~41. Bölüm ~

65.5K 4.7K 519
                                    

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.🤍

  41. Bölüme geldik, kırk bir kere Maşallah diyelim o zaman.🤭🧿

Elindeki kahve tepsisini daha dikkatli tuttu ve merdivenleri çıkmaya başladı Gülhanım. Kocası ile kendisine  bol köpüklü bir kahve yapmıştı, uzun zamandır baş başa vakit geçiremiyorlardı. Mehran Efe sağolsun her anlarını bozuyordu, hazır amcaları ile oynuyorken,  kocası ile vakit geçirsinlerdi. Çiçekli elbisesini eliyle düzeldi ve her zaman ki gibi yüzündeki gülümseme ile kapıyı çalmıştı. Birkaç saniye sonra içeri girdi kocası telefonda konuşuyordu.

- Tamam Sibel, çok teşekür ederim iyi akşamlar!" Karşı tarafı dinlerken, karısına elini uzattı. Gülhanım elindeki kahve tepsisini masanın ucuna  bıraktı ve kocasının elini tutup masanın üzerine oturdu. Sessizce ' Selam söyle.' diye ağızını oynadı. Sibel, Yusuf Mirza'nın yeni asistanı idi. Gülhanım,  tanışmıştı o kadar güzeldi ki Sibel,  güler yüzlü, sevecendi hemen kanı kayanmıştı Sibel'e, hatta bu yaz sonu düğünü vardı. Mehran Efe'den sonra asistanlığı bırakmıştı, Oğlu tüm gün babasına hasret kalıyordu, birde annesine hasret kalsın istememişti. Ama evde sadece  tüm gün oğlu ile vakit geçirmiyor  bir yandanda başka işlerle de  uğraşıyordu. Sürpriz işlerle...

Yusuf Mirza, karısının selamını iletmiş ve telefonu kapatmıştı. Daha sonra tek bir hamlede masada oturan karısını kucağına çekmiş dizlerinin üzerine oturtmuştu. Kara gözleri, karısının üzerinde arzu ile gezerken, kolunu karısının ince beline koymuş ve kendine daha çok yaslamıştı... Gülhanım halinden memnun bir vaziyete kocasının boşta kalan eliyle elini kenetlenmişti.

- Ben bu sıralar kocamı fazla ihmal ediyorum galiba." Dedi sesindeki cilve ile, Yusuf Mirza gülmüştü,

- Bunun farkına varman çok güzel, sevgili karıcığım." Demişti, dudaklarını karısının dudaklarına yaklaştırdı, nefesleri birbirine karışırken, Gülhanım ellerini kocasının boyununa dolamış ve kucağına daha çok yerleşmişti.

- Seni öpemeye başlarsam sanki, içeri Mehran Efe girecekmiş gibi hissediyorum."

Çünkü hep öyle oluyordu karısına ne zaman dokunsa oğlu bir yerden çıkıyordu. Gülhanım, kıkırdamış ve kocasının hamlesini beklemeden dudaklarına kapanmıştı. Yavaş başlayan öpüşme yine sonlara karşı sertleşmişti. Kucağındaki karısını kendine daha çok bastırmış ve boğuk şekilde inlemesine sebep olmuştu Yusuf Mirza, nefeslenmek adına ayırılmış ve alnını karısının alına koymuştu. Derin nefesler alırken, tekrardan dolgun dudaklarını karısının dudakları ile buluşturmuştu. Ve masanın üzerindeki dosyaları tek bir hamlede yan tarafa itmiş ve karısını masanın üzerine koymuştu. Giydiği elbise bol olduğu için, Yusuf Mirza'nın bacakları arasına girmesi çok kolay olmuştu.

- Tadını çıkara çıkara, öpemiyorum oğlun psikolojimi bozmuş." Diye bir itirafta bulundu.

Gülhanım, dirseklerini masaya koydu ve ayakları ile kocasını kendine daha çok bastırıp, kaşlarını çattı

- Oğlun? Tek başıma yaptım herhalde?"

Yusuf Mirza karısının dudaklarına ufak bir öpücük kondurdu. Ve karısının çıplak bacaklarını okşamaya başladı.

- Doğru birlikte yaptık, bence yine yapabiliriz." Demişti, vücudunda dolaşan eller ve bacakları arasında hissettiği sertlik ile aklı bir karış havada cevap verdi.

- Çok istiyorsun değil mi? İkinci bir çocuğumuzun olmasını."

Yusuf Mirza, başını olumlu anlamda salladı. Çok istiyordu, bir kızı olsun istiyordu ama karısının ikinci çocuk fikrine sıcak bakmadığını bildiği için, sadece istemekle kalıyordu. Uzandı ve karısının dudaklarını tekrar öpmeye başladı.. Karısına karşı içinde büyük bir özlem vardı. Derken Gülhanım, ellerini kocasının iri gövdesine koydu ve istemeye istemeye onu kendisinden uzaklaştırdı, dudaklarını yaladı ve sertçe yutkundu.

PAYEDÂR(TÖRE) /TAMAMLANDI\Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin