8

708 66 26
                                    

Bu gece karakolluk olabilirim
Yâr ben belanın ta kendisiyim
Ey bu gece karakolluk olabilirim
Yâr ben belanın ta kendisiyim

Kafamı nezarethanenin duvarına vururken parmaklıkların diğer tarafında Azer Bülbül söyleyen Okan ve Müco'ya baygın baygın baktım. Neredeyse bir saattir burda olduğum yetmiyormuş gibi birde bunların araba motorundan hallice seslerini dinliyordum. Okan parmaklıkları tuttu ve bana baktı.

Bu gece kapına dayanabilirim
Bağırıp aşkımı haykırabilirim
Bu gece kapına dayanabilirim
Bağırıp aşkımı haykırabilirim

Dayanamadım ve kafamı duvardan çekerek "susun lan! İçim şişti. Bir saattir cezaeviyle ilgili tüm şarkıları söylediniz. Görende müebbet yediniz sanacak!" Diye çıkıştım. "Abla haklı be abi. Bir saattir aldınız sazı susmuyorsunuz." Dedi hırsız. Bu hırsız cidden yürek yemişti. Dayak yemekten zar zor kurtulduğu kişilerle aynı yerdeydi ve hala konuşuyordu. Adanalı ona elini kaldırdı fakat vurmadı. "Burdan çıkınca karnında kelebekler hissetmek istemiyorsan sus koçum!" Dedi sessiz ama uyarıcı bir tonla. Aferin aslanım öğrettiğim gibi. Önce sözlerinle korku salacaksın.

"Vay be Ahu, seninle parmaklıklar arkasında beraber vakit geçirmekte varmış." Dedi Okan gülerek "Ulan ne romantik!" Ona hayretle baktım. Benimle dalga geçiyordu herhalde! "Ya, ne romantik, ne romantik!" Dedi Dilan sindiği köşeden. Buraya girdiğimizden beri bir köşeye sinmiş, düştüm mapus damlarına modundaydı.

"Okan, sana burdan bir çakarım ağzınla burnun yer değiştirir!" Zaten canım burnumdaydı, birde bununla uğraşıyordum! "Sen rahat ol abla." Dedi Müco ve Okan'ı ensesinden tuttuğu gibi geri çekti. Okan sinirle ona döndü. "Hayırdır oğlum, çek o elini kolunu!" Müco da ona diklendi ve alın alına geldiler "hayrına başlatma lan şimdi, rahat dur!" Okan Müco'yu omuzlarından itti. "Sana noluyor oğlum?!" Onlara gözlerimi devirdim. Bunlar onların doğal haliydi. Arada böyle dövüşe çıkartılan iki horoz gibi oluyorlardı.

"Lan, alırım lan senin façanı!" Dedi Müco, Okan'ın yakasından tutarak. Okan da Müco'nun yakasına yapıştı "almayan şerefsiz lan!" Arkadan duyduğum sesle o tarafa döndüm. "Allah'ım nerdeyim ben?!" Diye isyan eden Dilan'ı gördüm. Hırsız ise keyifle Okan ve Müco'nun kavgasını izliyordu. Şuan 'Allah'ım nerden geldim ben buraya? Okunuz üflediniz mi beni naptınız?' Diye isyan eden Bülent Ersoy modundaydım.

Okan'la Mücahit kavgaya devam ederken bir anda "noluyor burda?!" Diye bağıran Çınar'ı gördüm. Sinirle Okan ve Mücahite bakıyordu. İkisi anında birbirinden ayrıldı. "Dövecek adam bulamadınız, birbirinize mi sardınız?!" Okan Mücahit'i göstererek "bana el kol yaptı komiserim." Dedi. Mücahit ona sinirle baktı. "Lan oğlum delirtme beni-" sözünü Çınar kesti. "Başlamayın yine!"

Kısa bir süre sustu ve daha sonra "Mücahit" Dedi. "Öp Okan'ı." Hepimiz söylediği şeyle ona bakakaldık. Öpüşecekler miydi? Yıllardır tanıdığım kişilerin gözlerimin önünde öpüşmesini izlemek istemiyordum. "Nasıl komiserim?" Dedi Mücahit. "Öp Okan'ı. Yanaklarından." Dedi yanlış anlaşılmayı düzelterek. Müco hala Çınar'a bakıyordu. Çınar sinirle "sabaha kadar tutabilirim sizi, benim açımdan sorun yok." Dedi. Mücahit Okan'ı yanaklarından tuttu ve iki yanağını da öptü. "Okan, sende öp." Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

Okan da aynısını yaptı ve Mücahit'in sırtına vurdu. "Kusura bakma kardeşim. Öyle aniden yükseldim." Mücahit'tr Okan'ın sırtına vurdu. "Asıl sen kusura bakma kardeşim."  Ediyle büdü yine barışmıştı. Çınar'a döndüm ve parmaklıklar tutarak "Biz burdan ne zaman çıkarız tahmini?" Dedim en güler yüzümü göstererek. Dilan bir anda parmaklıklara yapıştı. Şaşkınlıkla ona döndüm. "Evet komiserim, ne zaman çıkarız? Ben burda kafayı yiyeceğim yoksa!" Dedi sinirle. Şuan Dilan'dan korkmaya başlamıştım. Rica etsem beni başka tarafa alır mısınız?

Deli ile divaneTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon