Bölüm 7. Tamam mı? Devam mı?

13 5 0
                                    

Bölüm 7.

Tamam mı? Devam mı?

"Usta bize bir tane daha yap." Dedi Alp gülerek. Sahilin yanında küçük tahta masalarda oturmuştuk. Alp dirseklerini dizlerinin üstüne koymuş, ellerini birbirine kenetleyerek öne doğru uzatmıştı. O kendi balık ekmeğini bitirirken benim ikinci balık ekmeği yememi gülerek izliyordu.

"No bokoyon oylo?" Dedim kaşlarımı çatarak. Beni duymak için öne eğildi.

"Ne dedin?" İşaret parmağımı kaldırarak bana zaman vermesini gösterdim. Ağzımdakileri tamamen yuttum.

"Ne bakıyon öyle dedim." Lafım biter bitmez hemen yeniden ısırık aldım. Resmen gerginlik mideme vurmuştu, dayanamıyordum.

"Bu kadar yemek yiyorsun eyvallah ta.. nasıl zayıf kalıyorsun anlamıyorum."

"Ya resmen lokmalarımı sayıyorsun." Dedim ters bir ifadeyle. Sözlerim zorlukla anlaşılırken. "Spor yapıyorum ben bir kere! Zaten zorla zayıfladım, nazar değecek!" Diye devam ettim. Alp yüzünü buruşturdu.

"Ağzında yemek varken carlanmaz, öğretmediler mi sana?" Balık ekmeğimin son ısırığını aldıktan sonra ellerimi peçeteye sildim. Ayran içmek isterdim ama hastahanelik olmaktan korkuyordum. "Zorla zayıfladım derken?" Diye devam etti.

"Psikoloğa gittiğim zamanlarda ilaç kullanıyordum. Baya kilo almıştım." Aklıma o zamanlar geldiğinde ister istemez durgunlaşmıştım. Küçük lokmalarla elimdeki ekmeği bitirmeye çalıştım.

"Ustam! Bizim siparişi paket yapalım." Adam başıyla beni onayladığında "Sağolasın" dedim. Üstümdeki ölü toprağını silkelemem lazımdı ve bunun için tabii ki de Alple uğraşacaktım. Ona dönüp işaret parmağımı ona doğru uzattım. İki saniye kaşlarını çatarak parmağıma baktığında gözleri şaşı gibi olacaktı, hafif kıkırdadım.

"Ve sen Alp Kılıç. Hesap senden, restorandaki hesabı bana kitlemiştin, bunu da sen öde."

"Bir çikolatalı pasta, iki bardak kahve ve yemeği ben mi yedim ki.." Yapmacık olan şaşkınlığının altında alay yatıyordu. Bana bir azdan obur dese şaşmazdım.

"Sen gerçekten benim lokmalarımı sayıyorsun." dedim şaşkınlıkla. Güldü. "Ama hayır, buna kanmayacağım, hesabı öde."

"Hesabı neden ben ödeyeyim ki?

"Ne bileyim" ellerimle tırnak işareti yaptım. " 'nezaket' diye bir kavram var, haberdar mısın dağ ayısı?"

"Yalnız şu" aynı benim gibi tırnak işareti yaptı. " 'nezaket' dediğin kavramı yaparsak ben 'salak' sende 'beleşçi' oluyorsun."

Onu kınar gibi dilimi damağıma vurarak 'cık cık cık' yaptım. Çantamdan paramı çıkaracağım sırada elimi tuttu. Gülerek sandalyesinde bir az kaykınarak cüzdanını çıkardı. "Şimdilik yapıyorum bundan sonrası Alman usülü. Herkes yediğini öder. Tamam mı?" Cevap vermemi beklemeden devam etti. "Güzel. Aferin."

🐾🕊️

Hesabı ödedikten ve paket yapılmış balık ekmeğimi aldıktan sonra bilerek sahilin diğer tarafına park ettiğimiz arabanın yanına kadar yürüdük. İkimizinde ellerimiz ceplerinde, yavaş yavaş yürüyorduk. İstediğime yakınlaşmıştım, Gül halayı bulamasakda şimdilik damadını bulmuştuk.

"Planın ne? Konuşacak mısın Enginle?"

"Engin?" Diye sordum ona bakıp. Çenesi her zamanki gibi dikti, kendinden emin ve sakin adımlarla yürüyordu. Siyah montunun yakalarını kaldırmıştı, siyah saçını rüzgar hafif dağıtmıştı.

GüvercinWhere stories live. Discover now