4.2

1.5K 104 17
                                    

Anahtarı bir kenara fırlattığımda beni dış kapıya yaslayan Jungkook kalbimin teklemesine sebep olmuştu. Elleri yavaşça belimi yerleştiğinde dudaklarını boynumda hissediyordum. Kokulu öpücüklerinin sonu gelmiyordu ve ben olduğum yerde kıvranıyordum çünkü çok fena huylanıyordum ve Jungkook'ta bunu biliyordu.

Omuzlarından tuttum ve kafasını boynumdan çekip yüzlerimizi eşitledim. Hızlıca dudaklarına atladığımda derin bir öpüşme içine girmiştik. En başında, sadece Jungkook'un bana yazdığı zamanlarda dilli öpüşmeyi sevmiyorum demişti Jungkook. Şimdi ise dilim ağzını talan ederken pekte şikayetçi durmuyordu. Islak seslerimiz boş salonda yankılanıyordu ve her seferinde daha da hırslanıyorduk. Ağzım uyuşuyordu bu yüzden yavaşlamıştım ama Jungkook'ta tık yoktu.

O sırada cebimde titreyen telefonu başta önemsememiştim ama ikinci defa aradığında Jungkook'u zorda olsa kendinden uzaklaştırabilmiştim. Hâlâ eli belimden ayrılmazken duvara yaslı eli bir anda arka cebime gitmiş, telefonumu çıkartıp bana uzatmıştı. Telefonu aldığımda tekrar kalçama yerleşen eliyle dudaklarımı birbirine bastırdım. Fazla yakındık, nefesi hâlâ suratıma çarpıyordu.

" Efendim anne. " Jungkook yanağıma sessiz bir öpücük kondurduğunda gülümsedim.

" Oğlumm ben geceye doğru gelicem. Haberin olsun. İşim uzadı. " Jungkook şeytani bir gülümsemeyle bana bakmıştı.

" Tamam an-ne sorun yok. " elleri kalçamı sıkan beden itmeye çalışıyordum ama hayvan gibiydi.

" Noldu annem niye sesin öyle geldi? "

" Telefonu düşürüyordum da. " diye yalan söylediğimde Jungkook'u dövmek istiyordum.

" Tamam tamam. Hadi kapatıyorum ben, sende ev boşken Jungkook'u eve at artık. Hadi öptüm, sus cevap verme bay. " telefon suratıma kapandığında Jungkook küçük bir kahkaha atmıştı.

" Neyse ki beni zaten eve attın. " göz devirdim.

" Sus ve beni öpmeye devam et. " gülen suratı birden solduğunda gözleri koyulaşmıştı. Tekrar dudaklarıma atılırken dudaklarımın acıdıklarını hissediyordum. Yine derin bir öpüşmeye girdiğimiz sırada artık kapının önünden çekilmemiz gerektiğini fark ettim. Çünkü sırtım sürekli kapıya çarpıyordu ve artık acımaya başlamıştı.

Jungkook'u omuzlarından itmeye başladığımda öpüşmemiz bir an bile kesilmezken onu odama getirmiştim. Dudaklarımızı ayırdım kendimi yatağa attım ve onunda gelmesini bekledim. Beni çok bekletmeden bacak arama geldi ve beni tekrar öpmeye başladı. Ellerim saç diplerinde dolaşıyordu. Yine dudaklarımızı ayırdı ve boynuma yöneldi. Bu sefer sadece öpmüyordu, boynumda iz bırakıyordu.

" Jeongguk. " sesim inler gibi çıktığında Jungkook hızlıca kafasını kaldırıp suratıma baktı.

" Siktir, Jeongguk diyor bi de. " alt dudağımı dişledim. O hâlâ aptal bir sırıtışla suratıma bakıyordu. Bir anda yerlerimizi değiştirip kasıklarına oturdum. O da yatağın başlığına yaslandı ve elleri tekrar belimi buldu.

" En son beni zor durumda bıraktığında ne olduğunu hatırlamak ister misin? " ufak bir kahkaha attım.

" Bu sefer de beni uzaklaştırıp kendini çekecek misin? " çok tehlikeli konuşuyordum, farkındaydım.

" Gerek olucağını sanmıyorum. " tekrar dudaklarına atıldım ve kucağında resmen sürtünmeye başladım. Dudaklarım yüzünden inleme sesi boğuk geliyordu. Bu sefer sadece ağız işi vermek istemiyordum. Ellerim sırtından ayrıldı ve tişörtüne tutundum. Biraz zor da olsa tişörtü çıkartıp fırlatabilmiştim. Ellerim önce karın kaslarında dolaştı ve sonra da kaslı omuzlarına çıktı. Tırnaklarımı geçiriyor, bir an bile sürtünmeyi kesmiyordum.

Yerinde doğruldu ve beni yatağa yatırdı. Az önceki pozisyonumuza geri dönmüştük.

