~20.Bölüm~

96.4K 5.5K 587
                                    

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum🤍 sanki oylar düşmüş biraz (:

Kravatını biraz gevşetti ve derin bir nefes alıp az önce karısının getirdiği dosyalara tekrardan göz attı ve imza atılacak olanlara imzasını hızla atmaya çalıştı. Acilen şirkete ki işini bitirip önce hastaneye sonra da  Mardin'e dönmesi lazımdı. Sabah Şahan arayıp Şahin'in durumundan bahsetmişti. Haşim ağa kızını vermemeye kararlıydı ama Yusuf Mirza'da o iki aşığı kavuşturmaya kararlıydı gerekirse araya aşiret büyüklerini sokar yine de kardeşini sevdiğine kavuştururdu. Sıkıntı ile nefes alıp verdi Şahan'ında bir derdi vardı onu da öğrenmesi lazımdı sabah sesinden gayet belli oluyordu ama telefon da sormak istememişti. Acaba şu sıralar kardeşlerini çok mu boşlamıştı? Mardin'e dönünce artık iki kardeşini de karşısına alır konuşurdu. Daha sonra aklına gelenle telefonuna uzandı üç gündür Nazmiye hanım ile konuşmuyordu acaba kötü bir durum mu vardı? Her ne kadar kız kardeşine kızıyor olsa da ona babasından emaneti sırf babasının emaneti olduğu için görülmez eli hep üstünde olacaktı Ayşe'nin evet onu hiç bir affetmeyecekti belki ama yine de iyi olmasını istiyordu. Arama kısmına bastı ve telefonu kulağına götürdü birkaç çalıştan sonra açılmıştı.

- Nasılsınız? Her hangi bir sıkıntı yok değil mi?" diye sordu tek bir sorun olması yeterdi o Miran Korkmaz'ı  silmesi için tek bir sorun. Onu Mardin'den silmesi için tek bir sorun gerekiyordu. Karşı taraftan olumlu cevap alınca ister istemez sevinmişti en azından iyidi telefonu kapatacağı zaman aylar sonra Ayşe'nin sesini duymasıyla içi cız etti. Kara gözlerinin içi yandı... Aylar sonra sesini duymuştu ama neşeli değildi sesi, sanki buruktu sesi veya üzgün daha fazla dayanamadı ve kapattı telefonu ellerini saçlarının arasından geçirdi gergince. Şahan affetmişti hatta Şahin bile kendi içinde affettiğini söylemişti Ayşe'yi Anasının ve Yâde'sinin zaten burnunda düşüyordu. Peki ya kendi? Bir gün kinin önüne geçip affedecek miydi? Yoksa rahmetli dedesi gibi ölüm döşeğinde bile kin mi tutacaktı? Ama şöyle bir gerçek vardı ki Ayşe'nin saçının teline zarar gelirse Mardin'i yakaradı. İçi ne kadar kırgın olursa olsun yapardı...  Kapının çalınmasıyla düşüncelerinden çıktı ve gür tok bir sesle Gel dedi bir kaç saniye sonra içeri tüm heybeti ile Barut girmişti. Ama girer girmez kendisine öyle bakmasını beklemiyordu.

- Sen lacivert takım elbise mi giydin?" dedi çok tuhaf bir ses tonuyla Yusuf Mirza siyahtan başka bir renk giyindi ise yakında kıyamet kopardı.

Yusuf Mirza, arkadaşının tepkisine göz devirdi sabah karısı çok ısrar edince eee biraz da cilve yapınca ne yapsındı? Giyinmek zorunda kalmıştı ama zerre rahat değildi sanki lacivert değil de pembe giyinmişti o derce rahatsızdı. Üstelik Barut'un verdiği tepkinin aynısını sabah Çağrı'da vermişti. Barut geçti ve karşı koltuğa oturdu hala üzerinden şoku atamamıştı.

- Emir büyük yerden gelince giyinmek zorunda kaldım." dedi öyle ya karısı ona ne derse onun için  emirdi.

Barut'un yüzünde buruk bir gülümseme oldu herşeyi hayal ederdi ama Yusuf Mirza'yı böyle aşık hayal etmezdi. Keşke dedi içinden Keşke Senem'de bu anlara şahitlik etse idi. En çok o görmek isterdi üniversite zamanın da Yusuf'a kaç kere kız ayarlamak istemişti ama hep red etmişti Yusuf Mirza, Off! Vallahi çok birşey istemiyorum sadece senin evlendiğini görmek istiyorum, demiş ve görmemişti kendi yüzünden... Boğazı düğümlendi sertçe yutkundu ve yüzüne zoraki bir gülüş sundu karşısında ki adama.

- Demek yengem giydirdi." dedi konuyu dağıtmak için Yusuf Mirza başını olumlu anlamda salladı ve bilgisayardan son kalan işlerini hall etmeye başladı bir yandan dosya bir yandan bilgisayar kafası alak pulak olmuştu.

PAYEDÂR(TÖRE) /TAMAMLANDI\Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin