyor o kadar, " geri geri ilerledi ve sırtını duvara yasladı ve daha da sıkı sarıldı. Boğucaktı herhalde. "Onu da ben halledicem. Bizi basmamayı öğrenicek." ellerim göğsünün üstüne geliyordu ve kalbi o kadar hızlı ve güzel atıyordu ki, heycanlanmadan edebedim.

"Uğraşma çocukla-" lafımı bitirmeme izin vermeden bir öpücük kondurmuştu yanağıma.
"Yani uğraşma yazık..." aynı şekilde diğer yanağımı da öptü.
"Hem onlar Melis'le, " son öpücüğü de dudağımı bukurken titrek bir nefes aldım.

"Dursana Furkan, " dedim. Hayır rahatız değildim sadece kalpten gitmek istemiyordum. Ama onun yanında ne kadar mümkündü bilmiyorum.

"Neden? " dedi değişmiş ses tonu ile. Çenemi öptü ve tekrar yüzüme baktı. Demek öpücükler son bulmamıştı. Hoş işime geliyordu.

Kalbim 'aynı şey benim için geçerli değil' diye haykırıyordu resmen.

"Çünkü...gelirler... Biri... Ayıp olur, " dedim. Kekeliyordum ve sesim titriyordu. Ah kahretsin utanç verici.

Dudakları anlıma uzanırken gözlerimi kapadım. " ayıp yatakta olur derler, " yine yüzüme döndü ve burnunu burnuma sürttü. "Ayıp nasıl olur, bakalım mı? " dedi.

Kalbim tekledi. Nefes alamıyorum sandım bir an"ha? " dedim. Ne diyebilirim ki?

Kalbimi parçalayacam derecede çekici bir şekilde hafif bir kahkaha atti ve burnumu öptü.
"Yarın gidelim burdan olur mu?
Şehre çok uzak ve başına bir şey gelsin istemiyorum. " dedi.

Binlerce kez aşık oluyordum. Aşk onunla güzeldi. Yanlız onunla.

"Hem gelirken dışarda ayı gördük biliyor musun? " dedi beni korkutmaya çalışarak. Ancak bütün odağım ondaydı ve onun dışındaki hiç bir şey umrumda değildi.

HAYATIMIN YILDIZIWhere stories live. Discover now