" Şu an beni sadece ağız işi kurtarmayacak. Biliyorsun değil mi? " cevap vermedim, onun yerine tişörtümü çıkarttığımda üstüme eğildi ve ıslak öpücüklerini her yerime kondurmaya başladı. Yavaş yavaş kasıklarıma geliyordu ve bu derince inlememe sebep oldu.

Eşofmanımı da hızlıca çıkartıp attığında sadece baksırımla kalmıştım. Dudakları boynuma doyamamış gibi tekrar tekrar aynı yeri öpüyordu. Eli baksırımın içinden girdiğinde kendimi asla tutmaya çalışmadım ve inledim. Parmağı deliğime yaslandı, bir anda içime itti. Yine derince inledim ve gözlerimin dolduğunu etrafımı bulanık görmeye başladığımda anladım. Kesinlikle hazdan dolayı olmuştu. Parmağı içimde gelgit yapıyordu ve ben olduğum yerde ona sıkıca tutunmaktan başka bir şey yapamıyordum. Daha sonra ikinci parmağı eklendi, alışmıştım bu yüzden kendimi kasmıyordum. Ama artık parmaklarıyla da yetinebileceğimi sanmıyordum.

" Tamam Jungkook yeter, parmaklarını istemiyorum. " dudakları boynumdan ayrıldı ve yüzüme bir öpücük bıraktı.

" Ne istiyorsun? " imdat! Beni delirtmek mi istiyordu gerçekten? Elim bir anda penisine atıldığında inledi.

" Ne istediğimi anlamışsındır herhalde. "

" Emin misin? " ofladım. Gerçekten canım acımaya başlamıştı.

" Yapmayacaksan senin gibi kendimi çekebilirim. " yüzü gergin bir halden güler bir hale geldi.

" Bu sana baya koymuş sanırım. "

" Sende koymak ister misin? " gerçekten asla böyle şeyler söylecek birisi değildim. Yarın utançtan öleceğimi de biliyordum. Ama kendime hakim olamıyordum ki!

Jungkook için bu son nokta olmuş olmalıydı çünkü bir anda pantolonunu çıkartıp tekrar önümde durdu. Önce benim baksırımı bir kenara fırlattığında bacaklarımı birbirine bastırıyordum. Kendininkini de aynı şekilde fırlattı ve yüzüme baktı.

" Kremin var mı? Canının acımasını istemiyorum. "

" Çekmece- çekmece de var. " yatağımın yanındaki çekmeceyi açıp kayganlaştırıcı ve kondomu gördüğünde şaşırmış görünüyordu.

" Bunların ne işi var? " şu an bunu sorgulamasının tam zamanıydı zaten.

" Ne işi olabilir Jungkook? Bizim için
almıştım. " yüzünde yine bir gülümseme oluştu ve önce kondomu alıp penisine taktı. Ardından eline sıktığı kayganlaştırıcıyı deliğime sürdüğünde soğuk olduğundan dolayı huylanmıştım.

Üstüme eğildi burnuma öptü, ve gerçekten hiç beklemediğim bir anda içime girmişti.

" Siktir! " tırnaklarımı acımasızca sırtında dolaştırıyordum çünkü o bana hiçte acımamıştı! Bir süre haraket etmeden alışmamı beklemişti. Daha sonra da yavaşça içimde gelgit yapmaya başlamıştı. Derince inliyor, bir yandan da Jungkook'u öpmeye çalışıyordum.

Bir süre o pozisyonda kaldığımızda anlayamadığım bir şekilde doğruldu ve içimden çıkmadan beni kucakladı. İşte o sırada anladım aslında az önce kendini tamamen içime itmemişti.

Birkaç adımda makyaj masama geldiğimizde beni yere indirirken içimden çıktı. Ardından sert bir şekilde arkamı döndürdü ve boynumdan tutarak masaya yasladı. Nereye tutunacağımı bilemedim ve masanın üstündeki çoğu şey yere düşmüştü. O an kaldırmadığım için çok pişman olmuştum. Jungkook tekrar içime girdi ve bu sefer daha rahat bir pozisyonda olduğumuzdan içimde daha hızlı gelip gidiyordu. Çıkan sesler bir an bile kesilmezken kendimi tutamadım ve geldiğimi anlamıştım.

Jungkookta bir süre daha içimde gelgitlerini devam ettirdi. Ardından kondomu çıkartıp bir anda üstüme gelmişti. Derince inledi ve ardından hâlâ masaya yaslı olan beni kucakladı ve yatağa yatırdı. Çok yorgundum, gözümü açamıyordum. Buna rağmen kalbim hâlâ çok hızlıydı.

" Canım, duş almamız lazım. " örtünün altına girmeye çalışırken dediğini umursamadım.

" Taehyung... " örtüyü üstümden aldığı gibi beni de kucağına aldığında beraber duşa girmiştik. Ilık su beni daha da mayıştırdığında kendini Jungkook'a bırakmış ve uyumuştum.


***
igghrenc bir bolumdu yok yani ben bu smut isini beceremiyorum

NEYSE YARIN OY VERİYOM hadi bakalim gebericem heyecandan

untrustworthy | taekookWhere stories live. Discover now