5

191 10 2
                                    

"Seks hastalığı varmış." dedi Tae önündeki şaraba uzanırken "Evet biliyorum. "Tae ben gerçekten uzun süre onunla konuşmadım. Hala kızgınım ama onu hastayken tek bırakamam." Jungkook ondan bir atak bekliyordu. "Sorun değil sana kızmıyorum." dedi. Tae ona baktı "Aynı durumda sen olsaydın ben de Namjoon hyunga hasta olduğu için bir şey diyemezdim." Jungkook başını önüne eğdi. "Sizden daha kötü durumdayız. Herkes ona hayran olduğumu düşünüyor." Offladı genç üye "Ayrıca Namjoon' un sikinde değilim." dedi. Tae kafasının üzerindeki yıldızlara baktı. "Koskoca evrende bu sikiklere nasıl aşık olduk." dedi. Jungkook kahkaha atmaya başladı. "Heyyyy hergeleler bizsiz kamp ha." diyerek bağırdı Yoongi. İki genç hala gülmeye devam ederken "Hayır kampa çağırmadıklarına çok üzülmedim ama şu kahkahalara üzüldüm. Hadi ne konuşuyorsunuz bize de söyleyin gülelim." dedi Jhope. O gülmeye hazırdı. Karşılarına çöken Jimin ve Namjoon ile daha da gülmeye başlamışlardı. "Sarhoş mu oldunuz?" dedi Namjoon. "Neyse boş verelim onları." deyip etleri kızartmaya devam ettiler. Jungkook ve Tae çok içmişti ve bu sebeple oldukları yerde sızmaya başlamışlardı. Çok geç olmadan hyunglarının yönlendirmeleri ile karavana gitmişlerdi.

Sabah karavanlarının sallanmaları ile uyanmışlardı. Ayak ucunda bir ağırlık hissetmişti Tae. Jimin' in kıvrıldığını görünce içi ezilmişti oraya nasıl sığmıştı ki. "Itelim bence." dedi Jungkook. "Yok artık." dedi genç çocuk o hala kırgındı ama zorla güzellik olmazdı. Yapacak bir şey yoktu. "Enayi misin Hyung? Hadi çok eğlenceli olacak." deyince Tae' de gülümsedi. İki genç ayaklarıyla itmişti sarışın olanı. Jimin yere düşmesi ile kolunu ağrıtmış olsa da önce bir doğruldu, etrafına baktı ve uyumaya devam etmişti.

"Kook ne olur Tae' yle aramıza düzeltmeme yardım et?" Jimin parmaklarını saçlarının arasına koymuş başı önündeydi. "Ama eğer tekrar onu üzersen.." "Hayır hayır bak ben hastaydım." "Peki hyung onunla ne olmak istiyorsun?" Jimin genç çocuğa baktı bunu hiç düşünmemişti. Ne istiyordu. "Arkad" "O sözün devamını sakin getirme Jiminshi. Arkadaşlar birbiriyle sevişmez." Jimin yutkundu. "Kook ben onun her şeyini bilirdim. Sen, ben ve o hiç ayrılmadık. Kabul ediyorum zaten şerefsizin tekiyim ama sen de biliyorsun aylardır canım yanıyor. Onunla aynı ortamda olmayı özledim. Ne bileyim evinin adresini bile bilmiyorum. Dolaplarının ya da duvarlarının rengini evindeki çay setlerini o yemek yapmayı bilmiyor ne yiyip ne içiyor onu bile bilmiyorum?" Jungkook Jimin' in Tae' yi sevdiğini biliyordu bu yüzden "Tamam" dedi. "Hadi o zaman ara." dedi. Jungkook telefonu eline aldı. "Müsait misin?" dedi. "Tamam geliyorum." deyip kapattı. Üzerine bir şeyler almak için odaya girdiğinde eline telefonu tekrar aldı.

Kookie:
Jimin' le geliyoruz.

Taehyungie hyung:
Ne? Neden? Onu istemiyorum evimde.

Kookie:
Hyung bu senin için zor biliyorum ama yemin aylardır kafamın etini yiyor. Sürekli seninle aynı ortamda olmak istediğini dile getiriyor ve sanırım o zor durumda. Eskiden sana anlatırdı, seninle rahatlardı. Gerçekten yardıma ihtiyacı var.

Taehyungie hyung:
Offff. Nasıl durmalıyım, nasıl davranmalıyım?

Kookie:
Sana haber verdiğimi bilmiyor. Bu nedenle şaşır. Konuşmak konuşmamak sana kalmış.

Taehyungie hyung:
Off Kook.

Birazdan kapının önüne gelince Jimin onun evinin bulunduğu sokağa şaşırdı. Eski yurtlarına çok yakındı burası. Kapının çalınması ile önündeki çocuğun şaşkın yüzünü izledi. "Hoş geldiniz." dedi. İçeri geçmeleriyle Jimin aldığı hediyeyi ona uzattı. Tae onun eline bakmıştı, bir adım atıp ilerledi. Elindekine uzandı. Meraklı gözükmemek için sehpaya bıraktı hediyeyi. Herkes koltuklara çökünce gergin havanın dağılması için "Aç mısınız?" diye sordu. Soruyu Jungkook'un yüzüne bakarak sormuştu. "Evet" dedi. Tae ise gülümseyip arkasına uzandı. "Hazır yemek sipariş etmiştim kendime onu 2 saat önce yemiştim. Yani beyler mutfak orada istediğinizi pişirin." dediğinde Jungkook sinirle güldü. Jimin ise onun için endişenlenmisti. Dışarıdan yemek çok sağlıksızdı ama buna şimdi itiraz edemezdi. Jungkook önden ilerlerken Jimin arkasındaydı. İlk Jimin keşfetmek isterdi bu evi kaçırdığı fırsata üzülmüştü. Yemekleri onlar hazırlarken Tae masanın üzerinde oturuyordu. "Gel öğren bari." dedi sitemle Jungkook. "Hayırrŕrr" dedi Tae. Jimin dolaptan yumurta çıkacakken üzerindeki magnetli fotoğraflara takıldı. Bütün arkadaşlarıyla fotoğrafları vardı. Özel fotoğraflar kendisinin ise sadece grupla olan fotoğrafı vardı. Telefonun sesi onu kendisine getirmişti. "Efendim Bogum." diyerek açtığında Jimin hızlıca ona döndü. Tae salona doğru ilerlerken "Bunlar hala deniyorlar mi?" diye sordu genç çocuğa. "Evet güzel bir ilişkileri var." demesiyle Jimin'in elinde tuttuğu yumurtalar sıkmaktan kırılmıştı. "Offf kendine gel." diye seslendi ona. "Sen onu bu duruma ittin." dedi. Hem etrafı toplayıp hem de yemek yaptıktan sonra oyun oynamaya başlamışlardı. Jimin' in içindeki kurt duymamıştı. "Bogum ne diyordu?" dediğinde iki gençte elindeki konsolların hakimiyetini kaybetmişti. "Tatile gideceğiz? Onun planı ile konuştuk." dedi. Jimin sinirle tıslamıştı. "Gerçekten onunla sevgili olarak anlaşıyor musunuz?" diye sordu. Tae tek kaşını kaldırdı. "Evet gayet iyi gidiyor ilişkimiz o çok düşünceli ve kibar" dedi. Jimin onun konuşmasına sevinmişti ama susmasını istemek ve istememek arasındaydı. "Bu evi o bana buldu. Yurda yakın olduğu için çocukluğum bu mahallede geçmişti sonuçta. Yine beraber sürekli bir yerlere kaçıyoruz, ayrıca ne kadar yorgun veya üzgün olduğu farketmesizin her zaman bana kibar davranıyor. Saçma sapan şeyler istesem bile hemen anında yapıyor. Beni çok seviyor. Sürekli yıldızların göründüğü yerlere gidip bütün gece onları izliyoruz bazen orada öpüsüüyor" "İyi" diye sesini yükseltti Jimin. Jungkook'un iri gözleri iki gencin arasında volta atarken "Evini gezebilir miyim?" diye sordu Jimin. Nefes almalıydı. Başıyla onayladı genç çocuk. Jimin hızlıca önce banyoya girip yüzünü yıkadı sonra odaları gezdi. Bu lanet olası evde kendinden bir iz bulmalıydı yoksa delirecekti. Oturma odası ve fotoğraf odasını hızlıca gezerken bir iz bulamamıştı. Öfkeyle yatak odasına girdi. Çekmeceler, bazanın altı, yandaki giyinme odası, komodinler ondan hiçbir iz bulamazken gözleri bulanıklaştı. Tae "Bitirmişti, her şeyi." Odadan çıkıp salona vardığında iki gençte endişeyle ona baktı. "Kalkalım mı" dedi. Jungkook hemen ayağa kalktı. Jimin ona baktı "Yeni başlangıcın sana uğur getirsin." diyerek arabaya doğru yol aldı. "Ne oldu ki şimdi birden" dedi Tae. "Bilmiyorum." diye sayıkladı genç çocuk.
Arabaya Jungkook' un binmesiyle Jimin camları açtı. Evden uzaklaşınca "Jiminshi" dedi. Jimin haykırarak ağlamaya başladı. "Beni bitirmiş Kook. Bana dair hiçbir şey yok hayatında. Hatıralarını, fotoğraflarımız hiçbir şey yok." diyerek hünkürerek ağlamaya devam etti.

Taehyungie hyung:
Ne olmuş?
Kook?
Neden öyleydi?
Heyy

Kookie:
Tae Jimin çok kötü ben ilk defa onu böyle gördüm. O evi gezmiş, senin onu unuttuğunu asla affetmeyeceğini falan düşünüyor.
O çok ağlıyor.
İlk defa böyle ağladığını gördüm.

Taehyungie hyung:
Ev ne alaka?

Kookie:
Anlamadım ki?
Ağlamaktan anlatamıyor.

Taehyungie hyung:
Kook onu yalnız bırakama ve beni ara olur mu?

Sendeki BenWhere stories live. Discover now